Translation of "Yapmasına" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Yapmasına" in a sentence and their spanish translations:

Haçlı ordularının yapmasına maruz kaldılar

fueron expuestos a los ejércitos cruzados haciendo

Bunu kimsenin yapmasına izin vermeyeceğim.

- No permitiré a nadie que lo haga.
- No dejaré que nadie lo haga.

Onun bunu yapmasına izin vermeyeceğim.

No permitiré que lo haga.

Onların onu yapmasına izin vermeyeceğim.

No voy a dejar que hagan eso.

Tom'un bunu yapmasına izin veremeyiz.

No podemos permitirle a Tom hacer eso.

Tom'un onu yapmasına izin veremeyiz.

No podemos dejar que Tom haga eso.

Tom istediğini yapmasına izin ver.

Deja que Tom haga lo que quiera.

Onu kendi başına yapmasına izin verme.

- No dejes que lo haga por sí mismo.
- No dejes que lo haga solo.

Onun istediği gibi yapmasına izin ver.

Déjalo que haga lo que quiera.

Tom'un bunu yapmasına izin verdiğime inanamıyorum.

- No puedo creer que dejo que Tom haga eso.
- No puedo creer que dejé que Tom hiciera eso.

Onun başvuru yapmasına izin vermelerini talep ediyorsun."

Y le exiges que te dejen presentar esa solicitud".

Tom'un yaptığı şeyi yapmasına devam etmesini istiyorum.

Quiero que Tom siga haciendo exactamente lo que ha estado haciendo.

Tom'un bazı ev işlerini yapmasına yardım ettim.

Ayudé a Tom a hacer algunas tareas.

Mary'nin bunu sana yapmasına neden izin veriyorsun?

¿Por qué dejas que María te haga esto?

Onun bazı ev işlerini yapmasına yardım ettim.

Le ayudé con algunas tareas.

Tom, ebeveynlerinin istediğini yapmasına izin verdiğini söyledi.

Tom dice que sus padres le dejan hacer lo que él quiera.

Tom Mary'nin onu yapmasına gerek olmadığını söyledi.

Tom dijo que Mary no tenía que hacer eso.

Tom bana onu yapmasına yardım etmemi rica etti.

Tom me rogó que le ayudara a hacerlo.

Neden Tom'un bunu senin için yapmasına izin veriyorsun?

¿Por qué dejas que Tom te haga eso?

Tom'un onu yapmasına gerek yok. Mary onu yapar.

Tom no debe hacer eso. Mary lo hará.

Doktor elinden geleni yapmasına rağmen hastanın iyileşmesi yavaş gerçekleşti.

Aunque el doctor hacía todo lo que podía, el paciente se recuperaba solo lentamente.

Mary, her zaman erkek arkadaşının ödevlerini yapmasına yardımcı olur.

Mary siempre ayuda a su novio con los deberes.

- Onu yapmama izin ver.
- Onun onu yapmasına izin ver.

Deja que lo haga.

Ve Bay Ruiz'in yardım için başvuru yapmasına izin vermeleri gerekti.

y finalmente le permitieron al Sr. Ruiz solicitar su ayuda social.

Sanırım onun her zaman istediğini yapmasına izin vermeyi durdurmamın zamanıdır.

Creo que es hora de dejar de permitirle que se salga siempre con la suya.

Tom Mary'ye ödevini yapmasına yardım etmek için çok zaman harcıyor.

Tom pasa mucho tiempo ayudando a Mary a hacer su tarea.