Translation of "Tarafta" in Spanish

0.018 sec.

Examples of using "Tarafta" in a sentence and their spanish translations:

Enkaz şu tarafta.

Los restos están por allá.

Plaj ne tarafta?

- ¿En qué camino queda la playa?
- ¿Para adónde queda la playa?

Doğu hangi tarafta?

¿Dónde está el este?

Yan tarafta yaşıyorum.

- Vivo enseguida.
- Vivo al lado.

Peki batı ne tarafta?

¿Cual es el oeste?

Çakmak taşı her tarafta bilinir,

Los pedernales son conocidos en todos lados,

Bu tarafta, kayalıklara doğru mu?

¿Por allí? ¿Hacia esa rocas?

- Sağ tarafta kalın.
- Sağdan gidiniz.

- Circulen por la derecha.
- Quédate a la derecha.

Hangi tarafta olduğumuza hemen karar vermeliyiz.

necesitamos decidir muy rápidamente de qué lado estamos.

Bir tarafta nasanın bize dayattığı veriler

por un lado, los datos impuestos por nosotros

Yumurtalar arka tarafta, karanlıkta. Görülmeleri imkânsız.

Puso los huevos atrás, en la oscuridad. Era imposible verlos.

Diğer tarafta ne olduğunu görmek istiyorum.

Quiero ver lo que hay al otro lado.

Kısa tarafta olmanın nasıl olduğunu gör bakalım."

Podrás ver lo que es estar en el extremo más corto del espectro".

Yani batının şu tarafta, kanyon yarığının arkasında

Entonces, creen que el oeste es por allí,

- Plaj ne tarafta?
- Hangi yol plaja gider?

- ¿Por dónde queda la playa?
- ¿En qué camino queda la playa?
- ¿Para adónde queda la playa?

- Affedersiniz, çıkış nerede?
- Affedersiniz, çıkış ne tarafta?

Disculpe, ¿dónde está la salida?

Güvenli tarafta olmak için o, hastaneye gitti.

Por las dudas fue al hospital.

Bu sırada izleyicinin hangi tarafta olduğumuzu bilmesine yarıyor.

y dejar que la audiencia sepa de qué lado estamos.

Demek batının bu tarafta, kayalıklara doğru olduğunu düşünüyorsunuz?

Así que creen que el oeste es por allí, hacia esas rocas.

Her iki tarafta, erkekler, kadınlar ve çocuklar öldürüldü.

En ambos lados mataron a hombres, mujeres y niños.

Öbür tarafı bilmem ama bu tarafta iyiler kaybeder.

No sé cómo será en el otro lado, pero en este lado los buenos pierden.

Eğer tüm büyüme bu yöndeyse güney bu tarafta demektir.

Si el árbol crece hacia allí, significa que ese es el sur.

Diğer tarafta ise düz dünyacıların nasa'nın verilerini çürüttüğü teoriler

Por otro lado, las teorías en las que los worldistas planos refutan los datos de NAS

- Affedersiniz, fırın nerede bulunuyor?
- Pardon, fırın ne tarafta acaba?

Disculpe. ¿Dónde está la panadería?

Evet, bakın. Takip cihazı, Dana'nın... ...hâlâ o tarafta olduğunu gösteriyor.

Sí, el rastreador indica que Dana está aún por allí.

Sorun şu ki bu tarafta da su bulunduğunun garantisi yok.

El problema es que no hay garantía de que haya agua.

- Tom Mary ile aynı tarafta oldu.
- Tom Mary'nin tarafını tuttu.

Tom se alineó con Mary.

Kavga gittikçe kanlı bir hal alıyor, iki tarafta üstünlüğünü kanıtlamak istiyor

La lucha es feroz, ya que ambos lados quieren probar su superioridad.

İki tarafta koca bir yılı isyanları bastırmak ve tekrardan organize olmakla geçiriyor.

Ambos bandos pasan un año sofocando revueltas y reagrupándose.

Ama sorun şu ki geri dönmesi gerekiyor. Diğer tarafta, köpek balığı kokusunu tekrar aldı.

Pero el problema era que debía regresar. Del otro lado, el tiburón percibió su olor de nuevo.