Translation of "Tanrı" in Spanish

0.099 sec.

Examples of using "Tanrı" in a sentence and their spanish translations:

"Tanrı aşkına ..."

"Jesucristo ..."

Tanrı vardır.

Dios existe.

Tanrı kötüdür.

Dios es malo.

Tanrı aşkına!

- ¡Por Dios!
- ¡Por el amor de Dios!
- ¡Por amor de Dios!

Tanrı büyüktür.

- Dios es grande.
- Dios es bueno.

- Tanrı, Kraliçe'yi korusun!
- Tanrı kraliçeyi korusun.

- ¡Que Dios salve la Reina!
- Que Dios salve la Reina.

- Tanrı şahidim olsun.
- Tanrı benim şahidimdir.

Dios es testigo.

Tanrı tarafından cezalandırıldı

Castigado por dios

Tanrı, duamı duy.

Dios, oye mi plegaria.

Tanrı var değildir.

- Dios no existe.
- La blasfemia es un crimen sin víctima.
- No hay dios.

Tanrı evreni yarattı.

Dios creó el universo.

Tanrı evreni yaptı.

Dios creó el universo.

Bir tanrı nedir?

¿Qué es un dios?

Gerçekten Tanrı vardır.

En efecto, Dios existe.

Tanrı Almanları kutsasın!

¡Dios bendiga a los alemanes!

Tanrı dualarımı duydu.

Dios escuchó mis oraciones.

Tanrı, hata yapmaz.

Dios no comete errores.

Sen Tanrı değilsin.

No sos Dios.

Bir tanrı öldürdüm.

Maté a un dios.

Tanrı sizi korusun.

¡Que Dios te bendiga!

Tanrı Tatoeba'yı korusun.

¡Qué Dios bendiga a Tatoeba!

Tanrı var mı?

¿Existe un dios?

Tanrı gerçeği sever.

Dios ama la verdad.

Tanrı sizi korusun. Tanrı, Amerika Birleşik Devletleri'ni korusun.

Que Dios te bendiga. Dios bendiga a los Estados Unidos de América.

- Düşünüyorum, öyleyse Tanrı var.
- Bence bu nedenle Tanrı var.

Pienso, luego Dios es.

Tanrı ve Buda yoktur.

No hay Dios ni Buda.

Tanrı bir işaret gönderdi.

Dios envió una señal.

Tanrı her şeyin sebebidir.

Dios es la causa de todas las cosas.

Tanrı, Kraliçe'yi tıraş etsin!

¡Que Dios afeite a la Reina!

Tanrı bizimle birlikte olsun.

Que Dios esté con nosotros.

Tanrı bizi sevmekten yoruldu.

Dios está cansado de querernos.

- Allah vardır.
- Tanrı vardır.

Dios existe.

Tanrı her zaman iyidir.

Dios es bueno todo el tiempo.

Tanrı aşkına, şunu kes!

- ¡Por amor de Cristo, pon fin a eso!
- ¡Por amor de Cristo, acaba con eso!

Tanrı size yardımcı olabilir!

¡Que Dios te ayude!

Tanrı bizi affedecek mi?

¿Dios nos va a perdonar?

Ben Tanrı ile konuştum.

He hablado con Dios.

Tanrı insanı kendi suretinde yarattı.

Dios creó al hombre a su imagen.

- Allah büyüktür!
- Allahuekber!
- Tanrı uludur!

- ¡Alá es grande!
- ¡Alá es inmenso!

O bir tanrı gibi güzel!

¡Él es hermoso como un dios!

Tanrı dünyayı altı günde yarattı.

Dios creó el mundo en seis días.

Tanrı aşkına, burada ne oluyor?

¿Qué sucede aquí, en nombre de Dios?

Sadece tek bir Tanrı vardır.

No hay más que un Dios.

Tanrı öldü. Biz onu öldürdük.

Dios murió. Nosotros lo matamos.

Bir Tanrı olduğundan emin değilim.

No estoy segura de que haya un Dios.

Tanrı, çalışkan insanlara karşılığını verir.

Dios recompensa a las personas diligentes.

Tanrı var ama şifreyi unutmuş.

Dios existe pero olvidó la contraseña.

Tanrı bize sevme gücü verdi.

Dios nos dio el poder de amar.

- Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.

- En el principio creó Dios los cielos y la tierra.
- Al principio Dios creó el cielo y la tierra.
- En el principio Dios creó los cielos y la tierra.

- Tanrı bize aşık olma gücünü verdi.
- Tanrı bize sevmek için güç verdi.

Dios nos dio el poder de amar.

- Tektanrıcılar için, sadece tek bir Tanrı vardır.
- Monoteistler için, sadece tek bir Tanrı vardır.
- Monoteistler için, yalnızca tek bir tanrı vardır.

Para los monoteístas sólo existe un Dios.

- Allah dünyayı yarattı.
- Tanrı dünyayı yarattı.

Dios creó el mundo.

- Sadece Allah bilir.
- Sadece Tanrı bilir.

- Sólo Dios lo sabe.
- Sólo Dios sabe.

Tanrı öldü ve onu biz öldürdük.

Dios ha muerto, y nosotros lo hemos matado.

Tanrı ölü değildir, o gerçekten hayatta.

Dios no está muerto, Él sin duda está vivo.

Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.

- En el principio creó Dios los cielos y la tierra.
- Al principio Dios creó el cielo y la tierra.
- En el principio Dios creó los cielos y la tierra.

Tanrı bize ihtiyacımız olan her şeyi verdi.

Dios nos ha dado todo lo que necesitamos.

Tanrı tarafından terk edilmiş hissedebileceğim bir zamanda

En un momento en el que me debería sentir abandonada por Dios,

Peki ya Tanrı örneğinin ta kendisinden bahsedersek?

¿Y qué sobre el desastre natural supremo

O ülkede, insanlar paraya tanrı gibi tapıyorlardı.

En ese país, las personas adoraban al dinero como a un dios.

Şu an sana sadece tanrı yardım edebilir.

- Solo Dios puede ayudarte ahora.
- Solamente Dios puede ayudarte ahora.

İncil'e göre Tanrı dünyayı altı günde yarattı.

Según la Biblia, Dios creó el mundo en seis días.

Tanrı olmasa onu icat etmek zorunda kalırız.

Si Dios no existiera, habría que inventarlo.

Tanrı beni rüzgarlara ve fırtınalara karşı korur.

Dios me protege de las tormentas y del viento.

- Tanrı aşkına.
- Allah aşkına.
- Allah hakkı için.

- Por Dios.
- Por el amor de Dios.

Tanrı aşkına, böyle bir şeyi nasıl yapabildin?

¿Por Dios, cómo pudiste hacer algo así?

Eğer Tanrı karşına çıksaydı ona ne söylerdin?

Si Dios apareciera en frente de ti, ¿qué le dirías?

Her kim ki içinde sevgi olsun, o Tanrı'dadır ve Tanrı da ondadır çünkü Tanrı sevginin kendisidir.

Aquel que ama está en Dios, y Dios en él, pues Dios es amor.

Eski Mısırlılar, Güneş'in Tanrı Ra'nın gözü olduğuna inandılar.

Los antiguos egipcios creían que el Sol era el ojo del dios Ra.

Tanrı öldü ve ben de çok iyi hissetmiyorum.

Dios ha muerto y yo tampoco me siento demasiado bien.

Tanrı dünyamızda yoksa, öyleyse Tanrı'yı kendi ellerimle yaratacağım.

Si Dios no existe en nuestro mundo, entonces crearé a Dios con mis propias manos.

Tanrı her yerde olamazdı. Bu yüzden anneleri yarattı.

Dios no podía estar en todas partes, por eso creó a las madres.

- Allah bana mutluluk verir.
- Tanrı bana mutluluk verir.

Dios me da felicidad.

Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?

¿Creó Dios realmente la Tierra en un solo día?

Eğer Tanrı bizimle birlikteyse, öyleyse kim bize karşı?

Si Dios está con nosotros, entonces ¿quién está en nuestra contra?

Tanrı rüzgarı sağlar, ama insanın yelkenleri yükseltmesi gerekir.

Dios provee el viento, pero el hombre debe alzar las velas.

- Allah önce yeri ve göğü yarattı.
- Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.

- En el principio creó Dios los cielos y la tierra.
- Al principio Dios creó el cielo y la tierra.
- En el principio Dios creó los cielos y la tierra.
- En el principio creó Dios el cielo y la tierra.

Cüretkâr bir vaadinden dolayı: Tanrı senin mutlu olmanı ister.

por su atrevida promesa de que Dios quiere que prosperen.

Hiçbirimiz Tanrı kadar iyi olamaz ama hepimiz iyi olabiliriz.

Nadie puede ser tan grande como Dios, pero cualquiera de nosotros puede ser igual de bueno.

- Eğer tanrı gerkçekten var olsaydı, onu ortadan kaldırmak gerekli olabilirdi.
- Eğer Tanrı gerçekten var olmuş olsaydı onu ortadan kaldırmak gerekirdi.

Si Dios existiese realmente, habría que hacerlo desaparecer.

Vücut ve ruh ikizdir: Sadece Tanrı hangisinin hangisi olduğunu bilir.

El cuerpo y el espíritu son gemelos: sólo Dios sabe cuál es cuál.

Eğer Tanrı gerçekten var olmuş olsaydı onu ortadan kaldırmak gerekirdi.

Si Dios existiese realmente, habría que hacerlo desaparecer.

Eğer Tanrı on birinci emrini verseydi, bunun ne olabileceğini merak ediyorum.

Si Dios hubiera dado un onceavo mandamiento, me pregunto cuál habría sido.

RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem'i oraya koydu.

Tomó, pues, Dios al hombre y lo dejó en el jardín de Edén, para que lo labrase y cuidase.