Translation of "Sağlıyor" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "Sağlıyor" in a sentence and their spanish translations:

Küfür etmenizi sağlıyor

Te hace jurar

Esperanto, dünyayla kucaklaşmamızı sağlıyor.

Esperanto nos permite abrazar el mundo.

Demonte edilebilir olmasına olanak sağlıyor.

permite su desmantelamiento.

Işte bu da doğallık sağlıyor

eso es naturalidad

O, şarkı söyleyerek geçimini sağlıyor.

Él se gana la vida cantando.

çünkü ışıkla inanılmaz şeyler yapmanızı sağlıyor.

debido a las cosas fantásticas que permite hacer con la luz.

Bireysel fedakârlık, koloninin ayakta kalmasını sağlıyor.

El sacrificio individual asegura la supervivencia de la colonia.

çünkü anlam farklılığı diyalog kurmamızı sağlıyor.

porque la ambigüedad nos permite entablar una conversación.

O adadaki halk geçimini balıkçılıkla sağlıyor.

La población de esa isla vive de la pesca.

öğrencilerin yaşadıklarıyla gerçekleri daha iyi anlamamızı sağlıyor.

a comprender mejor las realidades que atraviesan sus estudiantes.

Işıklarını kapatıyorlar. Rakiplerden biraz mahremiyet sağlıyor bu.

Apagan las luces, y se permiten tener intimidad respecto de la competencia.

Bazı youtuberlar sadece bunun üzerinden geçimini sağlıyor

Algunos youtubers se ganan la vida

Ve kazı yerinde çalışmamız için kim finansman sağlıyor.

y quién está financiando nuestro trabajo en el sitio.

Polislik bir çok farklı kanalın düzgün işlemesini sağlıyor.

la policía opera en muchos canales diferentes.

Ve yiyeceğimizin geleceğinin ne olacağını düşünmemize olanak sağlıyor.

sino de considerar cuál podría ser el futuro de nuestra alimentación.

Herhangi bir adım değil, doğru adımı atmamızı sağlıyor.

Pero no cualquier medida, sino las correctas para nosotros.

Daha sonrasında bu hatırlattığı şeylerin hafızamıza kazınmasını sağlıyor

más adelante, esto permite grabar cosas en nuestra memoria

Onun yüksek maaşı rahat bir şekilde yaşamasını sağlıyor.

Su elevado salario le permite vivir cómodamente.

- O daha iyileşiyor.
- İyileşiyor.
- İlerleme katediyor.
- İlerleme sağlıyor.

Él está mejorando.

Bu bilinçaltına asıl soruna odaklanması için fırsat sağlıyor.

Esto le da al subconsciente una oportunidad para meditar sobre el problema.

Ama siyah mürekkep beyninizin boşlukta yiyecek var sanmasını sağlıyor.

Pero la tinta negra incita a tu cerebro a proyectar comida en el vacío.

Bu hayvanların şartlara uyum sağlayabilir olduğunu görmenizi sağlıyor bu.

Te hace retroceder y darte cuenta cuán adaptables son estos animales.

Hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.

ofrece el ambiente perfecto para que los animales vuelvan a sus hábitos salvajes.

Termal görüntüleme yapan bir kamera gece karanlığını delmemizi sağlıyor.

Una cámara termográfica nos permite atravesar la noche.

Sanki gey olmak, daha az erkek olmanızı sağlıyor gibi.

Como si ser gay te hiciera menos hombre, ¿no?

Tüketim toplumu ev atıklarındaki devamlı bir artışa katkı sağlıyor.

La sociedad de consumo contribuye a un constante aumento de los residuos domésticos.

Sarp kayalıklar biraz güvenlik sağlıyor. Ama bu kız geride kalıyor.

Los acantilados brindan algo de seguridad. Pero ella se quedó atrás.

Çözünmekte olan sonbahar yaprakları gündüzleri biraz nem ve sıcak sağlıyor.

La descomposición de las hojas otoñales proporciona un poco de humedad y calor durante el día.

Firma, işçilerine üniformalarını sağlıyor ama onların düzenli olarak temizlenmesini bekliyor.

La compañía les provee a sus trabajadores sus uniformes, pero se espera que ellos los laven regularmente.

Uygulama, vücut kütle indeks oranını hızlı bir şekilde hesaplamanı sağlıyor.

La aplicación te permite calcular rápidamente la proporción del índice de masa corporal - IMC.

Kuvvetlerini geriye çekip kampın dış hattında düzgün bir mevzi almalarını sağlıyor.

Los saca y los acomoda en una línea afuera del campamento.

Karanlık gizlenmesini sağlıyor. Ama yere bastığında çıkan titreşimler buz denizinde yankılanıyor.

La oscuridad los protege. Pero los pasos resuenan en el hielo marino.

Üstün görüş ve manevra kabiliyeti... ...şahin ve doğanlara gündüz avantaj sağlıyor.

El día les da ventaja: los halcones tienen maniobrabilidad y una visión superior.

- Tom hâlâ ebeveynlerine güveniyor mu?
- Tom geçimini hala ebeveynlerinden mi sağlıyor?

¿Todavía depende Tom de sus padres?

Ve sonrasında ön planda bir obje Mexico şehrine bizi geri götürecek geçişi sağlıyor.

...y un objeto en primer plano para llevarnos de vuelta a Ciudad de México.

Eylül ayının 26'sı Avrupa Diller Günü'dür. Avrupa Konseyi, Avrupa'nın çokdilli mirasına dikkat çekip, çokdilliliğin toplum içinde gelişimini teşvik ederek vatandaşları farklı dilleri öğrenmesi için yüreklendirmek istiyor. Tatoeba, kullanımı kolay bir öğrenme aracı olarak etkin bir katılımla bu dilleri öğrenme ve bundan zevk alma olanağı sağlıyor.

El 26 de septiembre es el Día Europeo del Lenguaje. El Consejo de Europa quiere agudizar la atención en el patrimonio multilingüe de Europa, promover el desarrollo del multilingüismo y alentar a los ciudadanos a aprender idiomas. Tatoeba, como un medio para el aprendizaje de fácil acceso y como una comunidad activa, promueve un método muy práctico para el estudio y la apreciación de las lenguas.