Translation of "Katılmak" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Katılmak" in a sentence and their spanish translations:

Toplantıya katılmak istemiyorsan, katılmak zorunda değilsin.

Si no quieres asistir a la reunión, no tienes que hacerlo.

Orduya katılmak istiyorum.

Quiero unirme al ejército.

Grubunuza katılmak istiyorum.

Me gustaría unirme a vuestro grupo.

Törene katılmak istemiyorum.

No quiero participar en la ceremonia.

Yönetim kuruluna katılmak üzere

por una muy exitosa compañía de productos de consumo

Bu ekibe katılmak istedim.

Y quise formar parte de ese equipo,

Toplantıya katılmak zorunda değiliz.

No estamos obligados a asistir a la junta.

Bu derse katılmak zorundayım.

Tengo que asistir a esta clase.

Bize katılmak ister misin?

¿Querés unirte a nosotros?

Tom grubumuza katılmak istemiyor.

Tom no quiere unirse a nuestro grupo.

Neden ona katılmak istemedi?

¿Por qué ella no quería juntarse con él?

O, yarışmaya katılmak istiyor.

Él quiere participar en el concurso.

Ben partiye katılmak istiyorum.

Quiero ir a la fiesta.

Hangi gruba katılmak istersin?

¿A qué grupo deseas unirte?

O, partiye katılmak istiyor.

Quiere ir a esta fiesta.

Joe'nun grubuna katılmak istiyorum.

Quiero unirme al grupo de Joe.

Bir kitleye katılmak zorundayım.

Tengo que asistir a misa.

Yaz kampına katılmak istiyorum.

Me gustaría apuntarme al campamento de verano.

Hangi kulübe katılmak istersiniz?

¿A qué club quieres unirte?

Tom törene katılmak istemiyor.

Tom no quiere participar en la ceremonia.

Takımımıza katılmak ister misin?

¿Querrías unirte a nuestro equipo?

Bizim takıma katılmak ister misin?

¿Querrías unirte a nuestro equipo?

Bana katılmak istemediğine emin misin?

¿Estás seguro de que no quieres unirte a mi?

O niçin orduya katılmak istiyor?

¿Por qué él se quiere unir al ejército?

Bu geceki konsere katılmak istiyoruz.

Queremos asistir al concierto de esta noche.

Katılmak bütün üyeler için zorunludur.

La asistencia es obligatoria para todos los miembros.

Bir spor kulübüne katılmak istiyorum.

Quiero entrar en un club deportivo.

Partiye katılmak istedim fakat yapamadım.

Quería participar en la fiesta, pero no pude.

Eh, ben katılmak zorunda değilim.

Bueno, tengo que discrepar.

Tom, Deniz Kuvvetlerine katılmak istedi.

Tom quiso unirse a la Infantería de Marina.

Ya da siyasi bir toplantıya katılmak,

o ir a un mitin,

Bir konferansa katılmak için Tokyo'ya geldim.

Vine a Tokio para asistir a una conferencia.

Partiye katılmak için olan başvurusu reddedildi.

Su solicitud para unirse al partido fue rechazada.

Ben 1 Kasımdaki partiye katılmak istiyorum.

Querría ir a la fiesta del 1 de noviembre.

O bir güzellik yarışmasına katılmak niyetinde.

Ella tiene la intención de participar en un concurso de belleza.

Kulübümüze katılmak isteyen herkes kabul edilecek.

- Quien quiera entrar en nuestro club será bienvenido.
- Quien quiera formar parte de nuestro club será bienvenido.
- Quien quiera unirse a nuestro club será bienvenido.

Katılmak için acil bir şeyim var.

Tengo algo urgente que atender.

Bu tehlikeli deneye katılmak ister misiniz?

¿Te gustaría participar en este arriesgado experimento?

Onun partiye katılmak için giysisi yoktu.

Ella no tenía ropa para ir a la fiesta.

Tom partiye katılmak istiyor gibi görünüyordu.

Parecía que Tom quería asistir a la fiesta.

O hala partiye katılmak istiyor mu?

¿Ella todavía quiere participar en la fiesta?

Tom adını dansa katılmak isteyenlerin listesine ekledi.

Tom agregó su nombre a la lista de personas que querían asistir al baile.

Tekne yarışına katılmak için yeni bir ekip kuruldu.

Un nuevo equipo fue formado para participar en la carrera de lanchas.

Eğer mümkün olursa, bir sonraki toplantıya katılmak istiyorum.

De ser posible, me gustaría que participaras en la próxima reunión.

Kulübe katılmak istiyorsan, önce bu başvuru formunu doldurmalısın.

Si quieres pertenecer a este club, primero tienes que rellenar este formulario.

"Neden Japonya'ya gidiyorsun?" "Tokyo'daki bir konferansa katılmak için."

"¿Para qué vas a Japón?" "Para asistir a una conferencia en Tokio."

Toplantıya ya sen ya da ben katılmak zorundayım.

Uno de los dos debe asistir a la reunión.

- Toplantıya katılmak için yetkili değilsiniz.
- Toplantıya katılma hakkınız yok.

No estás autorizado a asistir a la reunión.

Onların hepsi yarın akşam derse katılmak için Pekin Üniversitesine gidecekler.

Mañana por la noche todos irán a clase a la universidad de Pekín.

Katılmak zorunda olduğum toplantıyı bana hatırlattığın için sana teşekkür ederim.

- Gracias por recordarme la reunión a la que debo asistir.
- Gracias por recordarme sobre la cita a la que tengo que asistir.

Bu öğleden sonra katılmak zorunda olduğum önemli bir toplantım var.

Esta tarde tengo que tomar parte en una cita importante.

Özel kuvvetlere katılmak için uzun ve güçlü, çok güçlü olmak zorundasınız.

- Para entrar en las fuerzas especiales tienes que ser alto y fuerte, muy fuerte.
- Para alistarte en las fuerzas especiales tienes que ser alto y fuerte, muy fuerte.

15 sene önce devlete ait büyük bir İtalyan petrol şirketine katılmak için

Hace 15 años, dejé mi trabajo en un banco de inversiones de EE. UU.

Napolyon ana orduyla ona katılmak için yarışırken, Rusları savuşturmak için birliklerini ustalıkla kullandı .

para defenderse de los rusos, mientras que Napoleón se apresuró a unirse a él con el ejército principal.

Vlad Osmanlı sarayını Macar tarafına katılmak için terk etti. Burada geçirdiği yıllarını hiç unutmayacaktı

Vlad no ha olvidado esto aún años después de que desertó la corte otomana para unirse a las filas húngaras.

Perşembe günü öğleden sonra saat ikide, ona katılmak için zamanı olup olmadığını soruyor musun?

¿Le puedes preguntar si tiene tiempo para atenderme el jueves a las dos de la tarde?

300,000'den daha fazla kişi Kanada Günü törenine katılmak için yağmur ve soğuğa göğüs gerdiler.

Más de 30.000 personas soportaron la lluvia y el frío para esperar el desfile del día de Canadá.

1792'de yerel gönüllü taburuna katılmak için boyacı çırağı olarak görevinden ayrılan Gaskonya'dan bir çiftçinin oğluydu.

que dejó su trabajo como aprendiz de tintorero para unirse al batallón de voluntarios locales en 1792.

Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.

Toda persona tiene derecho a participar en el gobierno de su país, directamente o por medio de representantes libremente escogidos.

On binlerce insan soğuk ve yağmura rağmen Paskalya kutlamasında Papa Francis ile Dindar Kütleye katılmak için pazar sabahı Aziz Petrus Meydanında toplandı.

Decenas de miles de personas se reunieron en la Plaza de San Pedro el domingo por la mañana, a pesar del frío y la lluvia, para participar en la misa solemne con el Papa Francisco en la celebración de la Pascua.