Translation of "Kaldığını" in Spanish

0.019 sec.

Examples of using "Kaldığını" in a sentence and their spanish translations:

Bu otelde kaldığını bilmiyordum.

No sabía que te alojabas en este hotel.

Hâlâ biraz ekmek kaldığını umuyorum.

- Ojalá quede pan todavía.
- Espero que todavía quede algo de pan.

Bizimle kimin kaldığını öğrenmek istiyorum.

Quiero saber quién se queda donde nosotros.

Tom ayrılmak zorunda kaldığını söyledi.

Tom dijo que tenía que irse.

Tom neden geç kaldığını açıkladı.

Tom explicó por qué había llegado tarde.

Tom'un nerede kaldığını biliyor musunuz?

¿Sabes dónde se está quedando Tom?

Sadece birkaç ay ömrümün kaldığını öğrenmek,

Saber que tal vez solo tendría unos cuantos meses de vida

Onun neden geç kaldığını merak ediyorum.

Me pregunto por qué estará atrasado.

Trenin neden geç kaldığını merak ediyorum.

Me pregunto por qué el tren viene retrasado.

Yalan söylemek zorunda kaldığını itiraf etti.

Él admitió que tuvo que mentir.

Bay Inoue'nin o otelde kaldığını duydum.

He oído que el Sr. Inoue se ha alojado en ese hotel.

Bana nerede kaldığını bildir, tamam mı?

Dejadme saber dónde os vais a quedar, ¿vale?

O, niçin geç kaldığını ona açıkladı.

Ella le explicó por qué había llegado tarde.

Tom'un niçin geç kaldığını sana söyleyemem.

- No puedo decirte por qué Tom viene atrasado.
- No puedo decirte por qué Tom se retrasa.

Tom Mary'nin niçin geç kaldığını bilmiyor.

Tom no sabe por qué Mary llegó tarde.

Tom Mary'ye neden geç kaldığını sordu.

Tom le preguntó a Mary por qué llegaba tarde.

Tom'un onun tarafından şaşırıp kaldığını biliyorum.

Sé que Tom estuvo desconcertado por eso.

Hayatta kaldığını gösteren cihazlara bağlı durumda olduğu

donde Mark estaba desnudo, con solo una sábana,

E birde 6 aylık ömrü kaldığını öğrenince

Cuando descubre que le quedan 6 meses de vida

O, partiye niçin geç kaldığını ona açıkladı.

Ella le explicó por qué llegó tarde a su fiesta.

Niçin geç kaldığını bana tekrar söyler misin?

¿Podrías por favor decirme nuevamente por qué llegas tarde?

Tom niçin geç kaldığını açıklaması gerektiğini hissetti.

Tom sintió que necesitaba explicar por qué venía atrasado.

Bütün bunlar olurken, Romalılar Hannibal'ın hala kuzeyde kaldığını düşünmekteydi.

Todo mientras, los romanos asumieron que Hannibal está contenido en el norte.

Tom'un neden her zaman geç kaldığını merak ettin mi?

- ¿Te has preguntado por qué Tom llega siempre tarde?
- ¿Se ha preguntado por qué Tom llega siempre tarde?

Tom Mary'nin niçin o kadar geç kaldığını merak etti.

Tom se preguntaba por qué María venía tan atrasada.

Yoksa az suyumuz kaldığını ve bunu doldurmam gerektiğini kabul edip

¿O reconocemos que nos queda poca agua que debemos reponer

O, Mary'ye neden onun doğum günü için geç kaldığını açıkladı.

Él le explicó a Mary por qué llegaba tarde a su fiesta de cumpleaños.

Cennetten bir Ruhun bir güvercin olarak geldiğini ve onda kaldığını gördüm.

Vi al espíritu que descendía del cielo como paloma y permaneció sobre él.

Tom Mary'ye sonunda onu yapmadan önce kaç kez odasını temizlemesini söylemek zorunda kaldığını merak etti.

Tom se preguntaba cuántas veces debería decirle a María que limpiara su pieza antes de que al fin lo hiciera.