Translation of "Kültür" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Kültür" in a sentence and their spanish translations:

Kültür mücadelesiydi.

es la batalla que no dimos.

Bunlar kültür mirasıdır

Estos son patrimonio cultural

Kültür nesilden nesile aktarılır.

La cultura se transmite de generación en generación.

Dünyada birçok kültür vardır.

Hay muchas culturas en la Tierra.

Onlar kültür hakkında konuştular.

Hablaron de cultura.

Kültür dilleri tahrip eder.

La cultura destruye a las lenguas.

Dil ve kültür ayrılamaz.

- No se puede separar la lengua y la cultura.
- El idioma y la cultura no pueden ser separados.

Kültür meselesi, maddi konular kadar,

la cuestión cultural es tan o más importante

Kültür, sadece duvara asılmış resimler

Y la cultura no son los cuadritos que se cuelgan,

Kültür karmaşası bizim düşmanımız olmuştur

La confusión cultural se ha convertido en nuestro enemigo.

Birçok kültür cinsiyet farkını oluşturmak için

Muchas culturas no miran principalmente a los genitales

Üstelik kültür mirasları parayla da ölçülmez

Además, el patrimonio cultural no se mide con dinero.

Ancak gelenekler, kültür, toplum geçmiş alışkanlıklar

Sin embargo, las tradiciones, la cultura, la sociedad, los hábitos inculcados,

Kişilik, kültür hatta anlık duygu durumuna göre

Variamos por personalidad, por cultura,

Bir diğer kültür karmaşası yaşayan kesim ise

Otro complejo cultural es el segmento.

24 Mayıs Slav Edebiyatı ve Kültür Günüdür.

El veinticuatro de mayo es el día de la escritura y cultura eslava.

Dönemine göre kültür ve medeniyeti çok üst düzeydeydi

cultura y civilización estaban en un nivel muy alto

Aki Yerushalayim, Ladino dilinde yazılmış bir kültür dergisidir.

Aki Yerushalayim es una revista cultural escrita en judeoespañol.

Dil ve kültür arasındaki kopmaz bir bağ vardır.

- Hay un vínculo irrompible entre la lengua y la cultura.
- Existe un vínculo irrompible entre el idioma y la cultura.

Arkeolojide bu zamanı Çömlek Öncesi Neolitik kültür olarak adlandırıyoruz,

Esta etapa de la arqueología se llama cultura neolítica prealfarera.

O yıllarda kurulan Atatürk Kültür Dil Tarih Yüksek Kurumu'na

Ataturk Cultura Idioma Historia Institución establecida en esos años

Fakat toplum hala daha kültür karmaşasından kaynaklı bölünme gösteriyor

Pero la sociedad aún muestra división debido a la complejidad cultural.

Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı ve Uşak Müze Müdürünün çok büyük mücadelelleriyle

Con las grandes luchas del Ministro de Cultura y Turismo de la época y el Director del Museo Uşak.

Televizyon önemli bir kültür kaynağı olabilir, ve eğitim yayınlarına birçok okulda değer verilmektedir.

La televisión puede ser una importante fuente de cultura y sus transmisiones educativas son valoradas en muchas escuelas.

Kültür, günlük hayatta bizi harekete geçiren değerlerle ilgilidir. Daha iyi bir toplum inşa etmenin gereklerinden biri bu.

La cultura es la cotidianeidad de los valores con que nos movemos en la vida. Y eso es parte de la construcción de una sociedad mejor.

Paris sendromu bir tür kültür şokudur. Şehrin moda merkezi imgesine kapılıp Paris'te yaşamaya başlayan, sonrasında yerel adetlere ve kültüre iyi uyum sağlayamayıp, zihinsel dengesini yitiren ve depresyona yakın belirtiler gösteren yabancıları tanımlamak için kullanılan psikiyatrik bir terimdir.

El síndrome de París es una clase de choque cultural. Es un término psiquiátrico usado para describir a los extranjeros que empiezan a vivir en París seducidos por la imagen de la ciudad como centro de la moda, no se adaptan bien a las costumbres locales ni culturales, pierden su equilibrio mental y muestran síntomas parecidos a los de la depresión.