Translation of "Insanlardan" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Insanlardan" in a sentence and their spanish translations:

insanlardan öğreniyoruz

aprendemos de las personas

insanlardan kahkahalar duymak ister.

quiere obtener las risas del público.

ırkçı olmak istemeyen insanlardan.

y no quieren ser racistas.

Ilk insanlardan biri olabilirim.

por el gusto de las matemáticas.

O, etrafındaki insanlardan farklı.

Él es diferente de las personas alrededor suyo.

Resimdeki insanlardan hiçbirini tanımıyorum.

No reconozco a ninguno de los que aparecen en la foto.

Ben insanlardan nefret ediyorum.

Odio a la gente.

Kolay öfkelenen insanlardan hoşlanmam.

No me gusta la gente que se enoja fácilmente.

Öyle insanlardan nefret ediyorum.

Odio a esa clase de personas.

Moralinizi bozan insanlardan uzak durun.

Aléjense de la gente que los derribará.

Düşünceli insanlardan makul sorular yöneltti.

ha propiciado preguntas razonables de personas reflexivas.

Vlad, Eflak'ı ''kirleten'' insanlardan kurtulur

Vlad limpia a Valaquia de gente que "contamina" la tierra.

Tom gibi insanlardan nefret ediyorum.

Odio a la gente como Tom.

Onu söyleyen insanlardan nefret ediyorum.

Odio a la gente que dice eso.

Tom kolayca sinirlenen insanlardan hoşlanmaz.

A Tom no le gusta la gente que se enoja fácilmente.

Beni dinleyen insanlardan, halâ dinliyorlarsa tabii,

que hay gente que me está escuchando --si es que me siguen escuchando--

Yaşadığım şeyi anlayan insanlardan haber aldım.

entendían por lo que estaba pasando.

Onları güçlü kılmayı destekleyen insanlardan biriyim.

dándoles acceso a información sobre ellos mismos,

Onu ellerine alan insanlardan demokrasiyi kurtarabiliriz.

Podemos recuperar la democracia de quienes nos la quitaron.

çünkü insanlardan etkilenen sivrisinekler sadece dişiler.

porque las hembras son los únicos mosquitos que atraen los humanos.

İnsanlardan sadece işe gelip çalışmalarını istemek

Ya saben, está en la naturaleza de las empresas y organizaciones

Da Vinci'nin diğer insanlardan farkı şuydu

La diferencia de Da Vinci de otras personas era

Tom tanıdığım en nahoş insanlardan biridir.

Tom es una de las personas más desagradables que conozco.

O biçimde konuşan insanlardan nefret ederim.

Odio a la gente que habla así.

Birçok kamplumbağ insanlardan daha çok yaşarlar.

Muchas tortugas viven más que los humanos.

Eğer anlayışım hala insanlardan kahkaha duymak olsaydı,

SI mi objetivo aún fuera obtener risas,

Sıfırdan sosyal değişime öncülük eden insanlardan biri

Y aunque me encantaría ser una de esas personas

Kokarcalar ne köpeklerden ne de insanlardan korkarlar.

Las mofetas no temen a los perros, ni a los humanos.

Bu programların insanlardan alınan vergilerle ödenmesi gerekiyordu.

Estos programas tuvieron que ser pagados con los impuestos del pueblo.

...şehir bölgelerinde yaşayanlar insanlardan kaçınmak için gececi olur.

las que viven en áreas urbanas siempre se vuelven nocturnas para evitar a los humanos.

Ve dünyanın her yerindeki bu hastalıktan etkilenen insanlardan.

y de gente de todo el mundo afectada por esta terrible enfermedad.

- Tom insanlardan nefret eden biridir.
- Tom bir mizantropist.

- Tom es misántropo.
- Tom es huraño.

Ve benim gibi insanlardan neden nefret ettiklerini anlamaya çalışacaktım

para tratar de entender por qué odian a la gente como yo,

Fakat bu durum yarasaların insanlardan intikamı dersek yanlış olmaz

pero eso no estaría mal si decimos venganza de los murciélagos sobre las personas

Her zaman seni işe alan insanlardan daha zeki ol.

Sé siempre más listo que la gente que te contrata.

Benim 2006'da yaptığım gibi, insanlardan gelen iyi niyetli destekler,

Es el apoyo bien intencionado de personas como yo en 2006,

. Onların tarih bölümü, erken insanlardan tarih öncesinden dünya savaşlarına ve ötesine

Su sección de historia tiene cientos de títulos que cubren todo, desde el hombre primitivo y la prehistoria ...

Bu genç insanlardan bazıları benimkinin iki katı kadar uzun bacaklara sahipler.

Algunos de estos jóvenes tienen las piernas el doble de largas que las mías.

Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.

No importa como lo intentemos, es imposible distinguir la buena gente de la mala por la apariencia externa.

Tom bir yerde kısa insanların uzun insanlardan daha fazla uykuya ihtiyacı olduğunu okudu.

Tom leyó en algún sitio que la gente baja necesita dormir más que la alta.

Ben de bir dereceye kadar insanlardan korkuyorum, onların seni yok etme gücü var.

En cierta manera también le temo a las personas ya que tienen el poder de destruirte.

- Yalnız olan herkes diğer insanlardan korktuğu için yalnızdır.
- Yalnız olan her insan başkalarından korktuğu için yalnızdır.

Todas las personas que están solas, están solas porque tienen miedo de los demás.

Yoksul adam diğer insanlardan bağımsızdır ve yalnızca kendi ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Zengin adam ise kendi ihtiyaçlarında bağımsızdır ama diğer insanların ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır.

El pobre no depende de nadie y solo responde a sí mismo. En cambio, el rico no depende de nada, pero tiene que responder frente a otros.