Translation of "Baskı" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Baskı" in a sentence and their spanish translations:

Baskı uygulamıyor

sin presión

Baskı uygulanmaya başlandı.

sobre todos esos movimientos,

Ve baskı uygulayalım

y apliquemos presión

Baskı hissetmeni istemiyoruz.

No queremos que te sientas presionado.

Baskı altında çalışmayı öğrendik.

Aprendimos a practicar con estrés.

Ben çok baskı altındayım.

Estoy bajo un montón de presión.

Halat baskı altında kırıldı.

La cuerda se rompió al tensarse demasiado.

Sana baskı yapmak istemiyoruz.

No queremos presionarte.

Sana baskı yapmak istemiyorum.

No quiero presionarte.

Savunmaları için ısrarla baskı yapıyordu.

país contra el invasor!

Son zamanlarda çok baskı altındayım.

He estado bajo mucha presión últimamente.

Demek istediğim, baskı elmaslar ortaya çıkarır.

quiero decir, porque la presión crea diamantes

Gerildiklerinde, baskı ve tehdit altında olduklarında,

Cuando están estresados, presionados y amenazados,

... sıkıştırıldığında, baskı altındaki Fabius bunları reddetti.

tropas, la presión bajo Fabius tendría nada de eso.

İlk baskı on yıl önce yayınlandı.

La primera edición se publicó hace diez años.

Sebzelerini yemesi için ona baskı yaptı.

Lo forzó a comer sus vegetales.

Onlar ustabaşına baskı yapmaya devam edecekler.

Seguirán presionando al capataz.

Bununla kalmayıp oyunculuk ve baskı kursunu tamamladı.

tomó clases de actuación, un curso de tampografía,

Omzumun üzerinde baskı hissettim ve geri döndüm.

Sentí una presión sobre mi hombro y me giré.

İlk baskı makinesi Gutenberg tarafından icat edilmiştir.

La primera máquina imprenta fue inventada por Gutenberg.

O, ona bir açıklama için baskı yapmadı.

No lo presionó para que diera una explicación.

O, ona işini bırakması için baskı yaptı.

Ella le presionó para que dejase su trabajo.

O ona istifa etmesi için baskı yaptı.

Ella lo presionó para que renunciara.

Gerçek şu ki baskı sandığınız kadar fazla değildi

La verdad es que no era tanta presión como imaginan

Onlara bu konuda baskı kurmanın imkanı yok mu?

¿ponerlos contra las cuerdas?"

Bunu yapman için sana baskı yaptığımı hissetmeni istemiyorum.

No quiero que sientas que te estoy presionando para que hagas esto.

Tom Mary'ye John'a gerçeği söylemesi için baskı yaptı.

Tom instó a Mary a decirle la verdad a John.

Ve Malala ona baskı yapanlara karşı açıkça ayağa kalktı

Malala se enfrentó públicamente a sus opresores,

Senin güçlü olduğunu biliyorum ama politik baskı daha güçlüdür.

Sé que eres fuerte, pero la presión política es aún más fuerte.

Birçoğu sömürgecilik altında uzun süre baskı ve zorluktan çekti.

Muchos han sufrido largamente opresión y privaciones bajo el dominio del colonialismo.

O biraz daha uzun kalmam için bana baskı yaptı.

Él me retuvo a toda costa para que me quedara un poco más.

Bu kadar baskı altındayken bu şakayı nasıl böyle çabuk buldum?

¿Cómo pensé esa broma tan rápido bajo presión?

Galya'lı müttefiklerinin savaşa olan şevklerini yitirmeden Roma'ya baskı kurması gerekli.

Él necesita presionar a los romanos antes de que sus aliados gálicos pierdan interés en la guerra.

Onun kütüphanesinin 3.500 kitabı var ve birçok birinci baskı içermektedir.

Su biblioteca tiene 3.500 libros e incluye muchas primeras ediciones.

Onun kütüphanede 3.500 kitabı var ve onların çoğu ilk baskı.

Ella tiene 3500 libros en su biblioteca y muchos de ellos son primeras ediciones.

Birçoğu sömürgeciliğin egemenliği altında uzun bir süre baskı ve sefaletten çekmiştir.

Muchos han sufrido la opresión y la miseria durante un largo período de tiempo bajo el dominio del colonialismo.

Ama bugün çok iyiydiniz. Yoğun baskı altında bile çok iyi kararlar verdiniz.

Estuvieron bien. Decidieron bajo presión.

Bazı baskı hataları var fakat her şeyi hesaba katarsak iyi bir kitap.

Hay algunos errores de impresión, pero en general, es un buen libro.

On yılın sonunda Ay'a bir astronot indirmek için muazzam bir baskı altında, NASA

Bajo una enorme presión para que un astronauta aterrizara en la Luna a finales de la década, la NASA

İkinci hedefi ise Kartaca'nın Iberya üzerinde ki varlığına ne pahasına olursa olsun baskı kurmaktı.

Su segundo objetivo es poner presión en las explotaciones cartagineses en Iberia por cualquier medio.

Odada bir baskı hissi vardı; Hiç kimse krala kararının ne kadar aptalca olduğunu söylemeye cesaret etmedi.

En la sala había una atmósfera de reserva; nadie se atrevía a decirle al rey lo imprudente que era su decisión.

- Bir zamanlar best seller olan bu kitap artık baskı dışıdır.
- Bir zamanlar bir best seller olan bu kitabın artık baskısı kalmamış.

Este libro, que fue en su momento un superventas, está descatalogado.