Translation of "Başarı" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Başarı" in a sentence and their spanish translations:

Ne başarı!

¡Qué logro!

Başarı ihtimaline odaklanmak

es importante enfocarse en la posibilidad de éxito

Bir başarı vardır.

aun cuando fracasemos.

Muhtemelen. Başarı sarhoşu.

Probablemente. Más... más embebido del éxito.

Başarı çabalarının sonucudur.

El éxito es fruto de tu esfuerzo.

Başarı tembellikten gelmez.

La victoria no emana de la pereza.

Başarı başarıyı doğurur.

- El éxito produce éxito.
- El éxito engendra éxito.

Hiçbir başarı umudu yok.

No hay probabilidad de éxito.

Konser bir başarı idi.

El concierto fue un éxito.

Başarı sizin çabalarınıza bağlıdır.

El éxito depende de tus esfuerzos.

Ne olağanüstü bir başarı!

¡Qué logro más notable!

Başarı çoğunlukla çabaya bağlıdır.

El éxito depende más que nada en el esfuerzo.

Bir başarı dağı gibi düşünebilirsiniz.

que el perfeccionismo nos permite escalar.

Daha başarı odaklı, daha basiretsiz.

Más exitista, más de corto plazo.

Ama asıl başarı burada gelecekti

pero el verdadero éxito vendría aquí

Okuldaki başarı çok çalışma gerektirir.

El éxito en la escuela exige mucho estudio.

Konser, büyük bir başarı idi.

El concierto fue un gran éxito.

Başarı her zaman azimlinin tarafındadır.

Él éxito siempre está del lado del que persevera.

Şöhret her zaman başarı getirmez.

La fama no siempre acompaña al éxito.

Biz onu yaparken başarı sağladık.

Tuvimos éxito haciendo eso.

İyi bir başarı şansı var.

Hay una gran oportunidad de éxito.

Yüzde beş başarı şansımız var.

Tenemos un cinco por ciento de probabilidades de éxito.

Belkide başarı bunu sayesinde gelmiş olabilir

tal vez el éxito puede haber venido de esto

Gayrimeşru bir çocuğun kısacası başarı öyküsü

Cuento de un niño ilegítimo

- Başarı kolayca gelmiyor.
- emeksiz yemek olmaz.

- El que no llora no mama.
- El éxito no se alcanza fácilmente.

Kaza başarı için tüm umutlarını yıktı.

El accidente le quitó todas las esperanzas de éxito.

Onun programı büyük bir başarı sağladı.

Su programa tuvo un enorme éxito.

Sağlık başarı için önemli bir koşuldur.

La salud es un requisito importante para el éxito.

çünkü başarı peşinde koşmak ve başarısızlık riski

porque persiguiendo el éxito y arriesgando el fracaso

Kulağa bir başarı hikâyesi gibi geliyor, değil mi?

Suena a historia con final feliz, ¿verdad?

Her nasıl gerçekleştiyse, pusu tam bir başarı sunuyor.

Cualquiera que sea el caso, la emboscada tiene un éxito completo.

On yıl önce, böyle iş bir başarı olurdu.

Hace diez años, un negocio como ese hubiera sido un éxito.

Mazeretler arayanın başarı için herhangi bir şansı yoktur.

El que busca excusas no tiene ninguna posibilidad de triunfar.

Sınavlarda başarı onun için bir şey ifade etmiyor.

El éxito en los exámenes no significa nada para ella.

Başarı ve insan iletişimi arasında seçim yapmak zorunda değiliz.

No tenemos que elegir entre los logros y la conexión humana.

Her şeyi hesaba katarsak, uluslararası konferans bir başarı idi.

En definitiva, la conferencia internacional fue un suceso.

Bu başarı, devrimin en simgesel kilometre taşlarından biri oldu.

Esta hazaña pasó a ser uno de los hitos más emblemáticos de la Revolución.

- Pek bir şey başaramadık.
- Fazla bir başarı elde edemedik.

- No logramos mucho.
- No hicimos mucho.

Başarı en güzel intikamdır çünkü seni sevmeyen herkesi üzer.

El triunfo es la mejor venganza porque entristece a todos los que no te quieren.

Ama bizi buraya kadar getirmeniz harika bir başarı. Biraz dayanın.

Pero fue un gran trabajo hasta aquí. Así que resistan.

Başka hiçbir yarışmacı böyle dikkat çekici bir başarı elde etmedi.

Ningún otro participante ha conseguido un logro tan remarcable.