Translation of "Anahtarını" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Anahtarını" in a sentence and their spanish translations:

Anahtarını kullan.

Usa tu llave.

Arabamın anahtarını kaybettim.

Perdí la llave de mi coche.

Evimin anahtarını kaybettim.

Me he olvidado de la llave de casa.

Kapının anahtarını aradı.

Buscó la llave de la puerte.

Sen anahtarını arıyorsun.

Estás buscando tu llave.

Anahtarını nereye koydun?

¿Dónde dejaste tus llaves?

Anahtarını nerede buldun?

¿Dónde encontraste tu llave?

O, araba anahtarını kaybetti.

Ella perdió las llaves de su coche.

Tom bana anahtarını verdi.

Tom me dio su llave.

Tom Mary'ye anahtarını uzattı.

Tomas le dio a Maria sus llaves.

Sonunda kayıp anahtarını buldu.

Ella finalmente encontró sus llaves perdidas.

Tom anahtarını unutmuş olmalı.

Tom debe de haber olvidado su llave.

Tom anahtarını kaybettiğini söyledi.

Tom dijo que había perdido su llave.

Onlar çekmece anahtarını kaybettiler.

Han perdido la llave del cajón.

Tom ev anahtarını kaybetti.

Tom perdió las llaves de su casa.

Tom araba anahtarını kaybetti.

Tom perdió las llaves de su auto.

Tom aydınlatma anahtarını bulamadı.

Tom no pudo encontrar la llave de la luz.

Anahtarını buldu ve kapıyı açtı.

Encontró su llave y abrió la puerta.

Bana bu kalenin anahtarını ver!

¡Entrégame la llave de este castillo!

Tom anahtarını kaybetmiş olmasından korkuyordu.

Tom tenía miedo de haber perdido su llave.

Tom anahtarını nereye koyduğunu hatırlamıyor.

Tom no se acuerda de dónde dejó sus llaves.

Tom anahtarını bir yerde bulamadı.

Tom no pudo encontrar su llave por ningún lado.

Tom anahtarını kaybetmiş gibi görünüyor.

Tom parece haber perdido su llave.

Tom odasının anahtarını içeride unuttu.

Tom se quedó encerrado fuera de su pieza.

O, araba anahtarını odasında bırakmış olabilir.

Ella debe haber dejado la llave del coche en su habitación.

Tom arabasının anahtarını sol eline aldı.

- Tom cogió las llaves de su coche con la mano izquierda.
- Tom tenía la llave de su auto en su mano izquierda.

Tom araba anahtarını Mary'nin odasında bırakmış olabilir.

Tom pudo haber dejado su llave del auto en la habitación de Mary.

Ama bunları atlarsak önemli noktaların anahtarını atlamış oluruz

Pero si no las tenemos en cuenta, dejaremos pasar puntos claves,

O yüzme havuzunda yüzerken kilitli dolabının anahtarını kaybetti.

- Ella perdió la llave de su locker mientras nadaba en la alberca.
- Ella perdió la llave de su consigna mientras nadaba en la piscina.
- Ella perdió la llave de su ropero mientras nadaba en la piscina.

Tom'un evinin bir anahtarını istedim ama o bana vermedi.

Quería una llave de la casa de Tom, pero él no me daba una.

Başarının anahtarını bilmiyorum ama başarısızlığın anahtarı herkesi memnun etmeye çalışmaktır.

No sé cual es la clave del éxito, pero la clave del fracaso es intentar agradar a todo el mundo.