Translation of "Uzattı" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Uzattı" in a sentence and their portuguese translations:

O, elini uzattı.

Ele estendeu a mão.

Mektubu sekretere uzattı.

- Ele deu a carta à secretária.
- Ele entregou a carta à secretária.

Tom bacaklarını uzattı.

Tom esticou as pernas.

Dick bana fotoğrafı uzattı.

Dick me passou a foto.

Tom Mary'ye menüyü uzattı.

Tom passou o menu para Mary.

Tom dosyayı Mary'ye uzattı.

Tom entregou a pasta à Mary.

Tom parayı Mary'ye uzattı.

Tom passou o dinheiro para Mary.

Tom belgeyi Mary'ye uzattı.

Tom entregou o documento à Mary.

Tom süpürgeyi Mary'ye uzattı.

Tom entregou a vassoura à Mary.

Tom, Mary'ye kitabı uzattı.

Tom entregou o livro à Mary.

Tom sözleşmeyi Mary'ye uzattı.

Tom entregou o contrato à Mary.

Elini uzattı ve onu tuttum.

Ele estendeu a mão e eu a peguei.

Tom Mary'ye biraz para uzattı.

Tom deu dinheiro para Mary.

Tom Mary'ye bir fincan uzattı.

O Tom passou um copo à Mary.

Tom Mary'ye bir şey uzattı.

Tom entregou algo à Mary.

Tom Mary'ye bir kağıt uzattı.

Tom deu uma folha de papel para Maria.

Tom Mary'ye uzaktan kumandayı uzattı.

Tom entregou o controle remoto a Mary.

Tom Mary'ye bir defter uzattı.

Tom entregou para a Mary um caderno.

Tom, Mary'ye yeşil defteri uzattı.

Tom entregou o caderno vermelho à Mary.

Ona mühürlü bir zarf uzattı.

Ele entregou a ela um envelope fechado.

O, ona bir kitap uzattı.

Ela lhe entregou um livro.

Tom Yaz boyunca sakal uzattı.

Tom deixou a barba crescer durante o verão.

Tom Mary'ye bir kitap uzattı.

O Tom deu um livro à Mary.

O, kitabı almak için kolunu uzattı.

Ele esticou o braço para pegar o livro.

Tom maskeleme bandı rulosunu Mary'ye uzattı.

Tom entregou a Mary o rolo de fita adesiva.

Daha olgun görünmek için sakal uzattı.

Ele deixou a barba crescer para parecer mais maduro.

Tom Mary'ye bir fincan kahve uzattı.

Tom ofereceu a Mary uma xícara de café.

Tom Mary'ye büyük bir zarf uzattı.

Tom entregou para Mary um envelope grande.

O, borçlu olduğu parayı ona uzattı.

Ela lhe entregou o dinheiro que devia.

Vazodan bir çiçek aldı ve bana uzattı.

Ela pegou uma flor do vaso e me entregou.

Tom sınav için boş bir kağıt uzattı.

Tom entregou em branco a folha de papel da prova.

O, yaşlı görünmek için sakalını ve saçını uzattı.

Ele deixou a barba e o cabelo crescerem para parecer velho.

O, ona ceketini uzattı sonra kapıyı açtı ve onun gitmesini rica etti.

Ela lhe entregou sua jaqueta e então abriu a porta e pediu que ele saísse.