Translation of "çaldığı" in Spanish

O çaldığı için kovuldu.

- Lo despidieron por robar.
- Le despidieron por robar.

Tom çaldığı takıyı rehin bıraktı.

Tomás empeñó las joyas que había robado.

O; para çaldığı için cezalandırıldı.

Fue castigado por el robo del dinero.

Kötü ruhların çaldığı şans ve bahtın

suerte y fortuna robaron el espíritu maligno

Telefon çaldığı zaman, derhal cevap vermelisin.

Cuando suene el teléfono, contesta de inmediato.

Tom Mary'nin çaldığı kadar iyi çello çalmıyor.

Tom no toca el chelo tan bien como Mary.

- Onların arabayı çaldı dedikleri adam budur.
- Arabayı çaldığı söylenen adam bu.

Éste es el hombre que dicen que robó el coche.