Translation of "çıkarmak" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "çıkarmak" in a sentence and their spanish translations:

Tadını çıkarmak içindir.

para saborear.

Kendimi denklemden çıkarmak.

es tratar de ponerme fuera de la ecuación.

Dışa bağımlı olmaktan çıkarmak

nuestra felicidad

Onun tadını çıkarmak istiyorum.

Quiero disfrutar.

Kahve lekesini çıkarmak zordu.

La mancha de café era difícil de quitar.

Çıkarmak mümkün değil, sabitlenmiş.

No se puede quitar. Está fijo.

Yani dostluklardan bir şey çıkarmak

para sacar algo de las amistades

Hanımefendilerin huzurunda şapkalarınızı çıkarmak zorundasınız.

Tenéis que quitaros el sombrero en presencia de una dama.

Çöpü çıkarmak için kimin sırası?

¿A quién le toca sacar la basura?

Çöpü çıkarmak için benim sıram.

Me toca sacar la basura.

Burada ayakkabılarımı çıkarmak zorunda mıyım?

- ¿Aquí tengo que quitarme los zapatos?
- ¿Me tengo que quitar los zapatos aquí?

O, arazisini elden çıkarmak istiyor.

Él quiere deshacerse de sus tierras.

Taşı çıkarmak istedi. Çiftçi olanlar bilir

Quería quitar la piedra. Los que son agricultores saben

Işte bu adam da çıkarmak istedi

este chico también quería despegar

Tom Mary'nin yüzünü kara çıkarmak istemiyor.

Tom no quiere decepcionar a Mary.

Kulaklarınızdaki kulak kirini çıkarmak için ne kullanırsınız?

¿Por qué sueles sacarte cera de las orejas?

Onlar suyu çıkarmak için bir pompa kullandı.

Usaron una bomba para sacar el agua.

Bu kazak çıkarmak ve giymek için rahat.

Este suéter es cómodo de sacar y de poner.

Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı.

Tom abrió el maletero para coger la rueda de repuesto.

çıkarmak için kazdı kazdı daha da derine gidiyor

cavar cavar cavar va más profundo

Sunumun içeriğini özetlemek ve bir sonuç çıkarmak istiyorum.

Ahora quiero recapitular el contenido de la presentación y sacar una conclusión.

Cümleyi favorilerinizden çıkarmak için siyah kalp butonuna basın.

Para eliminar una frase de su lista de favoritos, haga clic en el icono de corazón negro.

Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır.

Es muy fácil sonar natural en su lengua nativa y muy fácil sonar poco natural en su lengua no nativa.

Aile yaşamının tadını çıkarmak için işi tamamen bıraktığını gözlemliyorum.

para así poder disfrutar los primeros años de la vida familiar, incluso yo.

Yakında buradaki yiyecek ve içeceğin tadını çıkarmak için geleceksin.

Usted pronto vendrá a disfrutar de la comida y la bebida aquí.

Bu da demek oluyor ki sadece bu sesi çıkarmak için

Eso quiere decir que chocaron unas 120 veces por segundo

Senden üzerindekileri çıkarmanı rica ediyorum. Birazcık güzelliğinin tadını çıkarmak istiyorum.

Te pido que te desvistas. Desearía admirar tu belleza.

Tom Mary'yi akşam yemeğine çıkarmak istedi, fakat o hayır dedi.

Tom invitó a Mary a salir a cenar, pero ella dijo que no.

İletişim kurmak için bir anadil konuşuru gibi ses çıkarmak zorunda değilsin.

No necesitas sonar como un nativo para comunicarte.

Yavrunun ufacık boynuzunu almak için onu keserek annenin karnından çıkarmak tek kelimeyle korkunç.

sacan las crías del estómago de las madres para extraer el pequeño cuerno. Es simplemente horrible.

İki uzay aracını kenetlemek ve çıkarmak için NASA'nın yeni pilotlama teknikleri icat etmesi ve bunları kusursuz bir şekilde

Para acoplar y desacoplar las dos naves espaciales, la NASA necesitaría inventar nuevas técnicas de pilotaje