Translation of "Yola" in Portuguese

0.043 sec.

Examples of using "Yola" in a sentence and their portuguese translations:

Yola koyulalım.

Vamos cair na estrada.

- Yola koyulmak istiyorum.
- Yola çıkmak istiyorum.

Eu quero pegar a estrada.

Yola devam edelim.

Vamos continuar.

Yarın yola çıkıyorum.

Vou tirar uma folga amanhã.

Yola çıkabilir miyiz?

Podemos pegar a estrada?

Sadece yola çıkıyordum.

Eu já estava de saída.

Yarın yola çıkacağım.

Vou tirar uma folga amanhã.

Yakında yola çıkacağım.

Logo partirei.

Tamam, yola devam edelim.

Vamos continuar.

Saat kaçta yola çıkıyorsun?

A que horas você vai?

Tom sabah yola çıktı.

Tom tirou a manhã de folga.

Yola erken çıkabilir miyim?

Posso sair mais cedo?

Araç kullanırken yola odaklanmalısın.

Você deveria se concentrar na estrada enquanto dirige.

O, yola çıkmak üzere.

Ele está prestes a partir.

Bu akşam yola çıkıyorum.

Eu parto esta tarde.

Tren yakında yola çıkıyor.

O trem parte em breve.

Mary çoktan yola çıktı.

Maria já partiu.

Karar verip yola devam edelim.

Vamos decidir e continuar.

Bunu kullanabilirsem beni yola indirecektir.

Se eu puder usá-lo, levar-me-á na direção da estrada.

Onlar Allah'ın gösterdiği yola değilde

eles não são o caminho mostrado por Allah.

Gemi sahil boyunca yola çıktı.

O navio navegou pela costa.

O, Paris'e doğru yola çıktı.

Ele foi embora para Paris.

- Devam et.
- Yola devam edin.

Continue.

Sürüş sırasında yola odaklanman gerekir.

Enquanto dirige, deveria se concentrar na estrada.

Tom hangi yola döneceğini bilmiyordu.

Não não sabia para que lado virar.

Mary yakında yola çıkacağını söyledi.

Maria disse que logo partirá.

Bu çamuru silip yola devam edebiliriz.

podemos tirar a lama e continuar.

Bunu kullanabilirsem beni yola kadar indirecektir.

Se eu puder usá-lo, levar-me-á na direção da estrada.

Bildiğim kadarıyla, o henüz yola çıkmadı.

Pelo que eu sei, ela ainda não partiu.

Tom Avustralya'ya gitmek için yola çıktı.

Tom deixou a Austrália.

Tom bana hangi yola gideceğini sordu.

Tom me perguntou qual caminho seguir.

Roma için ne zaman yola çıkacaksın?

Quando você partirá para Roma?

Ne zaman Tokyo için yola çıkacaksın?

Quando você parte para Tóquio?

Ne zaman Berlin için yola çıkacaksın?

Quando vocês partirão para Berlim?

O, Avustralya'ya gitmek için yola çıktı.

Ele emigrou para a Austrália.

Yarın sabah memleketine doğru yola çıkıyor.

Ela está partindo para sua cidade natal amanhã de manhã.

Annelik içgüdüleriyle yola devam ediyor. Tehlikeye rağmen.

O instinto maternal leva-a a atravessar. Apesar do perigo.

Pekâlâ, şimdi buradan ilerideki yola bir bakalım.

Aqui vemos bem a disposição do terreno.

Ve halatı aldıktan sonra yola devam edeceğiz.

vou recuperar a corda e vamos seguir em frente.

İslamiyetin öne gelen imamlarının söylemlerinden yola çıkılarak

Baseado nos discursos dos imãs proeminentes do Islã

Apollo-11 isimli bir gemiyle yola çıkılacaktı

Seria velejar com um navio chamado Apollo-11

Yoğun olmayan zamanlarda yola çıkmaya çalışmak gibi.

como tentar comutar em horas mais quietas.

Ondan sonra Saygon'a gitmek için yola çıkacağım.

- Depois viajarei para Saigon.
- Depois disso, vou para Saigon.

O, Pekin için ne zaman yola çıkacak?

- Quando ele partirá para Pequim?
- Quando ela partirá para Pequim?

Ne zaman New York için yola çıkacaksın?

Quando vocês partirão para Nova York?

Onlar ne zaman Boston için yola çıkacak?

- Quando eles partirão para Boston?
- Quando elas partirão para Boston?

O, Atina için ne zaman yola çıkacak?

- Quando ele partirá para Atenas?
- Quando ela partirá para Atenas?

Onlar ne zaman Viyana için yola çıkacaklar?

- Quando eles partirão para Viena?
- Quando elas partirão para Viena?

Sen ne zaman Moskova için yola çıkacaksın?

Quando você parte para Moscou?

O ne zaman Londra için yola çıkacak?

- Quando ele partirá para Londres?
- Quando ela partirá para Londres?

Sen ne zaman Paris için yola çıkacaksın?

Quando vocês partirão para Paris?

O önceki gün Londra için yola çıktı.

Ele partiu para Londres anteontem.

Pekâlâ, biraz daha çıkartacağız. Sonra yola devam edeceğiz.

Vamos sugar um pouco mais. Depois vamos prosseguir,

O trene biner binmez, o istasyondan yola çıktı.

Assim que ela entrou no trem ele saiu da estação.

Şimdi yola çıkarsan yarın akşama kadar Boston'da olursun.

Se partir agora, estará em Boston amanhã à noite.

Uçuşum iptal edildi ve yarına kadar yola çıkamam.

Meu voo foi cancelado e não posso partir até amanhã.

Bu kamyon buzu eritmek için yola tuz koyar.

Este caminhão coloca sal na estrada para derreter o gelo.

O otobüs durağına gitti ve otobüs yola çıktı.

Ela foi para o ponto de ônibus e o ônibus partiu.

- O geldiğinde ayrılırım.
- O geldiği zaman yola çıkacağım.

Eu irei quando ele chegar.

Hâlâ buradan yola çıkabileceğinizi düşünüyorsanız "Yeniden Dene"yi seçin.

Se acha que ainda consegue chegar à estrada, selecione "tentar novamente".

Perry sonunda 1853'te Tokyo Körfezi'ne doğru yola çıktı.

Perry finalmente navegou para a Baía de Tóquio em 1853.

- Biz şu anda yola çıkıyoruz.
- Biz şu anda gidiyoruz.

Vamos partir imediatamente.

Sonra küçük kardeş yola çıktı, ve büyük geride kaldı.

Então o irmão mais novo fugiu, e o mais velho ficou para trás.

Tom üç saat önce Boston'a gitmek üzere yola çıktı.

O Tom foi para Boston há três horas.

- Evvelki gün Amerika'ya yola çıktı.
- Önceki gün Amerika'ya hareket etti.

Ela partiu para a América anteontem.

Bir hafta önce Avrupa'ya gitmek için yola çıktı. Yani 10 mayısta.

Ele partiu para a Europa há uma semana, isto é, em dez de maio.

- On dakika içinde ayrılıyorum.
- On dakika içinde gidiyorum.
- On dakika içinde yola çıkıyorum.

Partirei em dez minutos.

- Tren çoktan hareket etti.
- Tren zaten yola çıktı.
- Tren ayrıldı bile.
- Tren gitti bile.

O trem já partiu.