Translation of "Yaygın" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Yaygın" in a sentence and their portuguese translations:

Bu yaygın mı?

Isto é comum?

Bu çok yaygın.

É muito comum.

Bu oldukça yaygın.

Isso é bem comum.

- Bu yaygın bir hatadır.
- O yaygın bir hata.

É um erro comum.

- O bir yaygın isim midir?
- O yaygın bir isim mi?
- Bu yaygın bir isim mi?

Aquele é um nome comum?

O yaygın bir ahlaksızlık.

É um vício comum.

Tom yaygın bir isim.

Tom é um nome comum.

Bu bugünlerde oldukça yaygın.

Isso é muito comum hoje em dia.

Bu yaygın bir isim.

É um nome comum.

- Tom ismi ülkenizde yaygın mı?
- Tom ülkenizde yaygın bir isim mi?

Tom é um nome comum em seu país?

Japonya'da eğilmek yaygın bir nezakettir.

No Japão, cumprimentar curvando-se é uma cortesia comum.

Bu yaygın bir Fransız ifadesidir.

É uma expressão comum em francês.

Sağ duyu çok yaygın değil.

O senso comum não é tão comum assim.

Onun adı yaygın olarak biliniyordu.

Seu nome tornou-se amplamente conhecido.

Dünyadaki en yaygın isim Muhammed'dir.

O nome mais comum do mundo é Maomé.

Bu terim yaygın olarak kullanılmamaktadır.

O termo não é de uso comum.

Bu yaygın bir şey midir?

- Isto é uma coisa comum?
- Isso é uma coisa comum?

Bu kelime yaygın olarak kullanılıyor mu?

Esta palavra é de uso comum?

Difteri o zaman yaygın bir hastalıktı.

Naquela época a difteria era uma doença comum.

Artık İncil'i bilmeyen insanlarla tanışmak oldukça yaygın.

Atualmente é bastante comum encontrar jovens que não conhecem a Bíblia.

Sodyum benzoat çok yaygın bir gıda koruyucusudur.

Benzoato de sódio é um conservante de alimentos muito comum.

Başarısızlık korkusu dünyadaki en yaygın korkulardan biridir.

O medo do fracasso é um dos medos mais comuns no mundo.

Spiral doğada en yaygın geometrik biçimlerinden biridir.

A espiral é uma das formas geométricas mais encontradas na natureza.

Çelik sivil inşaatta yaygın olarak kullanılan bir malzeme.

O aço é um material muito utilizado na construção civil.

Bu hiç nadir değil. Aslında o çok yaygın.

Não é nada incomum. Na verdade, é muito comum.

Bir İngiliz anahtarı, yaygın olarak kullanılan bir araçtır.

A chave inglesa é uma ferramenta comumente utilizada.

Giyotin, Fransız Devrimi sırasında yaygın bir şekilde kullanıldı.

A guilhotina foi amplamente utilizada durante a Revolução Francesa.

Motomot -kelime kelime çevirmek, çevirideki en yaygın hatalardan biridir.

Um dos erros mais comuns na tradução é traduzir muito literalmente, palavra por palavra.

Dünyada İngilizce'nin en yaygın şekilde konuşulan dil olduğunu inkar etmek yok.

Não há como negar que o Inglês é a língua mais falada do mundo.

İnsanlar niçin "merhaba ", "nasılsın" vb. gibi basit ve yaygın cümleler ekliyorlar.

Por que as pessoas adicionam frases simples e comuns como "olá", "como vai", etc. ?

Bu pullu seri katilin ne kadar yaygın olduğunu kendi gözünüzle görmeden anlayamazsınız, diyor.

Ele diz que, no que toca a esta assassina escamosa, não temos ideia do quão dispersa está até vermos por nós mesmos.

Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.

A diferença entre passado, presente e futuro nada mais é que uma ilusão muitíssimo difundida.

Rus dili anadil olarak eski Sovyetler Birliği'nin kurucu cumhuriyetlerini oluşturan Rusya, Beyaz Rusya, Ukrayna, Kazakistan ve Kırgızistan'da konuşulan ve Letonya, Estonya ve başka birçok ülkede resmi olmamasına karşın yaygın olarak kullanılan bir Slav dilidir.

O idioma russo é um idioma eslavo falado como idioma materno na Rússia, Bielorrússia, Ucrânia, Cazaquistão e Quirguistão, e é usado amplamente, embora sem caráter oficial, na Letônia, Estônia e nos diversos outros países que formavam as repúblicas constituintes da extinta União Soviética.