Translation of "Yakışıklı" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Yakışıklı" in a sentence and their portuguese translations:

- Hey, yakışıklı.
- Merhaba yakışıklı.

Ei, gato.

Yakışıklı mıyım?

Estou bonito?

Ben yakışıklı değilim.

- Não tenho uma boa aparência.
- Eu não sou bem apessoado.
- Eu não sou bonito.

Tom çok yakışıklı.

- Tom é muito bonito.
- O Tom é muito bonito.

Çok yakışıklı görünüyorsun, Tom.

Você está muito bonito, Tom.

Philip senden daha yakışıklı.

Philip é mais bonito do que você.

Tom kadar yakışıklı değil.

Ele não é tão bonito quanto o Tom.

Tom yakışıklı ve karizmatik.

O Tom é belo e carismático.

Tom yakışıklı bir adam.

Tom é um galã.

O, onu yakışıklı buldu.

Ela o achou bonito.

Tom zengin, başarılı ve yakışıklı.

Tom é rico, bem-sucedido e bonito.

Tom gerçekten yakışıklı, değil mi?

Tom é muito bonito, não é?

O zengin, genç ve yakışıklı.

Ele é rico, jovem e bonito.

Tom çok yakışıklı, değil mi?

Tom é muito bonito, não é?

Tom, çok yakışıklı bir çocuktur.

Tom é um garoto muito bonito.

Senin erkek arkadaşın gerçekten yakışıklı.

Seu namorado é muito bonito.

Tom oldukça yakışıklı, değil mi?

Tom é muito bonito, não é?

Tom'un yakışıklı olduğunu düşünüyor musun?

Você acha Tom bonito?

O, yakışıklı genç bir adam oldu.

Ele se tornou um belo rapaz.

Tom'un yakışıklı olduğunu düşünüyorsun, değil mi?

Você acha Tom bonito, não acha?

Ben onun inanılmaz yakışıklı olduğunu düşündüm.

Eu o achei incrivelmente simpático.

Tom erkek kardeşi kadar yakışıklı değildir.

Tom não é tão bonito quanto seu irmão.

Kuşkusuz bu sadece yakışıklı erkekler için.

No entanto, isso é somente para homens de boa aparência.

Tom'un benden daha yakışıklı olduğunu biliyorum.

Eu sei que Tom é mais bonito que eu.

Tom bir grupta çalıyor ve çok yakışıklı.

Tom toca em uma banda e é muito bonito.

Leyla yakışıklı bir erkeğe aşık oldu ve evlendi.

- Leila se apaixonou por um homem bonito e se casou.
- A Layla apaixonou-se por um homem elegante e casou-se.

- O, yakışıklı ve akıllıdır.
- O zeki ve iyi görünümlü.

Ele é bonito e inteligente.

Yakışıklı bir adam, cehenneme gitmek için iyi bir nedendir.

Um homem bonito é uma boa razão para ir para o inferno.