Translation of "Çin'de" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Çin'de" in a sentence and their japanese translations:

Bu, Çin'de popülerdir.

それは中国で人気です。

Facebook, Çin'de engellidir.

中国ではフェイスブックが閉鎖されています。

İngilizce de Çin'de öğreniliyor.

英語は中国でも勉強されています。

O, Çin'de bir otoritedir.

彼は中国に関する権威だ。

"Virüs Çin'de ortaya çıktı,

”ウイルスは中国大陸で発生…”

- Çin'de başka bir arkadaşım var.
- Çin'de bir arkadaşım daha var.

私はもうひとり中国の友達を持っている。

Dev pandalar sadece Çin'de yaşarlar.

パンダは中国にしかいません。

Neden Çin'de modern teknoloji gelişmedi?

近代科学技術はなぜ中国で発展しなかったのだろうか。

Futbol ikinci yüzyılda Çin'de oynanıyordu.

フットボールは2世紀に中国で行われていました。

Onun Çin'de büyüdüğü iyi bilinir.

彼が中国で成長したというのは有名だ。

"Hastalık Güney Çin'de aylardır ilerlemekteydi"

”中国南部では 何ヶ月もの間 悪化が続いています”

Babama Kumiko'nun Çin'de çalışmasını önerdim.

私は父にクミコが中国に留学してはどうかと提案した。

Bu manga Çin'de oldukça popüler.

この漫画は中国でとても人気がある。

Komünistler 1949'da Çin'de iktidara geldi.

中国では1949年に共産党が政権を取った。

- Bu kuş ne Japonya'da ne de Çin'de yaşar.
- Bu kuş, ne Japonya'da, nede Çin'de yaşar.

この鳥は日本にも中国にも生息していない。

Çin'de, internet sıkı bir şekilde kontrol ediliyor.

中国においてはインターネットは 厳しく統制されています

Çin'de hala sadece nüfusun %56'sına ulaşabilmiş halde.

中国では インターネット人口は まだ56%に留まっています

Çince seviyemi geliştirmek için Çin'de eğitim görmek istiyorum.

中国語上達のために、中国に留学したいと思っています。

O hem Hindistan'da hem de Çin'de iyi tanınmaktadır.

彼女はインドだけでなく中国でもよくしられている。

O, üçü Çin'de yapılmış dört tane bebek aldı.

彼は人形を4つ買ったが3つは中国のものだった。

Çin'de seyahat ediyorsanız, bir rehberle birlikte gitmek en iyisidir.

中国を旅するならガイドを連れていくのが一番いい。

Çin'de yemek yeme alışkanlıkları son yıllarda hızla Amerikanlaşmaya başlamıştır.

中国では近年急速に食生活のアメリカ化が進んでいる。

Çin'de doğrudan yabancı yatırımlar geçen yıl 3 milyar dolar tutarındaydı.

中国への海外からの直接投資は昨年30億ドルに達した。

Bu, Arapça mı? Hayır, Uygurca. Kuzeybatı Çin'de konuşulan bir dil.

「これはアラビア語ですか?」「いいえ、それはウイグル語といって、中国の北西部で話されている言語です。」

O sadece Hindistan'da değil aynı zamanda Çin'de de iyi tanınmaktadır.

彼女はインドだけでなく中国でもよくしられている。

Bununla birlikte, Çin'de, onlar "insan hakları" için bir kelime kullanmıyor fakat bunun yerine onu "temel haklar" olarak ifade ediyorlar.

しかし、中国では、「人権」という言葉が使われず、基本的権利と表記される。