Translation of "Çin'de" in French

- Çin'de doğdum.
- Ben Çin'de doğdum.

- Je suis né en Chine.
- Je suis née en Chine.

Çin'de değiliz.

Nous ne sommes pas en Chine.

Facebook, Çin'de engellidir.

Facebook est bloqué en Chine.

Çin'de iş bulacağım.

Je trouverai du travail en Chine.

Çin'de hükûmetin yönettiği fabrikalarda

dans certaines usines gouvernementales en Chine,

İngilizce de Çin'de öğreniliyor.

L'anglais est aussi étudié en Chine.

Kağıt Çin'de icat edilmiştir.

Le papier fut inventé en Chine.

O, Çin'de bir otoritedir.

Il est une autorité en Chine.

"Virüs Çin'de ortaya çıktı,

Le virus a émergé de Chine continentale.

Çin'de asgari ücret nedir?

Quel est le salaire minimum en Chine ?

Çin'de bir iş bulacağım.

- Je trouverai du travail en Chine.
- Je trouverai un emploi en Chine.

- Çin'de başka bir arkadaşım var.
- Çin'de bir arkadaşım daha var.

J'ai un autre ami en Chine.

Dev pandalar sadece Çin'de yaşarlar.

Les pandas géants vivent seulement en Chine.

Neden Çin'de modern teknoloji gelişmedi?

Pourquoi la technologie moderne ne s'est pas développé en Chine ?

Futbol ikinci yüzyılda Çin'de oynanıyordu.

Le football était joué en Chine pendant le deuxième siècle.

"Hastalık Güney Çin'de aylardır ilerlemekteydi"

La maladie s'est développée pendant des mois dans le sud de la Chine.

O, Çin'de bir kitap yazdı.

Il a écrit un livre en Chine.

Bu plastik sincap Çin'de üretildi.

- Cet écureuil en plastique a été fabriqué en Chine.
- Cet écureuil en plastique était fabriqué en Chine.

Naçi dili, Güneybatı Çin'de konuşulmaktadır.

La langue naxi est parlée dans le sud-ouest de la Chine.

Bu televizyon Çin'de imal edilmiştir.

Cette télévision a été fabriquée en Chine.

Çin'de önce soyadımızı sonra adımızı koyarız.

En Chine, nous mettons notre nom de famille en premier, puis notre prénom.

Kağıt ilk kez Çin'de icat edildi.

- Le papier a été inventé en Chine.
- Le papier fut en premier lieu inventé en Chine.
- Le papier fut inventé en Chine.

Çin'de bir milyardan fazla insan yaşar.

La Chine a plus d'un milliard d'habitants.

- Bu kuş ne Japonya'da ne de Çin'de yaşar.
- Bu kuş, ne Japonya'da, nede Çin'de yaşar.

Cet oiseau ne vit ni au Japon ni en Chine.

Çin'de, internet sıkı bir şekilde kontrol ediliyor.

En Chine, Internet est étroitement contrôlé.

Bir aydan kısa bir süredir Çin'de bulunuyorum.

Je suis en Chine depuis moins d'un mois.

Çin'de hala sadece nüfusun %56'sına ulaşabilmiş halde.

En Chine, Internet n'est encore utilisé que par 56% de la population.

Çince seviyemi geliştirmek için Çin'de eğitim görmek istiyorum.

Je souhaite aller étudier en Chine afin d'améliorer mon niveau de chinois.

O hem Hindistan'da hem de Çin'de iyi tanınmaktadır.

Elle est très connue à la fois en Inde et en Chine.

Çin'de bir sürü alımlı evli kadın olduğunu duydum.

J'ai entendu dire qu'il y a beaucoup de MILF en Chine.

O, üçü Çin'de yapılmış dört tane bebek aldı.

Il a quatre poupées, dont trois ont été fabriquées en Chine.

Aslında Çin'in ilk başına da dönelim mi? Çin'de neler olmuştu.

En fait, revenons au tout début de la Chine? Ce qui s'est passé en Chine.

Çin'de doğrudan yabancı yatırımlar geçen yıl 3 milyar dolar tutarındaydı.

Les investissements directs en Chine s'élevaient à 3 milliards de dollars l'année dernière.

Bu, Arapça mı? Hayır, Uygurca. Kuzeybatı Çin'de konuşulan bir dil.

- « C'est de l'arabe, ça ? » « Non, c'est de l'ouïghour, une langue qui se parle au Nord-Ouest de la Chine. »
- « Est-ce de l'arabe ? » « Non, c'est du ouïghour — une langue parlée dans le Nord-Ouest de la Chine. »
- « Est-ce de l'arabe ? » « Non, c'est de l'ouïghour — une langue parlée dans le Nord-Ouest de la Chine. »

Tom, Çin'de doğdu ve üç yaşındayken evlat edinilmek için ABD'ye gönderildi.

Tom est né en Chine et a été adopté aux États-Unis à l'âge de trois ans.

"Bu kameranın nerede yapıldığını biliyor musun?" "Sanırım Çin'de yapıldı ama emin değilim."

« Savez-vous où cette caméra a été fabriquée ? » « Je pense qu'elle a été fabriquée en Chine, mais je n'en suis pas sûr. »

Merkezi Çin'de Yangtze nehri boyunca şehirler ve taşra 50 yıldan daha fazla bir süredir ülkenin en kötü kuraklığı ile boğuşuyor.

Les villes et les provinces le long du fleuve Yangtsé, au centre de la Chine, sont aux prises avec la pire sécheresse que le pays ait connu depuis plus de cinquante ans.