Translation of "Tutmak" in Portuguese

0.006 sec.

Examples of using "Tutmak" in a sentence and their portuguese translations:

Balık tutmak eğlencelidir.

Pescar é divertido.

Elini tutmak istiyorum.

Eu quero segurar sua mão.

Sır tutmak zordur.

É difícil guardar segredos.

Onu tutmak istiyorum.

Eu quero abraçá-lo.

Sözünü tutmak zorundasın.

Você tem que manter a sua promessa.

Yarayı sıcak suya tutmak.

Pôr a ferida em água quente

Elimi tutmak ister misin?

Você quer segurar minha mão?

Gerçekten elini tutmak istiyorum.

- Eu realmente quero segurar a sua mão.
- Eu quero mesmo segurar a sua mão.

Burada balık tutmak yasaktır.

É proibido pescar aqui.

Bunu gizli tutmak zorundayız.

- Nós temos que manter isso em segredo.
- Temos que manter isso em segredo.
- Nós temos de manter isso em segredo.
- Temos de manter isso em segredo.

Köpeğimi tutmak ister misin?

Você quer segurar o meu cachorro?

Bunu basit tutmak istiyorum.

Eu gosto de manter simples.

Sadece seni güvende tutmak istiyorum.

Eu só quero te manter em segurança.

Güney eyaletlerini zayıf tutmak istediler.

Eles queriam manter os Estados do sul fracos.

Bir günlük tutmak iyi bir alışkanlıktır.

Manter um diário é um bom hábito.

O, güçlerini ailesinden gizli tutmak zorunda.

Ela tem de manter os poderes dela escondidos da família.

Bence bir kediyi kapalı yerde tutmak acımasızcadır.

Eu acho cruel deixar um gato preso dentro de casa.

Ayaklarını sıcak tutmak için kalın çoraplar giymelisin.

É preciso usar meias grossas para manter os pés aquecidos.

Gölgenizi suyun yüzeyinden uzak tutmak için dikkat etmelisiniz.

E tenho de ter atenção à minha sombra. Se a minha sombra se notar na superfície,

Her biri avcıları uzak tutmak için flaş çakıyor.

Cada um deles gera um clarão para afugentar predadores.

Ölünün arkasından ağıt tutmak iyi birşey değil denir

Não é bom lamentar por trás dos mortos.

Geri çekilmem gerekirse diye kolları bağlı tutmak yok.

Não põe os tentáculos para trás para o caso de ter de recuar.

Güzel bir gün ve canım balık tutmak istiyor.

É um bom dia e sinto vontade de pescar.

Önemli olan, alttan kaldırıp nazikçe tutmak, böylece toprak dağılmaz.

Temos de a empurrar de baixo para cima. E de a mover com cuidado, para o torrão não se partir.

- Burada balık tutmak yasak.
- Burada balık tutmaya izin verilmez.

A pesca não é permitida aqui.

Onları sebzelerden uzak tutmak için bahçemdeki tavşanları bir su tabancası ile vurdum.

Eu atiro nos coelhos no meu jardim com uma pistola de água para mantê-los longe dos vegetais.

Yaz aylarında bitkileri canlı tutmak için Tom bahçesini sabahları erkenden sulamak zorunda.

Nos meses de verão, Tom tem de regar o jardim de manhã cedo para manter as plantas vivas.

Bu ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

Não é bom para os medicamentos. Preciso de um plano para mantê-los frescos.

Bu da ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

Não é bom para os medicamentos. Preciso de um plano para mantê-los frescos.