Translation of "Oyuncak" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Oyuncak" in a sentence and their portuguese translations:

Oyuncak Hikayesi

História de brinquedos

Hangi oyuncak büyük?

Qual brinquedo é grande?

- Birkaç oyuncak satın al.
- Birkaç oyuncak satın alın.

Comprem brinquedos.

Aynısı Oyuncak Hikâyesi'nde olmakta.

A mesma coisa acontece em "Toy Story",

Bu bir oyuncak bebek.

Isso é uma boneca.

Bu oyuncak erkekler için.

Este brinquedo é para meninos.

Ona bir oyuncak aldım.

- Eu lhe dei uma boneca.
- Dei a ela uma boneca.
- Dei uma boneca para ela.

Çocuğun oynadığı oyuncak bozuk.

O brinquedo com o qual o menino estava brincando está quebrado.

Oyuncak bölümü beşinci katta.

O departamento de brinquedos é no quinto andar.

O oyuncak ahşaptan yapılmıştır.

Aquele brinquedo é feito de madeira.

Bu sadece bir oyuncak.

Isso é só um brinquedo.

Bunu oyuncak kutuna koy.

Leve isto à sua caixa de brinquedos.

Bu bir oyuncak değil!

Não é um brinquedo!

O oyuncak tahtadan yapılmış.

- Esse brinquedo é feito de madeira.
- Este brinquedo é feito de madeira.

Mary oyuncak bebekleriyle oynuyor.

Maria está brincando com as suas bonecas.

Oyuncak satıcısı çok samimiydi.

O vendedor de brinquedos foi muito amigável.

- Kız kardeşim oyuncak bebeklerle oynuyor.
- Kız kardeşim oyuncak bebeklerle oynar.

Minha irmã brinca de boneca.

- Çocuğa bir oyuncak aldı.
- O, çocuk için bir oyuncak aldı.

Ela comprou um brinquedo para a criança.

Din tüccarlarının elinde oyuncak olması

comerciantes religiosos com brinquedos nas mãos

O, bana bir oyuncak verdi.

Ela me deu uma boneca.

Ona bir oyuncak bebek verdi.

Ele a presenteou com uma boneca.

Bu bir Japon oyuncak bebeği.

- Essa é uma boneca japonesa.
- Isto é uma boneca japonesa.
- Esta é uma boneca japonesa.

Mahallede bir oyuncak dükkanı var.

Há uma loja de brinquedos no bairro.

- Oyuncakçı kapandı.
- Oyuncak dükkânı kapandı.

A loja de brinquedos está fechada.

Ona bir oyuncak bebek gönderdim.

- Eu mandei uma boneca para ela.
- Mandei uma boneca a ela.

O hâlâ oyuncak bebeklerle oynuyor.

Ela ainda brinca de boneca.

Tom oyuncak arabalarıyla oynamayı seviyor.

Tom gosta de brincar com seus carrinhos de brinquedo.

Annem bana bir oyuncak alıyor.

Mamãe está me comprando um brinquedo.

Tom oyuncak traktörü ile oynadı.

Tom brincou com seu trator de brinquedo.

Ann'e oyuncak bir bebek yaptım.

Eu fiz uma boneca para Ann.

Kutuda oyuncak bir bebek var.

- Tem uma boneca na caixa.
- Há uma boneca na caixa.

Tom'a bir oyuncak araba aldım.

Comprei um carro de brinquedo para Tom.

O bir oyuncak bebek yapıyor mu?

Ela está fazendo uma boneca?

Çocuğu için güzel bir oyuncak aldı.

Ela trouxe um belo brinquedo para seu filho.

O, benim için oyuncak bebek yaptı.

Ela fez a boneca para mim.

O bana oyuncak bir kutu verdi.

Ele me deu uma caixa de brinquedos.

Annem bana bir oyuncak satın alıyor.

Mamãe está me comprando um brinquedo.

Kız kardeşim oyuncak bir bebekle oynuyor.

A minha irmã brinca de boneca.

O, çocuğu için bir oyuncak aldı.

Comprou um brinquedo para o seu filho.

Kız kardeşime bir oyuncak bebek verdim.

Eu dei uma boneca para minha irmã.

En sevdiğin dolgulu oyuncak hayvan nedir?

Qual é o seu bicho de pelúcia favorito?

Bu silah bir oyuncak değildir, çocuk!

- A arma não é um brinquedo, menino!
- A arma não é um brinquedo, garoto!

O, bütün oyuncak bebeklerini başkalarına verdi.

Ela abriu mão de todas as suas bonecas.

Çocuk için bir oyuncak satın alacağım.

Vou comprar um brinquedo para a criança.

O, çocuğu için bir oyuncak satın alıyor.

Ela está comprando um brinquedo para o filho.

Ben Mary için bir oyuncak bebek yaptım.

Eu fiz uma boneca para Maria.

Genç kız yan odada oyuncak bir bebekle oynuyordu.

A jovem menina estava na sala ao lado brincando com uma boneca.

Kız kardeşim bana güzel bir oyuncak bebek yaptı.

- Minha irmã me fez uma linda boneca.
- Minha irmã fez uma linda boneca para mim.

Babam benim arkadaşım çünkü bana bir sürü oyuncak veriyor.

O meu pai é meu amigo porque me dá muitos brinquedos.

Tom için bütün dükkanı aradık, ve onu oyuncak bölümünde bulduk.

Nós procurámos o Tom pela loja toda, e encontrámo-lo no departamento dos brinquedos.

- Ona bir oyuncak verin.
- Ona bir kavırçak ver.
- Ona bir kavırçak verin.

Dê-lhe uma boneca.

- Tom Mary'nin bebeğini kapının arkasına sakladı.
- Tom Mary'nin oyuncak bebeğini kapının arkasına sakladı.

Tom escondeu a boneca de Mary atrás da porta.

- Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
- Erkek kardeşim bana şirin bir bebek verdi.

Meu irmão me deu uma boneca bem bonitinha.