Translation of "Keyif" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Keyif" in a sentence and their portuguese translations:

Onunla konuşurken keyif aldım.

- Eu gostava de conversar com ela.
- Eu gostei de conversar com ela.

Tom mücadeleden keyif aldı.

Tom gostou do desafio.

Kitap okumaktan keyif alırım.

Eu gosto de ler livros.

Biz tenis oynamaktan keyif aldık.

Gostamos de jogar tênis.

- Çok eğlendik.
- Çok keyif aldık.

Nós nos divertimos bastante.

- Tom eğlenmiyor.
- Tom keyif almıyor.

Tom não está se divertindo.

Ben roman okumaktan keyif alırım.

Curto ler romances.

O, roman okumaktan keyif alır.

Ela gosta de ler romances.

Kahve içmekten keyif alıyor musun?

Você gosta de beber café?

Ben gerçekten ondan keyif aldım.

Eu adorei.

Ben çok fazla keyif çattım.

Eu me diverti muito.

Burada çalışmaktan çok keyif alıyorum.

Eu gosto muito de trabalhar aqui.

- Ondan keyif alırım.
- Bundan hoşlanıyorum.

Eu gosto disso.

Sanırım onu yapmaktan keyif alacağım.

- Eu acho que vou gostar de fazer isso.
- Acho que vou gostar de fazer isso.

Sanırım burada olmaktan keyif alacağım.

Eu acho que eu vou gostar de estar aqui.

Golften eskisi kadar keyif almıyorum.

Eu não gosto de golfe tanto quanto eu gostava antes.

Tom da seyahat etmekten keyif aldı.

- O Tom também gostou de viajar.
- Tom também gostou de viajar.
- O Tom gostou de viajar também.
- Tom gostou de viajar também.

Ailesi için yemek pişirmekten keyif alır.

Ele adora cozinhar para sua família.

Tom Mary ile konuşurken keyif aldı.

Tom gostou de conversar com Maria.

Fadıl başkalarının duygusal acılarından keyif alıyordu.

Fadil gostava do sofrimento emocional dos outros.

Robert, kız arkadaşı ile konuşmaktan keyif aldı.

Robert gostou de conversar com sua namorada.

- Kitap okumayı severim.
- Kitap okumaktan keyif alırım.

Eu adoro ler livros.

Erkek kardeşim pul koleksiyonundan büyük keyif alır.

Meu irmão tem muito prazer em sua coleção de selos.

Tom Mary ile yürüyüşe çıkmaktan keyif alırdı.

- Tom gostou de ir caminhar com a Mary.
- Tom gostava de passear com Mary.

- Ders çalışmaktan keyif alıyor musun?
- Ders çalışmaktan hoşlanır mısın?

- Vocês gostam de estudar?
- Você gosta de estudar?