Translation of "Kalkar" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Kalkar" in a sentence and their portuguese translations:

Annem erken kalkar.

Mamãe se levanta cedo.

O erken kalkar.

Ela acorda cedo.

Dedem erken kalkar.

Meu avô se levanta cedo.

Babam erken kalkar.

- O meu pai acorda cedo.
- O meu pai levanta cedo.

Tom erken kalkar.

O Tom se levanta cedo.

Jack erken kalkar.

Jack acorda cedo.

O hep erken kalkar.

Ela sempre acorda cedo.

Tren saat dokuzda kalkar.

O trem parte às nove horas.

O, genellikle altıda kalkar.

Ele normalmente se acorda às seis.

O, saat altıda kalkar.

Ela se levanta às seis.

Saat altıda kalkar mısın?

Você se levanta às seis?

O genellikle erken kalkar.

Ela geralmente se levanta cedo.

O, saat yedide kalkar.

Ela se levanta às sete.

Tom ne zaman kalkar?

A que horas Tom se levanta?

Uçağımız 2.30'da kalkar.

- Nosso voo parte às 2h30.
- O nosso voo parte às 2h30.

Jane erken yatar erken kalkar.

Jane vai para a cama cedo e acorda cedo.

Annem benden daha erken kalkar.

Minha mãe se levanta mais cedo do que eu.

Tom her zaman erken kalkar.

Tom sempre acorda cedo.

Uçak akşam 5.30'da kalkar.

O avião sai às cinco e meia da tarde.

O her zaman altıda kalkar.

Ela sempre se levanta às seis.

Carol, her sabah erken kalkar.

Carol se levanta cedo toda manhã.

Treniniz platform 10'dan kalkar.

Seu trem parte da plataforma 10.

O her sabah erken kalkar.

Ela acorda cedo todos os dias.

- Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan alır.
- İtle yatan bitle kalkar.
- Körle yatan şaşı kalkar.
- Köpekle uyuyan pireyle kalkar.

Quem dorme com os cães acorda com pulgas.

Tom erken kalkar ve ben de.

O Tom se levanta cedo, e eu também.

- Tom, kalkar mısın?
- Tom, kalkacak mısın?

- Tom, você vai levantar?
- Tom, você vai se levantar?

Benim uçak üç saat içinde kalkar.

O meu voo sai em três horas.

Bir sonraki tren ne zaman kalkar?

Que horas sai o próximo trem?

Tom her sabah 5.30'da kalkar.

Tom acorda às 5h30 todas as manhãs.

Tom her sabah aynı vakitte kalkar.

O Tom levanta na mesma hora toda manhã.

Kız kardeşim Susan her sabah erkenden kalkar.

Minha irmã Susan levanta cedo todas as manhãs.

Bu tren tam olarak saat dokuzda kalkar.

Esse trem partirá às nove horas em ponto.

Tom her zaman saat 6.30'da kalkar.

Tom sempre se levanta às 6:30.

Her zaman bu kadar erken kalkar mısın?

Vocês sempre se levantam assim tão cedo?

Boston'a geri giden uçağım üç saat içinde kalkar.

Meu voo de volta para Boston sai em três horas.

Hala şiiri okurken ayağa kalkar ama son dizeyi tamamlamaz.

Ele morre de pé ainda recitando o poema, mas não completa a última linha.

Benim uçak bir saatten daha az bir sürede kalkar.

O meu voo sai em menos de uma hora.

- Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan alır.
- İtle yatan bitle kalkar.
- Körle yatan şaşı kalkar.
- Üzüm üzüme baka baka kızarır.

Quem dorme com os cães acorda com pulgas.