Translation of "Kaldığı" in Portuguese

0.003 sec.

Examples of using "Kaldığı" in a sentence and their portuguese translations:

Işçilerin çalışmak zorunda kaldığı

trabalhadores tiveram que trabalhar

- Kaldığı yurtta yemekler çok iyi.
- Onun kaldığı yurtta yemekler çok iyi.

A comida é muito boa no alojamento em que ele vive.

Geç kaldığı için onu suçlamamalısın.

Você não deveria culpá-lo por se atrasar.

Geç kaldığı için ondan özür diledi.

Ele se desculpou com ela por chegar tarde.

Otobüs geç kaldığı için taksiye bindim.

Peguei um táxi porque o ônibus estava atrasado.

Geç kaldığı için bizden özür diledi.

Ele se desculpou a nós por chegar atrasado.

Geç kaldığı için Tom Mary'ye kızdı.

Tom ficou com raiva com a Mary porque ela estava atrasada.

O, geç kaldığı için onu azarladı.

- Ela o xingou por se atrasar.
- Ela xingou ele por estar atrasado.

Tom kaldığı oteldeki servisten memnun kalmadı.

Tom estava insatisfeito com o serviço do hotel onde se hospedou.

Geç kaldığı için bir sürü bahane uydurdu.

Ele deu muitas desculpas por ter chegado atrasado.

Otobüs geç kaldığı için, bir taksiye bindim.

Já que o ônibus atrasou, eu peguei um táxi.

Tom treninin geç kaldığı hakkında Mary'yi bilgilendirdi.

Tom informou a Mary que o trem dele estava atrasado.

Tom Mary'ye geç kaldığı için özür diledi.

O Tom pediu desculpas à Mary por chegar atrasado.

Tom işe geç kaldığı için patronu tarafından azarlandı.

O Tom foi repreendido pelo seu chefe por chegar ao trabalho atrasado.

Bunda ne kadar ışık kaldığı konusunda endişeliyim. Hayır, olamaz.

Preocupa-me o tempo que ainda vai durar. Não...

- Geç kaldığı için bir bahane buldu.
- Gecikmesine bir bahane uydurdu.

Ele inventou uma desculpa por estar atrasado.

- Sözlerin yetersiz kaldığı durumlarda müzik konuşur.
- Sözün bittiği yerde müzik konuşur.

Onde as palavras falham, a música fala.

- Kısa bir moladan sonra işine kaldığı yerden devam etti.
- Kısa bir moladan sonra çalışmasına devam etti.

Ele continuou com seu trabalho depois de um breve descanso.