Translation of "Ederken" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Ederken" in a sentence and their portuguese translations:

- Yolculuk ederken utangaç olma.
- Seyahat ederken içine kapanık olmayın.

Não fique pouco à vontade quando viaja.

Seyahat ederken, kaybolmak kolaydır.

Em viagens, é fácil se perder.

Tom Mary'yi dans ederken izledi.

O Tom observava a Mary enquanto ela dançava.

Beni dans ederken gördün mü?

- Você já me viu dançando?
- Você me viu dançar?

Küfür ederken arkadaşlar dikkatli olalım lütfen

Tenhamos cuidado enquanto juramos amigos, por favor

Avrupa'da seyahat ederken, bir trende soyuldum.

Enquanto eu viajava pela Europa, roubaram minha carteira num trem.

O devam ederken gençliğin tadını çıkarın.

- Aproveita a tua juventude enquanto dure.
- Aproveite a sua juventude enquanto dure.

Tom, Mary'yi John'la dans ederken gördü.

O Tom viu a Mary dançando com o John.

Tom, borsayı idare ederken milyonlar kazandı.

Tom ganhou milhões manipulando o mercado de ações.

3 günde kendini belli ederken bazısında ise

Embora se manifeste em 3 dias, em alguns

Tom'a ev ödevinde yardım ederken kaç saat harcadın?

Quantas horas você gastou ajudando Tom com a tarefa de casa dele?

Başka bir ülkede seyahat ederken karım sıklıkla bana telefon ediyor.

A minha mulher telefona-me regularmente quando eu estou de viagem noutro país.

Tom kütüphanenin önüne çıktı ve Mary arabayı park ederken bekledi.

Tom aguardou em frente da livraria enquanto Mary estacionava o carro.

Dişi, Ay küçülmeye devam ederken... ...en kara gecelerden en iyi şekilde faydalanmalı.

Enquanto a Lua continua a minguar, ela tem de aproveitar ao máximo as noites mais escuras.

İki ülke arasında kültürel değişim devam ederken, onların karşılıklı anlayışı daha da derinleşti.

À medida que o intercâmbio cultural continuou entre os dois países, seu entendimento mútuo se tornou ainda mais profundo.

Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.

O menino, ao ver uma borboleta, começou a correr atrás dela, provocando a ira de sua mãe, que lhe ordenou que ficasse quieto enquanto ela fofocava com a vizinha.