Translation of "Arabaya" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Arabaya" in a sentence and their portuguese translations:

Arabaya bin.

Entre no carro.

Arabaya bindik.

- Nós fomos de carro.
- Nós fomos em um carro.

Lütfen arabaya bin.

- Por favor, entre no carro.
- Por favor, entrem no carro.

Arabaya geri dön.

- Volte para o carro.
- Voltem para o carro.

Arabaya bin lütfen.

Entre no carro, por favor.

Bunu arabaya koyacağım.

Vou colocar isto no carro.

Arabaya ihtiyacım yok.

Eu não preciso de um carro.

Tom arabaya binmedi.

Tom não entrou no carro.

Herkes arabaya bindi.

Todos entraram no carro.

Tom arabaya bindi.

Tom entrou no carro.

Ben arabaya bindim.

Eu entrei no carro.

Biz arabaya bindik.

Nós entramos no carro.

O yeni bir arabaya ve eski bir arabaya sahiptir.

Ele tem um carro novo e um carro velho.

Bir arabaya ihtiyacımız var.

Precisamos de um carro.

Kamyon bir arabaya çarptı.

- O caminhão atingiu um carro.
- O caminhão bateu num carro.

Bir arabaya ihtiyacın var.

Você precisa de um carro.

Tom kutuyu arabaya koydu.

Tom colocou a caixa no carro.

Bütün parasını arabaya harcadı.

- Ele gastou todo seu dinheiro em um carro.
- Ele gastou todo o dinheiro dele em um carro.

Arabaya yakın beni bekle.

Espere por mim ao lado do carro!

Onların hepsi arabaya bindi.

Todos eles entraram no carro.

Arabaya önce ben bineyim.

Deixe-me entrar no carro primeiro.

Arabaya bindi ve uzaklaştı.

Ele entrou no carro e partiu.

Yeni bir arabaya ihtiyacım var.

Preciso de um carro novo.

Sessiz olun ve arabaya dönün.

Fique calado e volte para o carro.

Bir arabaya ihtiyacın var mı?

- Você precisa de um carro?
- Você precisa de carro?

Şu çantaları arabaya koyar mısın?

Você coloca estas sacolas no carro?

Tom'un bir arabaya bindiğini gördüm.

Eu vi o Tom entrar em um carro.

Tom Mary ile arabaya bindi.

Tom entrou no carro com Mary.

Tom bir arabaya sahip değil.

Tom não tem carro.

Tom arabaya bindi ve uzaklaştı.

Tom entrou no carro e partiu.

Yeni bir arabaya ihtiyacın var.

Você precisa de um carro novo.

Arabaya bin ve beni bekle.

Entre no carro e me espere.

Tom, Mary'ye arabaya binmesini söyledi.

Tom mandou Mary entrar no carro.

Fadıl anında arabaya aşık oldu.

Fadil imediatamente se apaixonou pelo carro.

Tom'un yeni bir arabaya ihtiyacı var.

Tom precisa de um carro novo.

Gerçekten bir arabaya ihtiyacın var mı?

- Você precisa mesmo de um carro?
- Você realmente precisa de um carro?

Tom arabaya bindi ve kapıyı kapattı.

Tom entrou no carro e bateu a porta.

Tom Mary'nin arabaya binmesine yardım etti.

Tom ajudou Maria entrar no carro.

Bu, arabaya sığmayacak kadar çok büyük.

- É grande demais para caber no carro.
- Isso é grande demais para caber no carro.
- Isto é grande demais para caber no carro.

Prenses altından yapılmış bir arabaya bindi.

A princesa andava em uma carruagem dourada.

Ne kadar süredir bu arabaya sahipsin?

Há quanto tempo você tem este carro?

Onların her ikisi de arabaya bindi.

Ambos entraram no carro.

Mary sarı bir spor arabaya sahip.

Mary é dona de um carro esportivo amarelo.

Onlar sarı bir spor arabaya sahip.

Eles são donos de um carro esportivo amarelo.

Tom Mary'nin arabaya binmesine yardımcı oldu.

Tom ajudou Maria a entrar no carro.

Arabaya geri döndüm ve Tom'u bekledim.

Voltei ao carro e esperei por Tom.

- Hırsız arabaya zorla girmek için bir tornavida kullandı.
- Hırsız arabaya girmek için bir tornavida kullandı.

O ladrão usou uma chave de fenda para entrar no carro.

Başkasının sürdüğü arabaya da Kemal Sunal güvenmiyordu ayrıca

Kemal Sunal não confiava no carro que outra pessoa estava dirigindo.

Ben, genellikle bu servis istasyonunda arabaya benzin alırım.

Normalmente eu abasteço o carro neste posto.

- Bir arabaya ihtiyacım var.
- Bana bir araba lâzım.

- Preciso de um carro.
- Eu preciso de um carro.

Tom benim sahip olduğumdan daha güzel bir arabaya sahip.

Tom tem um carro mais legal do que o meu.

- Bir asansöre ihtiyacın var mı?
- Arabaya ihtiyacın var mı?

- Você precisa de uma carona?
- Precisa de uma carona?

O bisikleti daha sonra onarmaya çalışırız. Şimdi arabaya bin.

Tentaremos consertar a bicicleta mais tarde. Agora entre no carro.

- Ben bir spor arabaya sahiptim.
- Benim bir spor arabam vardı.

Eu tinha um carro esporte.