Translation of "Bindi" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Bindi" in a sentence and their portuguese translations:

O taksiye bindi.

Ela entrou no táxi.

O trene bindi.

Ele entrou no trem.

O, uçağa bindi.

Ele entrou no avião.

Tom uçağa bindi.

O Tom entrou no avião.

Tom taksiye bindi.

Tom entrou no táxi.

Tom trene bindi.

Tom entrou no trem.

Tom otobüse bindi.

Tom embarcou no ônibus.

Herkes arabaya bindi.

Todos entraram no carro.

Yanlış otobüse bindi.

Ele pegou o ônibus errado.

Tom arabaya bindi.

Tom entrou no carro.

Tom asansöre bindi.

Tom entrou no elevador.

Tom gemiye bindi.

- Tom embarcou no navio.
- Tom subiu a bordo do navio.

O şimdi gemiye bindi.

Ele está, agora, no navio.

O, aceleyle arabasına bindi.

Ele entrou em seu carro às pressas.

Tom yanlış trene bindi.

Tom pegou o trem errado.

O, kolayca ata bindi.

Ela montou no cavalo com facilidade.

Tom kalabalık asansöre bindi.

Tom entrou no elevador lotado.

O bir taksiye bindi.

Ela pegou um táxi.

Biz bir tekneye bindi.

Nós andamos de barco.

O bir deveye bindi.

Ela andava a camelo.

Tom yanlış otobüse bindi.

Tom pegou o ônibus errado.

Onların hepsi arabaya bindi.

Todos eles entraram no carro.

Tom, Mary'nin arabasına bindi.

Tom entrou no carro de Maria.

Arabaya bindi ve uzaklaştı.

Ele entrou no carro e partiu.

- Taksiye bindi çünkü yağmur yağıyor.
- Yağmur yağdığı için taksiye bindi.

Ela pega um táxi porque está chovendo.

O, bisikletine bindi ve uzaklaştı.

Ela montou em sua bicicleta e foi embora.

Tom hiç ata bindi mi?

O Tom já andou a cavalo?

Tom, Mary ile asansöre bindi.

Tom entrou no elevador com Maria.

Tom Mary ile arabaya bindi.

Tom entrou no carro com Mary.

Tom ve Mary arabalarına bindi.

Tom e Maria entraram no carro.

Tom arabaya bindi ve uzaklaştı.

Tom entrou no carro e partiu.

Üç yolcu daha otobüse bindi.

Mais três pessoas embarcaram no ônibus.

Onların eşlerinin hepsi otobüse bindi.

Todas as esposas deles entraram no ônibus.

Bana gülümsedi ve trene bindi.

Ele sorriu para mim e entrou no trem.

Çocuk ilk kez bir ata bindi.

O menino andou a cavalo pela primeira vez.

Los Angeles'a giden bir uçağa bindi.

Ele embarcou num avião que ia para Los Angeles.

Tom arabaya bindi ve kapıyı kapattı.

Tom entrou no carro e bateu a porta.

Prenses altından yapılmış bir arabaya bindi.

A princesa andava em uma carruagem dourada.

Onların her ikisi de arabaya bindi.

Ambos entraram no carro.

Tom Tokyo'ya giden bir trene bindi.

Tom embarcou em um trem com destino a Tóquio.

Tom, Tokyo'ya dönmek için trene bindi.

Tom pegou o trem de volta para Tóquio.

O, New York'a giden dokuz otobüsüne bindi.

Ele pegou o ônibus das nove para Nova York.

Tom cipine geri bindi ve motoru çalıştırdı.

Tom voltou para o jipe e ligou o motor.

O, treni kaçırmamak için bir taksiye bindi.

Ele pegou um táxi para não perder o trem.

Kimin kayığına bindi? ya da hiç gitmedi mi?

quem entrou no barco? ou ele nunca foi?

Adam bütün yolu yürümek istemedi; bu yüzden otobüse bindi.

O homem não queria ir andando todo o trajeto, de maneira que pegou um ônibus.

- O, hastaneye giden bir taksiye bindi.
- O, hastaneye gitmek için bir taksiye bindi.
- O, hastaneye gitmek için bir taksi tuttu.

Ela pegou um táxi para o hospital.

- Babası ölünce ailesinin geçimini Tom üstlendi.
- Babası vefat edince ailesinin geçimi Tom'un omuzlarına bindi.

- Tom se tornou o ganha-pão da família quando seu pai morreu.
- Tom se tornou o ganha-pão da família quando o pai dele morreu.