Translation of "Bin" in Portuguese

0.016 sec.

Examples of using "Bin" in a sentence and their portuguese translations:

Arabaya bin.

Entre no carro.

Ata bin.

- Suba no cavalo.
- Monte no cavalo.

Otobüse bin.

Vá de ônibus.

- İki bin yılındaydı.
- Bu iki bin yılındaydı.

- Isto ocorreu no ano dois mil.
- Foi no ano dois mil.

bin ile çarpın

multiplicar por mil

Bir otobüse bin.

- Pegue um ônibus.
- Peguem um ônibus.

Lütfen arabaya bin.

- Por favor, entre no carro.
- Por favor, entrem no carro.

Arabaya bin lütfen.

Entre no carro, por favor.

İki bin yılındaydı.

Foi no ano dois mil.

Sonraki otobüse bin.

Pegue o próximo ônibus.

Bin yen yeterli midir?

Mil ienes é o bastante?

Tom'a otuz bin borçluyum.

- Eu devo ao Tom trinta mil.
- Devo ao Tom trinta mil.

İki bin kitap var.

Há dois mil livros.

Kalbim bin parçaya parçalandı.

Meu coração se despedaçou em mil pedaços.

Onun iki bin kitabı var.

Ela tem dois mil livros.

Bin beş yüz ineğim var.

Eu tenho mil e quinhentas vacas.

On bin yen yeterli mi?

Dez mil ienes são suficientes?

Yine, bin kere özür dilerim.

Mais uma vez, mil desculpas.

Bir resim bin sözcüğe bedeldir.

Uma imagem vale mais que mil palavras.

Tom üç bin dolar kazandı.

Tom ganhou três mil dólares.

Arabaya bin ve beni bekle.

Entre no carro e me espere.

Bin yıl bir millenium oluşturur.

Mil anos (ou um milhar de anos) fazem um milênio.

Bin yenden fazlaya mal olacak.

Custará mais de mil ienes.

O otuz bin dolar kazandı.

Ela ganhou trinta mil dólares.

Yaklaşık üç bin kişi öldü.

Quase três mil pessoas morreram.

Tom'un üç bin kitabı vardır.

Tom tem três mil livros.

- Biz bin dolarlık zarar tahmin ediyoruz.
- Hasarın bin dolar olduğunu tahmin ediyoruz.

Estimamos o dano num milhar de dólares.

Ayda bin adet teslim sözü verdi.

- Prometeram entregar mil peças por mês.
- Eles prometeram entregar mil peças por mês.

Onların her birine bin yen verdim.

Eu dei mil ienes a cada um deles.

Lisemizde yaklaşık bin tane öğrenci var.

Há cerca de 1000 alunos na nossa escola.

Bisikletimin tamiratı bin yenime mal oldu.

Os consertos da minha bicicleta me custaram mil ienes.

Zaten ona bunu bin kere söyledim.

- Eu já lhe disse isto mil vezes.
- Eu já disse isso a ele milhares de vezes.

Bu salon iki bin kişi alır.

Nesse auditório cabem duas mil pessoas.

Kasamda yaklaşık üç bin dolarım var.

Eu tenho quase três mil dólares na minha poupança.

Bir resim bin kelimeden daha değerlidir.

Uma imagem vale mais que mil palavras.

Bu antika saat bin dolar değer.

Este relógio antigo custa mil dólares.

Roma İmparatorluğu bin yıl ayakta kaldı.

O Império Romano sobreviveu por mil anos.

Kitap için iki bin yen ödedim.

- Paguei dois mil ienes pelo livro.
- O livro me custou dois mil ienes.

Aynı zamanda 10 bin civarı işçi çalıştı

cerca de 10.000 trabalhadores trabalhavam ao mesmo tempo

Birkaç bin kişi bu hastalığın kurbanı oldu.

Milhares de pessoas tornaram-se vítimas desta doença.

Ayrıca on bin yen ödemek zorunda kaldık.

- Nós tivemos que pagar dez mil ienes a mais.
- Nós tivemos que pagar mais dez mil ienes.

O, satışta on bin dolar kar etti.

Ele teve lucro de dez mil dólares na venda.

Bana üç bin dolar ödünç verir misin?

Você poderia me emprestar três mil dólares?

Tam olarak üç bin dolara mal oldu.

Custa exatamente três mil dólares.

O, bin beş yüz dolar kazandığını hesapladı.

Ela calculou que ela ganhara 1500 dólares.

Bin Ladin gelirse, ona dükkanda olduğumu söyle.

Se o Bin Laden chegar, diga-lhe que estou na loja.

Altı yüz bin asker öldürüldü veya yaralandı.

Seiscentos mil homens foram mortos ou feridos.

Tom bin doların biraz üstünde Mary'ye borçlu.

Tom deve a Mary um pouco mais de mil dólares.

Bin yıllık ağaç ağaç kesici tarafından kesildi.

A árvore milenar foi derrubada pelo madeireiro.

Hay aklınla bin yaşa işte doğru soru bu

olhe, é a pergunta certa por mil anos

100 bin tane karıncanın sizi aynı anda ısırdığını

100 mil formigas que mordem você ao mesmo tempo

Bir rivayete göre karısına 250 bin $ tazminat ödüyor

Segundo um boato, ele paga à esposa US $ 250.000 em compensação.

Yaklaşık üç yüz bin dolar ödünç almak istiyorum.

Gostaria de pedir emprestado cerca de trezentos mil dólares.

Edu'nun aşağı yukarı bin tane eşcinsel arkadaşı var.

Edu tem mais ou menos mil amigos gays.

Mevsimsel grip her yıl 60 bin Amerikalıyı öldürüyor.

Todos os anos, a gripe mata até 60.000 americanos.

Tom bize üç bin dolar vermek için istekli.

Tom está disposto a nos emprestar três mil dólares.

Varsayalım ki on bin doların olsa ne yaparsın?

O que você faria se você tivesse, por exemplo, dez mil dólares?

4 bin yıl sonra yani böyle bir teknoloji yok

4 mil anos depois, não existe essa tecnologia

Yok artık 4 bin yıl önce pramit'i inşaa et

não mais construir pramit 4 mil anos atrás

Bu patlama 2 bin kilometre kare alanı doğrudan etkiledi

essa explosão afetou diretamente a área de 2 mil quilômetros quadrados

- Dolaylı konuşmayı kes.
- Bin dereden su getirme.
- Lafı dolandırma.

Pare de enrolar.

On bin metre koşmak için büyük tahammüle ihtiyacın var.

Você precisa de bastante resistência para correr dez mil metros.

Yüz elli bin çiftin, 2006 yılında Shanghai'da evlenmesi bekleniyor.

Espera-se que cento e cinquenta mil casais se casem em Xangai em 2006.

Gazetede 125 bin real değerinde bir ev ilanı gördük.

Vimos no jornal o anúncio de uma casa de 125 mil reais.

O bisikleti daha sonra onarmaya çalışırız. Şimdi arabaya bin.

Tentaremos consertar a bicicleta mais tarde. Agora entre no carro.

Rio de Janeiro bin beş yüz altmış beşte kuruldu.

Rio de Janeiro foi fundada em mil quinhentos e sessenta e cinco.

- Bir on bin dolar para cezası mı? Bu bir şey değil.
- On bin dolar para cezası mı? Hiçbir şey değil.

Uma multa de dez mil dólares? Não é nada.

Ve dava açılırsa 50 bin TL tazminat ödemek zorunda kalırsınız'

e se o caso for aberto, você terá que pagar uma compensação de 50 mil TL

Yani eski mısırlılar 4 bin yıl önce pi sayısını kullanıyorlardı

isto é, os antigos egípcios usavam o número pi há 4 mil anos atrás.

Güneşten yaklaşık 2000 ile 1000 bin uzay birimi mesafe uzaklıkta

cerca de 2000 a 1000 mil unidades espaciais do sol

Bu filmi bin defa izlemişimdir ve hâlâ daha izlemekten sıkılmıyorum.

Já assisti a esse filme umas mil vezes e não me canso de vê-lo.

Ve bu oran ABD'de bir yılda 60 bin kişiyi öldürebilir.

E a gripe é uma doença que pode matar 60.000 pessoas por ano somente nos EUA.

"Bu heykel için 50 bin veririm." "Kim daha fazla verir?"

"Eu dou 50 mil por esta estátua." "Quem dá mais?"

Benim bin dolarlık seyahat çeklerim ve beş yüz dolar nakitim var.

- Eu tenho mil dólares em traveler checks e quinhentos em dinheiro.
- Tenho mil dólares em traveler checks e quinhentos em dinheiro.

George Washington yirmi iki şubat bin yedi yüz otuz ikide doğdu.

George Washington nasceu em vinte e dois de fevereiro do ano de mil setecentos e trinta e dois.

El Kaide lideri Osama bin Ladin, Abd güçleri tarafından Pakistan'da öldürüldü.

O líder do Al-Qaeda Osama Bin Laden foi morto pelas forças dos EUA no Paquistão.

Dünde oldu önce de oldu bin yıl önce de milyon yıl önce de

ontem aconteceu antes de acontecer mil anos atrás, um milhão de anos atrás

- Dün üç bin dolardan fazla para harcadım.
- Dün 3000 doların üstünde harcamam oldu.

Eu gastei mais de três mil dólares ontem.

Uçağın, Hells Canyon adındaki bu acımasız çölde, dört bin kilometrelik alanda bir yere düştüğünü biliyoruz.

Sabemos que o avião caiu algures numa área de 130 km² de um deserto brutal, o "Hell's Canyon".