Translation of "Altından" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Altından" in a sentence and their portuguese translations:

Çitin altından süründüm.

Eu rastejei debaixo da cerca.

Sikke, altından yapılmıştır.

A moeda é feita de ouro.

Pramit'in altından nehir geçiyor

Rio passa sob o pramit

Su köprünün altından akar.

A água corre sob a ponte.

Demir altından daha faydalıdır.

O ferro é mais útil do que o ouro.

Gemi köprünün altından geçti.

O navio passou debaixo da ponte.

Bu kadeh altından yapılmış.

- Este cálice é feito de ouro.
- Este cálice é de ouro.

Sağlık, altından daha önemlidir.

A saúde é mais importante do que o ouro.

Tekne köprünün altından geçti.

O navio passou debaixo da ponte.

Bu kupa altından yapılmıştır.

A xícara é feita de ouro.

Nehir köprünün altından akar.

O rio corre por sob a ponte.

Tüneller dağların altından kilometrelerce uzanıyor.

e percorrem quilómetros por baixo das montanhas.

Masanın altından bir kedi çıktı.

Um gato saiu de debaixo da mesa.

Arabanın altından bir kedi çıktı.

- Um gato saiu de sob o carro.
- Um gato saiu de baixo do carro.

Sahip olduğum saat altından yapılmıştır.

O relógio que tenho é de ouro.

Demir altından çok daha faydalıdır.

O fero é muito mais útil do que o ouro.

Onun altından bir kalbi var.

Ela tem um coração de ouro.

Askerler düşman ateşi altından geldi.

Os soldados ficaram sob fogo inimigo.

Köprünün altından çok sular aktı.

Muitas coisas mudaram.

Özgürlük gümüş ve altından daha değerlidir.

Liberdade pesa mais do que prata e ouro.

O yüzük gerçek altından mı yapılmıştır?

Esse anel é feito de ouro autêntico?

Prenses altından yapılmış bir arabaya bindi.

A princesa andava em uma carruagem dourada.

Özgürlük Anıtı altından yapılsaydı ne olurdu?

E se a Estátua da Liberdade é feita de ouro?

Saatin akrep ve yelkovanı altından yapılmış.

Os ponteiros do relógio são de ouro.

Tom altından yapılmış bir kol saati takıyor.

Tom usa um relógio de pulso de ouro.

Ince sıvalar kazındığında altından muhteşem eserler ortaya çıktı

Quando raspadores finos foram raspados, artefatos magníficos apareceram em ouro.

O bana altından yapılmış lüks bir saat erdi.

Regalou-me um relógio de luxo dourado.

Parmaklarınızla kaldırırken altından hızlıca bir şey çıkması ihtimaline karşın dikkatli olun.

Temos de ter cuidado ao levantar isto com os dedos, caso algo passe a correr.