Translation of "Açar" in Portuguese

0.009 sec.

Examples of using "Açar" in a sentence and their portuguese translations:

Çiçekler açar.

Flores florescem.

Kapıyı açar mısın?

Você pode abrir a porta?

O pencereyi açar.

Ela abre a janela.

Işığı açar mısın?

Você vai ligar a luz?

Pencereyi açar mısın?

Você pode abrir a janela?

O, kapıyı açar.

Ela abre a porta.

Radyoyu açar mısın?

Você poderia ligar o rádio?

O saçlarını açar.

Ela usa o cabelo solto.

Jim kapıyı açar.

Jim abre a porta.

Işığı açar mısınız?

Você faria a gentileza de acender as luzes?

Lütfen pencereyi açar mısın?

Você poderia abrir a janela, por favor?

Lütfen kapıyı açar mısın?

Poderia, por gentileza, abrir a porta?

Lütfen televizyonu açar mısın?

Poderia ligar a tevê, por favor?

Havada kalmasına yol açar.

por um certo período de tempo.

Esperanto dostluğa yol açar.

O Esperanto conduz à amizade.

Lütfen gözlerini açar mısın?

Pode abrir os olhos, por favor?

Lütfen klimayı açar mısınız?

Você liga o ar condicionado, por favor?

Lezzetli yemek iştah açar.

- Comida boa abre o apetite.
- Comida gostosa abre o apetite.

Lütfen ısıyı açar mısın?

Você poderia ligar o aquecedor, por favor?

Bu çiçekler ilkbaharda çiçek açar.

Estas flores desabrocham na primavera.

Lütfen benim için yer açar mısın?

Poderia, por favor, fazer sala para mim?

Benim için kapıyı açar mısınız, lütfen?

- Você abre a porta para mim?
- O senhor abre a porta para mim?
- A senhora abre a porta para mim?

Lütfen bir pencere açar mısın? Kesinlikle.

- Você poderia, por favor, abrir uma janela? - Claro.
- Por favor, vocês poderiam abrir uma janela? - Claro.
- Poderia abrir uma janela, por favor? - Claro.

Kötü düşünceler kötü davranışlara yol açar.

Maus pensamentos geram más ações.

Bu kapıyı benim için açar mısın?

Será que o senhor poderia abrir esta porta para mim?

- Işığı açar mısın?
- Lambayı yakar mısın?

Quer acender a luz?

...pek çok kaktüs sadece gece çiçek açar.

... que muitos catos só abrem as suas flores à noite.

- Lütfen radyoyu açar mısın?
- Lütfen, radyoyu aç.

Por favor ligue o rádio.

Ve bu diğer büyük farka yol açar.

E isso nos leva à próxima GRANDE DIFERENÇA.

Genellikle eve varır varmaz televizyonu açar mısın?

- Você tem o hábito de ligar a televisão assim que chega em casa?
- Você costuma ligar a televisão assim que chega em casa?

Bu çiçekler diğerlerinden daha önce çiçek açar.

Essas flores desabrocham mais cedo do que outras.

Tom her sabah 8:00'de kapıyı açar.

Tom abre o portão todas as manhãs às 8:00.

O, kapıyı açar açmaz, beyaz bir köpek evden kaçtı.

Assim que ela abriu a porta, um cachorro branco saiu correndo de dentro da casa.

Dünya bir kitaptır ve her adım bir sayfa açar.

O mundo é um livro e cada passo abre uma página.

Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm fakat pencereyi açar mısın?

Desculpe-me te interroper, mas você se importaria em abrir a janela?

Derinize değmesi bile ani yanıklara ve su toplamalarına yol açar.

Tocar-lhe é o suficiente para causar queimaduras e bolhas.

Meyve vermeden önce, portakal ağaçları turuncu çiçekleri ile çiçek açar.

Antes de dar fruto, as laranjeiras dão uma flor chamada "azahar".

Aşağılık kompleksi ve üstünlük kompleksi genellikle benzer davranışa yol açar.

Um complexo de inferioridade e um complexo de superioridade frequentemente levam ao mesmo comportamento.

Derinize değmesi bile ani yanıklara ve su toplamalarına yol açar. Ama bunlar geyik boynuzuysa sıvı ihtiyacınızı karşılayacaktır

Tocar-lhe é o suficiente para causar queimaduras e bolhas. Mas se for salicórnia, pode ajudar a hidratar-nos,