Translation of "çalıştığı" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "çalıştığı" in a sentence and their portuguese translations:

Bu onun çalıştığı yer.

- Aqui é onde ele costumava trabalhar.
- Era aqui que ele trabalhava.

O, babamın çalıştığı bina.

Aquele é o prédio onde meu pai trabalha.

Bu onun çalıştığı restoran.

Era neste restaurante que ela trabalhava.

Burası babamın çalıştığı yerdir.

- Meu pai trabalha aqui.
- É aqui que meu pai trabalha.

Bu, annenin çalıştığı yer midir?

É aqui que a sua mãe trabalha?

Burası Tom'un çalıştığı yer mi?

É aqui que o Tom trabalha?

Sanırım bu, Tom'un yapmaya çalıştığı şey.

Acho que é isso que Tom estava tentando fazer.

Tom'un Mary'nin dikkatini çekmeye çalıştığı belliydi.

Era evidente que Tom estava tentando chamar a atenção de Maria.

Tom'un çalıştığı mağaza 2013'te kapandı.

A loja onde Tom trabalhava fechou em 2013.

Burası onun sekreter olarak çalıştığı yer.

Este é o lugar em que ela trabalha como secretária.

Sami çok çalıştığı için biraz kızgındı.

O Sami estava ressentido porque ele trabalhou bastante.

Tom her zaman Mary'nin çalıştığı süpermarkete gider.

Tom sempre vai ao supermercado em que Maria trabalha.

Tom her zaman Mary'nin çalıştığı markete gider.

Tom sempre vai ao supermercado em que Maria trabalha.

Tom her zaman Maria'nın çalıştığı süpermarkete gider.

Tom sempre vai ao supermercado em que Maria trabalha.

Tom başka birinin çalıştığı kadar çok çalışıyor.

Tom trabalha tão duro quanto qualquer outro.

Tom Mary'nin çalıştığı aynı hastanede çalışmak istiyor.

Tom quer trabalhar no mesmo hospital em que Mary trabalha.

O, çalıştığı ofis yakınında öğle yemeği yer.

Ela almoça perto do escritório onde trabalha.

Ben sadece Tom'un çalıştığı kadar çok çalıştım.

Eu me esforcei tanto quanto o Tom.

Tom'un çalıştığı mağazada sık sık kıyafet alırım.

O pai de Tom é da Australia.

Sen hiç babanın çalıştığı ofisi ziyaret ettin mi?

Você já visitou o escritório onde seu pai trabalha?

Onun söylemeye çalıştığı şey senin bir ahmak olduğundur.

O que ela quer dizer é que você é um imbecil.

Ölüm herkesin sonuncu bitirmek için çalıştığı bir yarış gibidir.

A morte é como uma corrida na qual todos tentam chegar por último.

Kurbanın kendi kanı ile katilin adını yazmaya çalıştığı görünmektedir.

Aparentemente a vítima pode escrever o nome do assassino com o próprio sangue.

Tom'un Mary'yi öldürmeye çalıştığı zaman hakkında bir şey duydun mu?

Você ouviu falar de quando Tom tentou matar Mary?

Bize Ferdinand Magellan'ın Portekizli olduğu ama İspanya'nın hizmetinde çalıştığı öğretildi.

Ensinaram-nos que Fernão de Magalhães era português mas que trabalhava a serviço da Espanha.

Işkence edip onları ortadan kaldırmak için birlikte çalıştığı bir plandı bu.

para encarcerar, sequestrar, torturar e fazer desaparecer adversários políticos.

Orangutan da yok edilen doğal ortamında hayatta kalmaya çalıştığı için kendini savunabiliyor.

e, é claro, o orangotango procura viver e sobreviver num ambiente que está a ser destruído e procura defender-se.

Mary'nin ne yapmaya çalıştığı hakkında Tom'un en küçük bir fikri bile yok.

Tom não tem a mínima ideia do que Mary está tentando fazer.

Sen kitabı eline almazken, o ders çalıştığı için doğal olarak ödülü kazanmayı başardı.

Ela recebeu um prêmio naturalmente porque estudou, enquanto você nem sequer pegou um livro.

Emperyalizm, güçlü zümrelerin başka topluluklara hükmederek imtiyazlarını koruyup genişletmeye çalıştığı ideoloji ve pratiktir.

Imperialismo é uma ideologia e a prática de grupos poderosos, que tentam assegurar ou expandir seus privilégios dominando os outros grupos.