Examples of using "Kızartması" in a sentence and their polish translations:
Tom yarım paket patates kızartması yedi.
Tom zjadł pół paczki chipsów ziemniaczanych.
- İngiltere demek; futbol, balık ve patates kızartması ve de kraliçe demektir. - İngiltere; futbol, balık ve patates kızartması ve de kraliçe demektir.
Anglia oznacza piłkę nożną, rybę z frytkami i Królową.