Translation of "Demektir" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Demektir" in a sentence and their arabic translations:

Ekonomi insan demektir.

فالاقتصاد هو الناس.

Et çürümüş demektir!

‫أن اللحم متعفن!‬

"güzel", "bello" demektir.

"الجميل" هو "بيلو".

Beyninizi zorlamışsınız demektir

أنت تدفع عقلك

Bu da hasar demektir.

مما يؤدي إلى أضرار بالقلب.

"Tatoeba" Japoncada "mesela" demektir.

"Tatoeba" معناها "على سبيل المثال" باللغة اليابانية.

Yunanca'da ise "güzel", "kalos" demektir.

وفي اليونانية "الجميل" هو "كالوس".

Hepsi bu, olay çözülmüş demektir.

هذا كل شيء، أغلقت القضية.

Bu, 5 insandan 2'si demektir.

هذا بمثابة شخصان من كل خمسة أشخاص.

Gerçek bir kahraman seyahatine çıkmışsınız demektir.

فقد خضتم حقًا رحلة البطل الحقيقي.

çünkü yeşil bitkiler genelde kaynak demektir.

‫لأن النباتات الخضراء ‬ ‫عادة ما تعني وجود موارد.‬

Güçsüz kaldım demektir. Denemeye devam edelim.

‫أصبحت عاجزاً.‬ ‫سأواصل المحاولة.‬

Burada zaten dünyanın sonu gelmiş demektir

هذا يعني أن نهاية العالم هنا بالفعل

Geliştirmeye başlamak için harika bir yerdeyiz demektir.

بطريقة لزومية تتناسب مع تجاربنا.

Burada mahsur kalırsanız, başınız büyük belada demektir.

‫وضللت طريقك هناك،‬ ‫ستكون عرضة للكثير من المشاكل.‬

O noktaya dokunduğunuz anda, kurtarılmaya hazırsınız demektir.

وعندما تتلمس هذه البقعة، ستكون مستعداً لأن تُنقذ.

Uzmanlık, herhangi bir koça ihtiyacının olmaması demektir.

الاحتراف عبارة عن عدم الحاجة إلى التدريب.

Bunda ise insanlık ve yaşam devam edecektir demektir

هذا يعني أن الإنسانية والحياة ستستمر

Ve kim olmayı seçtiğin de her şey demektir.

وما تختارون أن تكونوا عليه هو كل ما يهم.

Yüzsüzün mecaz anlamı; utanmaz, sıkılmaz, çekinmez, arsız demektir.

المعنى المجازي للوقح هو الذي لا يخجل , عدم الحياء , لا يستحي , عديم الناموس

“Sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir.”

"مجتمع بدون فن هو مجتمع فقد أحد شرايين الحياة"

Su kaynağı bulduğunuzda yiyecek bir şeyler de bulacaksınız demektir.

‫لذا عندما تجد مصدراً للماء،‬ ‫لا بد وأن تجد طعاماً للأكل.‬

Eğer tüm büyüme bu yöndeyse güney bu tarafta demektir.

‫لذا إن كنت أرى النباتات ‬ ‫تنمو في هذا الاتجاه،‬ ‫فهذا يعني أن الجنوب في هذا الاتجاه.‬

Vaha su demektir ve suyun olduğu yerde yaratıklar bulunur.

‫الواحة تعني المياه ‬ ‫وبالتأكيد ستجد فيها كائنات.‬

Burada su hayat demektir. Yardımcı olabilecek bir numara var

‫المياه هنا هي الحياة.‬ ‫هناك حيلة واحدة يمكنها مساعدتك،‬

demektir . Beklenen rakama göre, kutup buzunun tamamen erimesi durumunda

مجزرة حال ارتفاع مستوى مياه البحار الى مترين او عشرة امتار.

10. turdan sonra, bu 2 binden fazla insan demektir.

بعد عشرة دورات، يصبح هذا أكثر من الفي شخص.

Ilerideki güzergâh da zor kararlar almayı gerektiren engellerle dolu olacak demektir.

‫فالطريق الذي أمامنا ‬ ‫سيكون حافلاً بالعوائق الصعبة،‬ ‫التي تتطلّب اتخاذ قرارات صعبة.‬

Ve burada eğer bir kedi tüyü varsa bu muhtemelen jaguar demektir.

‫وهنا، ما ينتمي لفصيلة القطط‬ ‫سيكون على الأرجح من الفهود.‬

Eğer sokulduysanız zehir solunum yollarınızı tıkamadan önce 60 dakikanız var demektir.

‫إن لسعتك عقرب، لديك حوالي 60 دقيقة‬ ‫قبل أن يبدأ هذا السم في سد تنفسك.‬

Kendinizi böyle bir durumda bulursanız tahliye ekibi çağırmaktan başka şansınız yok demektir.

‫عندما تجد نفسك في موقف كهذا، ‬ ‫لا يصبح لديك خيار،‬ ‫سوى طلب انتشالك.‬

Çünkü geçmişe gidip babanızı öldürürseniz siz olmazsınız. İşte bu da paradoks demektir.

لأنه إذا ذهبت إلى الماضي وقتلت والدك ، فلن تكون كذلك. هذا يعني مفارقة.

Gribin R-sıfır'ı 1.3 ise, bu demektir ki her kişi 1 - 2 kişiyi hasta edebilir.

ان كان عدد التكاثر للإنفلونزا 1.3، هذا يعني ان كل شخص بإمكانه نشر العدوى لشخص او اثنين