Translation of "Hakkımda" in Polish

0.005 sec.

Examples of using "Hakkımda" in a sentence and their polish translations:

O benim hakkımda titizdi.

On miał do mnie krytyczny stosunek.

Benim hakkımda ne bilmek istiyorsun?

Co chcesz o mnie wiedzieć?

İnsanların benim hakkımda konuşmasını sevmiyorum.

Nie lubię, gdy ludzie o mnie mówią.

Diğer kişilerin hakkımda düşündüklerini umursamam.

Nie dbam o to, co inni ludzie o mnie myślą.

Başkalarının benim hakkımda düşündüğü ile ilgilenmiyorum.

Nie obchodzi mnie, co inni o mnie myślą.

O sana benim hakkımda ne söyledi?

Co on ci o mnie powiedział?

Arkamdan benim hakkımda konuşan insanları sevmem.

Nie lubię, gdy ludzie mówią o mnie za moimi plecami.

O benim hakkımda hiçbir şey bilmiyor.

Ona nic o mnie nie wie.

Tom benim hakkımda Mary ile konuşuyor.

Tom rozmawiał o mnie z Mary.

Tom sana benim hakkımda ne söyledi?

Co Tom ci o mnie powiedział?

"Benim hakkımda neyden hoşlanıyorsun?" "Her şeyden."

"Co ci się we mnie podoba?" "Wszystko."

Tom benim hakkımda bir şey söyledi mi?

Czy Tom mówił coś o mnie?

Lütfen yemeye devam et. Benim hakkımda endişelenme.

Proszę jeść, mną się nie przejmować.

Benim hakkımda bilmeniz gereken şey, yükseklikten korktuğumdur.

Trzeba ci wiedzieć, że mam lęk wysokości.

Tom, benim hakkımda başka birinden daha fazla biliyor.

Tom wie o mnie więcej niż ktokolwiek inny.

Benim hakkımda bilmeniz gereken bir şey, nadiren ağlamamdır.

Trzeba ci wiedzieć, że prawie nigdy nie płaczę.

Tom benim hakkımda başka herhangi bir şey söyledi mi?

Tom mówił coś więcej o mnie?

Benim hakkımda bilmen gereken bir şey, egzersizden nefret ettiğimdir.

Jedno powinieneś o mnie wiedzieć - nienawidzę ćwiczeń fizycznych.

Benim hakkımda bilmen gereken tek şey dakikliğe takıntılı olmamdır.

- Trzeba ci wiedzieć, że mam obsesję punktualności.
- Trzeba ci wiedzieć, że jestem obsesyjnie punktualny.

Benim hakkımda bilmen gereken bir şey okuyarak çok zaman harcamamdır.

Trzeba ci wiedzieć, że dużo czasu spędzam na czytaniu.

Hakkımda şunu bilmeni isterim ki ben rutinimi pek bozmayan biriyimdir.

Trzeba ci wiedzieć, że nie lubię zmieniać przyzwyczajeń.

Benim hakkımda bilmen gereken bir şey bilgisayar oyunlarına bağımlı olduğumdur.

Trzeba ci wiedzieć, że jestem uzależniony od gier komputerowych.

Benim hakkımda bilmen gereken bir şey her cuma gecesi poker oynamamdır.

Jedno powinieneś o mnie wiedzieć - gram w pokera co piątek wieczorem.

Benim hakkımda bilmen gereken bir şey sabahleyin geç saatlere kadar uyumamdır.

Trzeba ci wiedzieć, że rano lubię długo pospać.

Benim hakkımda bilmen gereken bir şey gece geç saatlere kadar uyumamamdır.

Trzeba ci wiedzieć, że lubię posiedzieć do późna w nocy.

Benim hakkımda bilmeniz gereken şey çok seyahat etmem ve nadiren evde olmamdır.

Trzeba ci wiedzieć, że dużo podróżuję i rzadko bywam w domu.

Benim hakkımda bilmen gereken bir şey hayattaki en büyük korkumun insanların fakir olduğumu öğrenmesidir.

Trzeba ci wiedzieć, że moją największą obawą w życiu jest to, że ludzie zorientują się, że jestem ubogi.

- Hakkımda bilmen gereken şey öfkelendiğim zaman sessizliğe bürünmemdir.
- Benimle ilgili olarak, sinirlenince sessizliğe büründüğümü bilmelisin.

Trzeba ci wiedzieć, że kiedy się irytuję, robię się spokojny.