Translation of "Patladı" in French

0.004 sec.

Examples of using "Patladı" in a sentence and their french translations:

Ampul patladı.

L'ampoule s'allume.

Tunguka'da ne patladı?

Qu'est-ce qui a explosé en tunguka?

Seyirciler gülmekten patladı.

Le public explosa de rire.

İnternetin popülaritesi patladı.

La popularité d'Internet a explosée.

Su borusu patladı.

La canalisation d'eau a explosé.

Kanalizasyon borusu patladı.

- Le tuyau d'égout a explosé.
- Le tuyau d'égout explosa.
- La canalisation d'égout a explosé.
- Le canalisation d'égout explosa.

Av tüfeği patladı.

Le fusil s'est déchargé.

Iki katına çıkarak patladı.

entre 2006 et 2016, il a doublé.

Bu bize pahalıya patladı.

Cela nous a beaucoup coûté.

Gaz tankı aniden patladı.

Le réservoir de gaz a soudainement explosé.

O gezegen içeriye patladı.

Cette planète implosait.

- Saatli bomba büyük bir gürültüyle patladı.
- Zaman ayarlı bomba gürültüyle patladı.

La bombe à retardement explosa dans un grand vacarme.

Kalabalıktan muazzam bir tezahürat patladı.

Un énorme cri d'encouragement s'éleva de la foule.

Beyninde bir kan damarı patladı.

Un vaisseau sanguin a éclaté à l'intérieur de son cerveau.

Roket, fırlatma rampası üzerinde patladı.

La fusée a explosé sur la rampe de lancement.

Volkan bu yıl iki kez patladı.

- Ce volcan est entré en éruption deux fois cette année.
- Cette année, le volcan a eu deux éruptions.
- Le volcan est, cette année, entré deux fois en éruption.

Benzin kamyonu kapıya çarptı ve patladı.

Le camion chargé d'essence percuta les portes et explosa.

Ana su borusu dondu ve patladı.

La conduite d'eau a gelé et a éclaté.

Bisikletimi itmek zorunda kaldım çünkü lastiği patladı.

J'ai dû pousser mon vélo, car j'avais un pneu à plat.

Bir saatli bomba bir gürültü ile patladı.

La bombe à retardement explosa dans un grand vacarme.

El bombası askerlerden beş metre uzakta patladı.

La grenade a explosé à cinq mètres des soldats.

Bu arada, ekonomik kriz patladı ve işimi kaybettim.

Pendant ce temps, il y a eu la récession et j'ai perdu mon emploi.

Bir mayının üzerinden sürdü ve onun cipi patladı.

Il a roulé sur une mine et sa jeep a explosé.

- Hepimizin korkudan ödü bokuna karıştı.
- Hepimizin korkudan ödü patladı.

Nous chiions dans nos frocs.

Havaalanında saatli bir bomba patladı, on üç kişi öldü.

Une bombe à retardement a explosé dans l’aéroport tuant treize personnes.

Zor kazandıkları kazançlarını takip etmek için göndermeyeceği söylendiğinde öfkeyle patladı:

pour suivre leurs gains durement gagnés, il explosa de colère:

Bir ihtimal benim için bir kova suyun var mı? Tekerleğim patladı.

Avez-vous un seau d'eau par hasard ? J'ai un pneu crevé.