Translation of "Birleşik" in Korean

0.011 sec.

Examples of using "Birleşik" in a sentence and their korean translations:

Birleşik Devletler'de örneğin,

예를 들어 미국에서는

Çünkü Amerika Birleşik Devletleri'nin

캘리포니아 컨 카운티

Birleşik Krallık'ta buna tahsis diyoruz.

공유지를 떠올려보세요.

Birleşik Devletler'deki yüzlerce kuruluşla çalıştım.

유머를 어떻게 더 효과적으로 사용할 수 있는지에 대해 일했어요.

Kazançlar Amerika Birleşik Devletleri'ndeki şirketlere gidiyor.

영리는 다 미국 기업들이 챙기고, 그게 부당한 일이란 건

Amerika Birleşik Devletleri'nde bir demokrasi olmazsa

사람들의 참여가 없다면, 미국이나 세상 어디에도

Amerika Birleşik Devletleri'nde Kadın Yürüyüşü yaptık.

미국에서도 세계 곳곳에서도

Birleşik Devletler'deki polis merkezlerinin büyük çoğunluğu

미국 전역의 대부분의 경찰은

Birleşik Krallık ve monarşisine bir bakalım:

영국과 그것의 군주제를 가져간 사람,

Güney Louisiana'da Birleşik Houma Halkı ile başladım.

남루이지애나의 United Houma Nation을 시작으로

Amerika Birleşik Devletleri'nde ve dünyanın her yerinde

미국이나 전 세계적으로 도대체 얼마나 많은 바나나가

Bu; ABD, Rusya, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa

이는 미국과 러시아의 인구를 더한 것보다 많고

Orta Doğu, Rwanda ve Birleşik Devletler boyunca

제가 중동과 르완다 그리고 미국 전역을

Fakat Birleşik Devletler'de, federal hükümetten gelen mesaj çelişkiliydi.

그러나 미국에서는 정부 안에서도 엇갈리는 주장이 나옵니다.

Amerika Birleşik Devletleri, güney sınırımızda toplama kampları düzenliyor.

미국은 남부 국경에 강제 수용소를 운영하고 있습니다

Son zamanlarda Amerika Birleşik Devletleri'nde bir ara seçim yaptık.

미국에서 최근 열린 중간 선거에

Birleşik Devletler genelindeki insanların üçte ikisinin cevabı "Hayır" oldu.

미국인 전체의 2/3 정도가 "전혀 안 하죠," 라고 말하고,

Thame'deki okul ile Birleşik Devletler'deki okullar birbirinden çok farklı.

타메의 학교와 미국의 학교는 천지차이입니다.

Birleşik Devletler'de öğrenciler toz toprak içinde oturmak zorunda değiller.

미국 학생들은 먼지 바닥에 앉을 필요가 없지요.

Çağımızın Amerika Birleşik Devletleri insanlık tarihindeki en güçlü ülke.

현대 미국은 인류 역사상 가장 강력한 국가입니다

Amerika Birleşik Devletleri'nde bu yıl en çok satılan 10 ilaç,

올해 미국에서 가장 많이 팔린 10종류의 약에 대해서

Yarın ise daha birleşik, taşınabilir ve daha ucuz bir görüntüleme.

내일은 더 작고 휴대가능한 저렴한 영상기기가

Tıpkı ABD gibi, Birleşik Krallık’ta da sokağa çıkma kısıtlamaları var.

미국과 마찬가지로 대부분의 영국은 경제적, 생활적 제재 상태입니다.

Fakat Birleşik Krallık, çalışanların kovulmasını beklemek yerine, farklı bir şey yapıyor.

그러나 노동자들이 해고되기를 기다리는 대신 영국은 다른 일을 하고 있습니다.