Translation of "Beyaz" in Korean

0.008 sec.

Examples of using "Beyaz" in a sentence and their korean translations:

beyaz insanların dörtte üçünün beyaz olmayan arkadaşları yok.

백인들의 4분의 3정도가 백인이 아닌 친구가 없다고 합니다.

beyaz kimlik politikalarını benimseyeceği

백인의 정체성을 가진 정치를

Onların beyaz, Evanjelist Hristiyan,

백인이며, 복음주의 기독교 신자이자

Büyük beyaz köpek balıkları.

‎바로 백상아리입니다

Sadece donuk bir beyaz.

‎하얗게 질려 있었죠

Büyük beyaz daha ne istesin?

‎백상아리에겐 충분하죠

Ayrımcı Güney Afrika'nın beyaz banliyölerinde büyüdüm,

저는 흑인차별정책이 한창이던 남아프리카의 백인 교외지역에서 자랐어요.

Siyah ve beyaz erkeklerin şeytanlaştırılma hikayeleri

흑인 남성과 백인 남성을 악으로 규정 하는 역사적 배경은

Mücadeleyi beyaz olmayan insanların kazanmasını yürekten istiyordum.

그리고 저는 진심으로 유색인종들이 이기기를 응원했습니다.

Cildinizin beyaz parçalar ile lekelenmiş gibi görünmesi

피부에 하얀 무늬가 얼룩덜룩하게 있는 것처럼 보이는 것인데,

Parlak ve beyaz bir yoğun bakıma yetiştim.

그가 살아날 가능성을 모니터링하는 기계에 연결된 상태로,

Dünya geneli 8 bin kişi beyaz listemde.

거의 전 세계 8000명의 사람들이 제 친구 리스트에 이름을 올렸습니다.

Bu beyaz avcı örümcek kendine eş arıyor.

‎화이트레이디헌츠먼거미가 ‎짝을 찾고 있습니다

Dikkat ederseniz "Biz beyaz insanların sorunu ne?" dedim.

좀 전에 "우리 백인들에게 무슨 일이 일어난 걸까요?" 라고 했죠.

çünkü şu anda, diğer beyaz insanlar hakkında konuşmuyorum

왜냐하면 저는 후드를 덮어쓰고 스와스티카 횃불을 들고있는

Pekâlâ, bu büyütkendoku ve burası da beyaz katman.

자, 형성층 껍질입니다 전나무 속의 하얀 층이죠

Bahar gelince pembe ve beyaz renkte çiçekler açıyor

봄에는 분홍색과 흰색 꽃을 피워내고,

Duyduğum kadarıyla, beyaz gözleri ve kızıl saçları vardı.

외국인은 눈이 하얗고 머리카락이 붉은 줄 알았어요.

Bu nedenle yalnız, parlak beyaz bir kurt gibi görünür.

고독하고 빛나는 하얀 늑대로 등장합니다.

Ve beyaz Amerikalıların esaslı çoğunluğunun böylesi çiğ ve keskin

확실한 대다수의 백인 미국인들이 그런 씁쓸하고 정제되지 않은

Pekâlâ, büyütkendokuyu mu seçtiniz? Ve bu da beyaz katman.

형성층 껍질을 선택하셨군요? 전나무 속의 하얀 층이죠

Yüzde 92'si beyaz ve ağırlıklı olarak erkek olan,

제 직업은 92%가 백인이고 대부분이 남성입니다.

Nihayet bir beyaz avcıya denk geliyor. Ama aradığı eş değil bu.

‎드디어 또 다른 헌츠먼거미입니다 ‎하지만 녀석이 찾던 짝은 아니군요