Translation of "Yetişmek" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Yetişmek" in a sentence and their japanese translations:

Dünyanın geri kalanıysa yetişmek üzere.

他の国もこれに追いつきつつあります

Trene yetişmek için acele edin.

汽車に間に合うように急げ。

11:45 trenine yetişmek istiyorum.

11時45分のに乗りたいんです。

Diğerlerine yetişmek için çok çalışıyor.

彼は他の人達に追いつこうと懸命に勉強している。

Erkek kardeşine yetişmek için koştu.

彼は兄に追いつこうと走った。

Otobüse yetişmek için acelesi var.

彼はそのバスに乗ろうと急いでいる。

Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım.

彼女に追いつくために私は歩を速めた。

Tom'a yetişmek için koşmak zorunda kaldım.

トムに追いつくために走らなければならなかった。

Trene yetişmek için hepsi acele ediyor.

彼らは皆、急いで電車に乗ろうとする。

Son trene yetişmek için hızlı koştu.

彼は最終列車に向かって全速力で急いだ。

Biz otobüse yetişmek için acele ettik.

私たちはバスに乗るために急いだ。

Trene zamanında yetişmek için acele etti.

彼は列車に間に合うように急いだ。

Trene yetişmek için yeterli zamanımız var.

列車に乗るのに十分な時間がある。

İlk trene yetişmek için erken ayrıldılar.

彼らは一番電車に間に合うように早く出発した。

İlk trene yetişmek için erken kalktım.

- 始発列車に乗るために早起きした。
- 一番列車に乗るために早起きをした。
- いちばんれっしゃにのるためにぼくは早起きした。
- 私は始発電車に乗るために早起きした。
- 始発に乗るために早く起きたんだ。

Onlara yetişmek için yeterince hızlı koşamadım.

私は彼らに遅れずに付いて行けるほど速くは走れなかった。

Toplantıya zamanında yetişmek için acele edelim.

- 会議に出るために立ち上がった。
- 会議に間に合うように急ぎましょう。

Diğer öğrencilere yetişmek için çalışmak zorundaydım.

私は他の生徒に遅れないように一生懸命に勉強しなければならなかった。

Trene vaktinde yetişmek için erken kalktı.

彼は列車に間に合うように早く起きた。

Trene zamanında yetişmek için elinden geleni yaptı.

彼は列車に間に合うように最善をつくした。

Diğer öğrencilere yetişmek için çok çalışmak zorundayım.

他の生徒についてゆくために一生懸命に勉強しなければならない。

John son trene yetişmek için istasyona koştu.

ジョンは終電に間に合うように駅へ走った。

Trene yetişmek için bol miktarda zamanın var.

- 電車に間に合うには十分時間がありますよ。
- 電車の時間までにはまだ余裕があるよ。

Ona yetişmek için koşabildiğim kadar hızlı koştum.

私は彼女に追いつこうと精いっぱい走った。

John, sınıf arkadaşlarına yetişmek için çok çalışmalıdır.

- ジョンは、彼のクラスメートに追いつくために、一生懸命勉強しなければならない。
- クラスメートに追いつくために、ジョンは頑張らないといけない。

Saat altıda New York'a giden trene yetişmek istiyorum.

6時発のニューヨーク行きの列車に乗りたいのです。

O ona yetişmek için yürüyebildiği kadar hızlı yürüdü.

彼は彼女に追いつこうと精一杯速く歩いた。

O sınıfın geri kalanına yetişmek için çok çalıştı.

彼はクラスの他のみんなに追いつくために一生懸命に勉強した。

O, diğer üyelere yetişmek için çok hızlı koştu.

彼女は他のメンバーに追いつこうととても速く走った。

Ona yetişmek için mümkün olduğu kadar hızlı koştum.

私は彼に追いつく事が可能なくらい速く走った。

Onlara yetişmek için mümkün olduğu kadar hızlı koştum.

私は彼らに追いつくためにできるだけ早く走った。

Bir kez bir dersi atladığınızda, sınıf arkadaşlarınıza yetişmek zor.

一回授業を休むと、クラスメートに追いつくのは大変です。

O diğerlerine yetişmek için elinden geldiği kadar hızlı koştu.

彼女は他の人に追いつくためにできるかぎり速く走った。

O, sınıf arkadaşlarına yetişmek için çok çalışmak zorunda kaldı.

- 彼女は一生懸命勉強してクラスの人に追いつかねばならなかった。
- 彼女は一生懸命勉強してクラスの人に追いつかなければならなかった。
- 彼女はクラスのみんなに追いつくため、懸命に勉強しなければならなかった。

Bir haftadan beridir hastaydım, yetişmek için elimden geleni yapıyorum.

私は1週間病気だったので、仕事の遅れを取り戻すのにあらゆる努力を払っている。

İlk trene yetişmek için her zamankinden daha erken kalktım.

始発列車に間に合うように私はいつもより早く起きた。

Ben ilk otobüse zamanında yetişmek için aceleyle kahvaltı yaptım.

始発のバスに乗るために、急いで朝食を食べました。

Bu sabah ilk trene yetişmek için istasyona zamanında gidebildin mi?

今朝の始発電車に間に合うように、時間通り駅に着くことはできたの?

- Ondan geri kalmamak için çok çalışmalıyım.
- Ona yetişmek için çok çalışmalıyım.

私は彼に後れを取らないように一生懸命勉強せねばならない。

- Sadece trene yetişmek için istasyona aceleyle gittik.
- İstasyona aceleyle gittik, ama treni kaçırdık.

- 私たちは駅まで急いでいったが、結局は汽車に乗り遅れた。
- わたしたちは駅へと急いだが、結局電車に乗り遅れた。

Sally iki haftadır okulda yok, bu yüzden sınıfa yetişmek için çok sıkı çalışmak zorunda.

サリーは学校を2週間休んだので、授業に追いつくために一生懸命勉強しなければいけません。