Translation of "Ucuz" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Ucuz" in a sentence and their japanese translations:

Bu ucuz.

これは安いです。

Ucuz kurtulduk.

- 際どかった。
- 危機一髪だった。
- 冷や汗ものだった。

O ucuz.

安いね。

Ucuz Roman'a, Baba'ya

そして大衆の 『パルプ・フィクション』や

O, ucuz görünüyordu.

安いようでした。

Ev ucuz gitti.

その家は安く売られた。

Paçayı ucuz kurtardı.

彼女はたいしたこともなく放免された。

Ucuz şey giymez.

彼女は安物は身につけません。

Bu kamera ucuz.

このカメラは安いです。

Balık bugün ucuz.

今日は魚が安い。

Ucuz olanı hangisi?

どっちが安いの?

Motosikletler çok ucuz.

オートバイはとても安い。

Mümkünse ucuz koltuklar istiyorum.

出来るだけ安い席がいいんですけど。

Ucuz ithalat piyasayı dolduracaktır.

安い輸入品で市場が供給過剰になるだろう。

O ucuz bir mağaza.

あの店は物が安い。

Onun elbisesi ucuz görünüyordu.

彼女のドレスは安物に見えた。

O ucuz, değil mi?

- それは安いですね。
- 安いね。

Bisikleti çok ucuz fiyata aldım.

自転車を安く買った。

Daha ucuz koltuklarınız var mı?

もっと安い席がありますか。

Ucuz bir motosiklet satın aldım.

バイクが安く手に入った。

Bu ikisinden daha ucuz olanıdır.

二つのうちではこちらの方が安い。

Onu biraz ucuz veremez misin?

少し安くなりませんか。

Ucuz iyi bir restoran biliyorum.

安いいい店を知っているんだよ。

Geceyi ucuz bir otelde geçirdik.

私たちは安いホテルで一晩を過ごした。

Bu ucuz değildi, değil mi?

これは安くは無かったでしょう。

Bu, şehirde en ucuz mağazadır.

- この町ではここがいちばん安い店です。
- ここは街で一番安い店だ。

Bu, kentteki en ucuz dükkandır.

ここは街で一番安い店だ。

- Bu balık ucuz ama besleyici.
- Bu balık ucuz, ama besin değeri yüksek.

この魚は安くてしかも栄養がある。

ucuz otellerde kalarak, yerel ulaşımı kullanarak.

移動は地元の交通機関で 安いホステルに滞在しました

Veya en ucuz kanser tedavisini istemez.

癌治療を受けたいわけではないのです

Petrol artık ucuz bir yakıt değil.

石油はもはや安い燃料ではない。

Herhangi bir ucuz mağaza biliyor musun?

安い店を紹介してください。

Daha ucuz bir yayınınız var mı?

- もっと安い廉価版はないのですか。
- もっと安い本はないですか。

Daha ucuz bir şeyin var mı?

もっと安いのはありますか。

Bana daha ucuz birini gösterin, lütfen.

もっと安いものを見せてください。

O hem iyi hem de ucuz.

それは品質がよく、しかも安い。

O sadece ucuz bir reklam kampanyası.

それは売名行為だ。

Kolye yüz dolarlık bir fiyatla ucuz.

そのネックレスが100ドルとは安い。

Onun elbiseleri çok ucuz malzemeden yapılmıştır.

彼女の服はとても安っぽい生地でできていた。

Ucuz olan iyi bir mağaza biliyorum.

安いいい店を知っているんだよ。

Bunları düzine ile ısmarlarsan daha ucuz.

- 1ダースいくらで注文したほうが安い。
- ダース単位で注文する方が安いですよ。

Ucuz olarak nerede meyve alacağımı öğrendim.

果物を安く買えるところを見つけたんだ。

Bazıları pahalı ve diğerleri çok ucuz.

高価なものもあれば、大変安いものもある。

Hiç daha ucuz odalarınız var mı?

もっと安い部屋はありますか。

Çok ucuz olan kitabı satın aldım.

私はその本を買った。それはとても安かったからだ。

Sonunda, bir tura katılmak daha ucuz.

結局はツアーに入っちゃうのが安いよね。

Daha ucuz bir odanız var mı?

- もっと安い部屋はありますか。
- もう少し安い部屋はありますか。

Ucuz bir sözlük satın almak istiyorum.

安い辞書を買いたいんです。

Ucuz satın alın ve paranızı boşa harcamayın.

安物買いの銭失い。

Bu civarda ucuz bir otel biliyor musun?

ひょっとしてこの近くに安いホテルを知っていませんか。

Öyle ucuz bir otelde misafir edilmesi tuhaf.

彼があんな安ホテルに泊まるなんておかしい。

Bu araba onun alması için yeterince ucuz.

この車は彼が買えるほど安価だった。

Bu çanta hem iyi hem de ucuz.

- このバッグは素晴らしくて、しかも安い。
- このかばんはすばらしくて、しかも安い。

Rüzgar ucuz ve temiz bir enerji kaynağıdır.

風力は安価でクリーンなエネルギー源です。

Tom çok ucuz bir kamera satın aldı.

トムはとても安いカメラを買った。

Gıda ve giyim tezgahlarındaki ürünler çok ucuz.

食料品と衣類の陳列台にある商品は非常に安かった。

İç hatlarda ucuz bir uçak biletiniz var mı?

国内便の安い航空券はありますか。

Ucuz bir otelde kalarak seyahat giderlerini tasarruf etti.

安いホテルに泊まって旅費を浮かした。

Gerçekten ucuz olan küçük mütevazı bir dükkan biliyorum.

安いいい店を知っているんだよ。

Biraz daha ucuz olan bir odanız var mı?

もう少し安い部屋がありますか。

Ucuz bir restoranda sıradan bir akşam yemeği yedik.

その安いレストランで、とても食事とはいえないような食事をとった。

9:00'dan sonra aramak daha ucuz mudur?

9時以降に電話した方が安いですか。

İşlerin bu kadar ucuz olduğunu duymamız bizi şaşırttı.

物価がそんなに安いと聞いて私たちはびっくりした。

Bu diğer mağazaların herhangi birinden daha ucuz değildi.

それは他の店より全然安くなかった。

Ucuz olmak şartıyla, herhangi bir saat işimi görür.

- 安くさえあればどんな時計でもかまいません。
- 安ければ、どんな時計でもいいよ。

Ucuz olduğu sürece, herhangi bir saat işimi görür.

安くさえあればどんな時計でもかまいません。

O mağazadan ucuz bir video kaset kaydedici aldım.

私はあの店でビデオデッキを安く買った。

Şimdi Matsutake mantarlarının mevsimi bu yüzden onlar ucuz.

今は松茸が旬でお安いですよ。

Bu ucuz ama kalitesi o kadar iyi değil.

値段は安いですが、品質はあまりよくないです。

Hangisi daha ucuz, bu mu yoksa o mu?

これとあれとでは、どちらが安いんですか。

Kaykayların genellikle tekerlekli patenlerden daha ucuz olduklarını düşünüyorum.

スケートボードはたいていローラーブレードより安いと思う。

Bu sözlüğü sadece ucuz olduğu için alayım mı?

この辞書は安いですから買いましょうか。

Tüccar onun cehaletinden faydalandı ve resmi çok ucuz aldı.

商人は彼女の無知に付け込んで、その絵を安く買った。

Dört gece için sahip olduğunuz en ucuz odayı istiyorum.

一番安い部屋を1室、4泊お願いします。

Ben bir hafta için en ucuz arabanızı kiralamak istiyorum.

一番安い車を1週間借りたいんですが。

"Şu yeni bir şapkadan daha ucuz."diye cevaplar Susan.

「でも新しく帽子を買うよりは安いわよ」とスーザンが答える。

Lütfen bana bundan daha ucuz bir kamera gösterir misin?

これよりもっと安いカメラをみせてくれませんか。

Almanya'da biranın sudan daha ucuz olduğu duydum. Doğru mu?

ドイツは水よりビールが安いって聞いたんだけどほんと?

Japonya'da ucuz bir kanji sözlüğü varsa, onu satın alacağım.

日本で安い漢字の辞書があれば、買います。

Tom ucuz şarap ve pahalı şarap arasındaki farkı açıklayamıyor.

- トムは高価なワインと安いワインの違いを説明できない。
- トムは高級ワインと安物ワインの違いが説明できない。

Tom, pahalı şarap ve ucuz şarap arasındaki farkı söyleyemez.

- トムは高価なワインと安いワインとの違いが分からない。
- トムは高価なワインと安いワインの区別がつかない。
- トムは高級なワインと安物のワインの違いが分からない。

Tom pahalı şarap ve ucuz şarap arasındaki farkı tadamaz.

- トムは高いワインと安いワインの味を利き分けることができない。
- トムには高いワインと安いワインの味の違いがわからない。

Pahalı cilt kremleri ucuz olanlardan daha iyi işe yaramazlar.

高価なスキンクリームが安価な物より良い効果があるわけではない。

- O saat bundan daha az pahalı.
- O saat bundan ucuz.

その時計はこの時計ほど高くない。

Biletini ne kadar erken alırsan, ücret o kadar ucuz olur.

飛行機は早割でとれば安いよ。

Lütfen bana bundan daha ucuz olan bir kamera gösterebilir misin?

これよりもっと安いカメラをみせてくれませんか。

Almanya'da biranın sudan daha ucuz olduğunu duydum. Bu doğru mu?

ドイツは水よりビールが安いって聞いたんだけどほんと?

"Bu ucuz. Ben on yarda alacağım," diye kız cevap verdi.

- 「安いですね。じゃあ10ヤードください。」小娘が答えた。
- 「安いんだね。10ヤードもらおうかな。」と、その女の子は答えた。

Bu kavun boş görünüyor. Belki de çok ucuz olmasının nedeni budur.

このメロン、スカスカじゃないの。だから安かったのか。

Bu kitabı ucuz olduğu için değil fakat yararlı olduğu için almanı istiyorum.

安いからではなく、役に立つから私はこの本を買いたい。

"Bunun için ne kadar ödedin?" "Yaklaşık 20 Euro." "Vay! Bu inanılmaz ucuz."

「これいくらで買ったの?」「20ユーロくらい」「安っ! 嘘でしょ?」

Kore'ye üç gece ve dört günlük bir gezi 30.000 yen. Bu çok ucuz.

韓国旅行が三泊四日で三万円だって。激安だよね。

Bir litre benzinin maliyetinin bir litre suyun maliyetinden daha ucuz olduğu bir ülkede yaşıyorum.

私は水1リットルよりもガソリン1リットルの方が安い国に住んでいます。

Lütfen böyle yüksek sesle şarkı söylemeyi bırakır mısın? Bu ucuz bir içki içme yeri değil.

うちは、安手の居酒屋じゃないんですからね、放歌高吟はお断り。