Translation of "Olanı" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Olanı" in a sentence and their japanese translations:

Doğru olanı yapın.

正しいことをしなさい。

Ucuz olanı hangisi?

どっちが安いの?

Aslında en görülebilir olanı.

その最たる例です

Sadece ihtiyacın olanı al.

- 必要なだけお持ち帰りください。
- 必要な分だけお取りください。

En pahalı olanı alacağım.

- 値段の高い方をください。
- 一番高いのにします。

Yarın ihtiyacım olanı alacağım.

必要なものは明日買います。

Beyaz kemerli olanı seviyorum.

- 白いベルトのついたのです。
- 白いベルトがついてる方がいいな。

Her zaman doğru olanı yap.

常に正しい事をせよ。

İki kızın büyük olanı üniversitededir.

- ふたりの娘のうち、姉のほうは大学に在学中である。
- ふたりの娘のうち、姉のはほうは大学に在籍中である。
- ふたりのうち、姉のほうは大学に在学中である。

O, ona söylenilmiş olanı yaptı.

彼は言われたことをした。

Büyük balık, küçük olanı yer.

大きい魚は小さい魚を食べます。

Her zaman ihtiyacın olanı al.

納得がいくまでじっくりと時間をかけてください。

Her zaman doğru olanı yapmalısın.

常に正しいことをしなければならない。

Hangi gömleği daha çok seviyorsun, kırmızı olanı mı yoksa mavi olanı mı?

- 赤いシャツと青いシャツどっちが好き?
- 赤いシャツと青いシャツどちらが好きですか?
- 赤いシャツと青いシャツとどちらが好きですか?

Lütfen kırık olanı acilen değiştirir misin?

壊れていたものを早急に交換していただけますか。

Biraz daha küçük olanı var mı?

もう少し小さいのはありますか。

Bildiğim kadarıyla, bu en iyi olanı.

私の知る限りでは、これが最もよい。

En parlak olanı şu küçük yıldızdır.

あの小さい星が一番明るいよ。

Evrim en uyumlu olanı seçti. Arena hazırlandı.

進化が適者を選び抜き 競技者がそろいました

İki erkekten uzun olanı önce dışarı çıktı.

二人の男のうち、背の高い方が先に出ていった。

Sende bu gömleğin siyah olanı var mı?

このシャツで黒い色のものはありますか?

En absürt zırha, dikenlere, dişlere sahip olanı düşünürler.

すごく変わったヨロイやトゲや牙を 持った恐竜のことです

Bir tişört istiyor musun?" "Evet, kırmızı olanı istiyorum."

「あなたはシャツがほしいですか」「はい、赤いシャツがほしいです」

Dünya'ya en yakın benzemede Mars hepsinden en ilgi çekici olanı.

火星は地球とよく似ているだけにひとしお興味をひく。

- O iki oğlanın uzun boylusu.
- İki çocuktan uzun olanı o.

彼は、2人のうちで、より背の高い方です。

Elimizde olanı mı yiyelim, yoksa daha doyurucu bir şey mi arayalım?

ある物を食べる? 生きのいい物を探(さが)す?

Ama ihtiyacımız olanı aldık, bu iyi. Bakın, günün sıcaklığının geçtiği anlaşılıyor.

でも収穫があったな それに暑さが和らいでる

O iyi bir akademisyendir ve daha iyi olanı, iyi bir öğretmen.

- 彼は立派な学者であり、さらによいことにはよい教師である。
- 彼は立派な学者であってさらに良いのは教えるのもうまい。

- Bu paragrafı anlıyor musun?
- Bu paragrafta kast edilmekte olanı yakalıyor musun?

この段落の意味分かる?

İhtiyacın olanı satın almak için o kadar çok paraya ihtiyacın olduğunu sanmıyorum.

君が必要なものを買うために、そんなにたくさんのお金が必要だとは思えない。

Tek yararlı bilgi iyi olanı nasıl arayacağımızı ve kötü olandan nasıl kaçınacağımızı öğretendir.

唯一の有益な知識とは、よいものを捜し求め、悪いものを避ける方法をわれわれに教える知識である。

Ölüm için can atan kimse sefildir, ama daha sefil olanı ondan korkan kimsedir.

死に憧れる者は惨めであるが、死を恐れる者はさらに惨めである。

- John'a olanları duydun mu?
- John'un başına geleni duydun mu?
- John'a olanı duydun mu?

ジョンに起こった出来事について聞きましたか。

Bir kırmızı araba ve bir beyaz olanı gördüm.Kırmızı olan beyaz olandan daha hoş görünüyordu.

赤い車と白い車を見たよ。赤いののほうが白いのよりかわいかった。