Translation of "Televizyonda" in Japanese

0.061 sec.

Examples of using "Televizyonda" in a sentence and their japanese translations:

- Bak, Tom televizyonda.
- Bak, televizyonda Tom var.

見て、トムがテレビに出てるよ。

Televizyonda reklam var.

テレビ番組にはコマーシャルが入る。

O film televizyonda gösterildi.

その映画はテレビでやりました。

Dün gece televizyonda çıktı.

彼は昨夜のテレビに出演した。

Televizyonda haber programlarını severim.

私はテレビのニュース番組が好きです。

Televizyonda boks maçı gördüm.

私はテレビでそのボクシングの試合を見た。

Bazen onu televizyonda görürüm.

時々彼をテレビで見るよ。

Hiç televizyonda çıktın mı?

テレビに出たことがありますか。

Tom televizyonda olimpiyatları izliyor.

トムはテレビでオリンピックを見ています。

Televizyonda eski bir film izledim.

- テレビで古い映画を見た。
- テレビで昔の映画を見たんだ。

O, bu gece televizyonda çıkıyor.

彼女は今晩テレビに出ます。

O birçok kez televizyonda oynadı.

- 彼はテレビの劇に何度も出演してきた。
- 彼はテレビで何度も演じてきた。

Başkan bu akşam televizyonda konuşacak.

- 大統領は今夜テレビで話をする予定です。
- 今晩、大統領はテレビで演説をすることになっている。

O, dün gece televizyonda çıktı.

彼は昨夜テレビに出た。

Televizyonda bir tenis maçı izledim.

私はテレビでテニスの試合を見た。

Televizyonda yeni bir program izledik.

私たちはテレビで新しい番組を見ました。

Televizyonda bir beyzbol oyunu izledim.

私はテレビで野球の試合を見た。

Dün gece televizyonda ne izledin?

昨夜テレビで何を見ましたか。

O, sık sık televizyonda görünür.

- 彼はよくテレビに出るんだよ。
- 彼はよくテレビに出ます。

Televizyonda bir beyzbol oyunu izledik.

私達はテレビで野球の試合を見た。

Bir keresinde televizyonda şarkı söyledim.

僕は一度テレビに歌った。

Tom dün gece televizyonda çıktı.

昨日の夜、トムがテレビに出てたんだ。

Tom sunucu olarak televizyonda çalışıyor.

トムはテレビのアナウンサーをしている。

Kurum gönüllüler için televizyonda ilan verdi.

その協会は有志を求める広告をテレビに出した。

Akşam yemeğinden sonra televizyonda haber izledim.

夕食後テレビのニュースを見た。

O, televizyonda beyzbol oyunlarını izlemeyi sever.

彼はテレビで野球の試合を見るのが好きだ。

O, televizyonda beyzbol oyunları izlemeyi seviyor.

彼はテレビで野球の試合を見るのが好きだ。

- Onu TV'de gördüm.
- Onu televizyonda gördüm.

それ、テレビで見たわ。

O, televizyonda beyzbol maçları izlemeye düşkündür.

彼はテレビで野球の試合を見るのが好きだ。

Televizyonda sık sık gece oyunları izlerim.

- 私はよくテレビでナイターを見るんです。
- 私はよくテレビでナイターを見る。

Televizyonda annemizin bürosunu alevler içinde gördük.

私たち、テレビでママの仕事場が炎に包まれているのを見たわ。

Dün gece televizyonda beyzbol oyunu izledik.

- 昨夜テレビで野球を見た。
- 私たちは昨日の夜、テレビで野球の試合を見ました。

Dün akşam televizyonda başkanın konuşmasını dinledik.

昨晩大統領がテレビで話をするのを聞いた。

Televizyonda görünmek için tek şansımı kaybettim.

僕はテレビに出る唯一の機会を失った。

Bu akşam televizyonda beyzbol seyretmek istiyorum.

私は今晩テレビで野球を見たい。

Biz televizyonda eğlenceli bir program izledik.

私たちはテレビでおかしな番組を見ました。

Şirket televizyonda yeni bir araba tanıtımı yapıyor.

テレビで盛んに新車の宣伝をしている。

O televizyonda herhangi bir sorun var mı?

そのテレビになにか具合の悪いところがありますか。

Onlar televizyonda yeni bir ürünün reklamını yaptı.

- 彼らはテレビで新製品を広告した。
- 彼らはテレビで新製品を宣伝した。

Dün gece televizyonda bir basketbol oyunu izledi.

彼は昨晩テレビでバスケットボールの試合を見ました。

Ev ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.

私は宿題を済ませてから、テレビで野球を見た。

Televizyonda heyecan verici bir oyun izleyerek oturdum.

私はすわってはらはらする試合をみていた。

Ben ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.

私は宿題を済ませてから、テレビで野球を見た。

Onlar televizyonda yeni bir arabanın reklamını yaptılar.

彼らは新型車をテレビで宣伝した。

Ödevimi yaptıktan sonra televizyonda beyzbol maçı izledim.

私は宿題を済ませてから、テレビで野球を見た。

Televizyonda iyi bir şey olup olmadığını merak ediyorum.

何か面白い番組やってないかな。

Televizyonda gösterilen şey, sanki, toplumun neye benzediğinin bir yansımasıdır.

テレビに映し出されるものは、いわば実社会の反映である。

Birçok anne-baba televizyonda çok fazla şiddet olduğuna inanıyor.

多くの親は、テレビには暴力が多すぎると信じている。

- Ben televizyonda futbol izlemekten hoşlanırım.
- TV'de futbol maçı izlemeyi seviyorum.

テレビでサッカーの試合を見るのは私にとって面白い。

- Tom sunucu olarak televizyonda çalışıyor.
- Tom TV spikeri olarak çalışır.

トムはテレビのアナウンサーをしている。

- Tom bu gece televizyonda görünüyor.
- Tom bu gece televizyona çıkıyor.

- 今夜ね、トムがテレビに出演するよ。
- トムがね、今夜テレビに出るよ。

Çay salonuna girdiğimde televizyonda güreş maçı izleyen iki genç adam buldum.

喫茶店に入ったら、2人の青年がテレビでレスリングの試合を見ていた。

Çay odasına girdiğimde televizyonda güreş maçı izleyen iki genç adam buldum.

喫茶店に入ったら、二人に青年がテレビでレスリングの試合を見ていた。

Kafeye girdiğim gibi televizyonda güreş karşılaşması izleyen iki genç erkek gördüm.

喫茶店に入ったら、二人に青年がテレビでレスリングの試合を見ていた。

Dün gece, saat 02'ye kadar televizyonda Olimpiyat Oyunları izleyerek yatmadım.

昨夜はテレビでオリンピックを見て2時まで起きていた。

Ben kafeteryaya girdiğimde, iki tane genç adam televizyonda bir güreş maçını izliyordu.

喫茶店に入ったら、2人の青年がテレビでレスリングの試合を見ていた。

Televizyonda, yüzünde ciddi bir görünümü olan birisi ülkemizin geleceği ile ilgili sorunlar hakkında konuşuyor.

テレビでは、我が国の将来の問題を誰かが深刻な顔をしてしゃべっている。