Translation of "Taşıyor" in Japanese

Tencere taşıyor.

- 鍋がふきこぼれているよ。
- ポットがふきこぼれている。

Ve gitgide taşıyor.

溢れるようです

Şehrin ışıkları denize taşıyor...

‎街の明かりが海にも届く

Onun sesi iyi taşıyor.

彼女の声はよく通る。

Bu matara... Ağırlığımı taşıyor gibi.

水筒が― 体重を支えてる

Lisa Stan'a karşı kin taşıyor.

リサはスタンに恨みがある。

Gemi Endonezya'dan ham madde taşıyor.

その船は原料をインドネシアから輸送している。

Grönland'tan su ve buzu okyanusa taşıyor.

そこを伝ってグリーンランドからの 氷と水が 海洋に流れ込みます

Bu, onu farklı bir seviyeye taşıyor.

‎彼女は常識を覆した

O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.

彼女は背中にリュックサックを背おっている。

Sağ kolunun altında bir paket taşıyor.

彼は小包を右脇に抱えている。

O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor.

彼は一人でこの寂しい場所に住んでいます。

Beyindeki enerji üretimi için büyük bir önem taşıyor.

脳のエネルギー生成にとって 極めて重要です

Modern toplum her türlü bilgi ile dolup taşıyor.

現代社会はありとあらゆる情報があふれている。

Harika şekilde regoliti alıyor, ve yapı inşası için taşıyor.

レゴリスを建築現場へ運ぶのに 威力を発揮します

Onun yardımı, bu planın başarısı için hayati önem taşıyor.

この計画が成功するには彼女の援助がぜひ必要です。

Kalp hastalığı, felç ve kanser açısından daha düşük risk taşıyor

ガンのリスクが非常に低いだけでなく