Translation of "Sahipti" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Sahipti" in a sentence and their japanese translations:

Deneyimine sahipti .

を持っていました 。

- O bir sürü yabancı pullara sahipti.
- O birçok yabancı pula sahipti.

彼は外国切手をたくさん持っている。

O bir sporcunun görünüşüne sahipti.

彼は外見はスポーツマンのようだった。

Oğlan bize etrafı gösterecek nezakete sahipti.

その少年は親切にも私たちを案内してくれた。

Teklifi reddedecek kadar yeterli bilgeliğe sahipti.

彼女には申し出を断るだけの分別があった。

Geçen yıl o uzun saça sahipti.

彼は去年長い髪をしていた。

Endonezya birçok gizli Japon askerine sahipti.

- インドネシアにはたくさん残留日本兵がいました。
- インドネシアには大勢の残留日本兵がいた。

O dikkatsizlik için bir üne sahipti.

彼は軽率だという評判だった。

Baldızım beş yıl içinde dört çocuğa sahipti.

義理の姉は五年間で四人の子供を生んだ。

- Adam tanımlanmış özelliklere sahipti.
- Adam tanımlamaya uyuyordu.

その男は人相書きのとおりだった。

Ama Elizabeth aynı zamanda liderlik yetisine de sahipti.

しかし彼女は優れた指導力を発揮し、 フランス、オーストリアと同盟

Yağmur çiftlik bitkileri üzerinde iyi bir etkiye sahipti.

雨は農作物によい影響を及ぼした。

Yanan binadan kurtarılacak kadar iyi bir talihe sahipti.

彼は幸運にも炎上しているビルから救出された。

O, büyük bir ev ve iki arabaya sahipti.

彼は大きな家と車を2台持っていた。

Kısa, yazılı emirlere dönüştürme yeteneğine sahipti . Napolyon ve Berthier

ナポレオンとベルティエは、 1814年まで続く 非常に効果的な協力関係

O, iki yıllığına yurt dışında eğitim görme ayrıcalığına sahipti.

彼は外国で2年間研究する特典を得た。

- O, az bir hareket özgürlüğüne sahipti.
- Onun hareket özgürlüğü kısıtlıydı.

彼は行動の自由がほとんどなかった。

- Onun yeterinden fazla parası oldu.
- O, gereğinden fazla paraya sahipti.

彼はありあまるほどのお金を持っていた。

Berthier, yeni Marşallar listesindeki ilk isimdi ve diğerlerinin üzerinde kıdeme sahipti.

ベルティエは他のすべてよりも年功序列で、新しい元帥のリストの最初の名前でした。

Sporadik terör eylemlerine rağmen, Rusya şimdi Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisine sahipti.

散発的なテロに見舞われつつも、 ロシア経済はヨーロッパで最も急成長を遂げていた

Son söze sahipti . Apollo 8 aya ulaştığında, mürettebat yavaşlamak ve Ay'ın yerçekimi tarafından ele geçirilmek

て月の重力に捕らえられるために 、大型のSPSエンジンを発射する

O bir kadının başına, bir aslanın gövdesine, bir kuşun kanatlarına ve bir yılanın kuyruğuna sahipti.

それは女性の頭、ライオンの胴体、鳥の翼とヘビの尾を持っていた。

O yeni bir araba satın aldı. O eski arabasına on yıldan daha fazla bir süredir sahipti.

彼は新車を買った。前の車は10年以上持っていたのだ。

Kral VIII. Henry, Londra'dan çok uzak olmayan Thames Nehri üzerindeki sarayı Hampton Court'ta bir tenis kortuna sahipti.

国王ヘンリー8世は、ロンドンからさほど遠くないテムズ川河畔にある自分の宮殿ハンプトンコートにテニスコートを持っていた。