Translation of "Isteyip" in Japanese

0.003 sec.

Examples of using "Isteyip" in a sentence and their japanese translations:

Arabaya binmeyi isteyip istemediğinizi sordum.

車に乗るかどうか聞いたのです。

Benimle gitmek isteyip istemediğini bilmiyorum.

彼女が私といっしょに行きたがっているかどうか私は知りません。

O, yemek pişirmeyi isteyip istemediğimizi sordu.

彼女は私たちに料理をしたいかとたずねた。

Bir içki daha isteyip istemediğini sorun.

彼にもう一杯いかがかと問う。

Ona bir saat isteyip istemediğini sordum.

- 時計が欲しいのですかと私は彼に言った。
- 私は彼に時計が欲しいかどうか聞いた。

Bir içki daha isteyip istemediğini ona soracağım.

彼にもう一杯いかがかと問う。

Gitmek isteyip istemediğinize karar vermek size kalmış.

- 行くべきかどうかを決めるのは君次第だ。
- 行くべきかどうかを決めるのはあなたの責任だ。

John Mary'ye alışverişe gitmek isteyip istemediğini sordu.

ジョンはメアリーに買い物に行きたいかどうか尋ねた。

Jane bana yemek pişirmek isteyip istemediğimi sordu.

ジェーンは料理をしたいかと私にたずねた。

Bu pazar benimle çıkmayı isteyip istemediğini merak ediyorum.

次の日曜日ぼくとつき合ってもらえないかな。

O bana yurt dışına gitmeyi isteyip istemediğimi sordu.

彼は僕に外国へ行きたいかどうかと聞いた。

Onu yapmak isteyip istemediğin benim için hiç fark etmez.

私がやりたろうが、そうでなかろうが関係ない。

John Mary'ye öğleden sonra alışverişe gitmek isteyip istemediğini sordu.

ジョンはメアリーに午後買い物に行きたいかどうか尋ねた。

Yarın akşam yemeği için bana katılmak isteyip istemeyeceğini merak ediyordum.

- 明日、食事でもどう?
- 明日一緒に夕飯でもどう?

Japonya'da kalıyorken benimle birlikte Kabuki'yi görmeye gitmek isteyip istemediğini merak ediyorum.

もしよろしければ、日本滞在中に歌舞伎を見に行きませんか。

- Toplantıya katılmayı isteyip istemediğini ona sor.
- Toplantıya katılıp katılmayacağını ona sor.

- 会に出席するかどうか彼に聞きなさい。
- 会に出席するかどうかは彼に聞きなさい。

Tom'un ne tür bir insan olacağından ve bizim gibi aynı evde oturmayı isteyip istemeyeceğinden emin değildik.

私たちは、トムがどんな人かも、私たちと同じ家で暮らしたいのかどうかも、よく分からなかった。