Translation of "Sordum" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Sordum" in a sentence and their japanese translations:

Doğrudan ona sordum.

- 僕は彼に単刀直入に尋ねたよ。
- 僕は単刀直入に尋ねたよ。

Nereye gideceğimi sordum.

私はどこへ行ったらよいのか尋ねた。

"Gunit mi?" diye sordum.

「ガニット?

Ona nerede yaşadığını sordum.

どこに住んでいるのですか、と私は彼にたずねた。

Onun ne yapacağını sordum.

彼に何をするつもりかたずねた。

Onun nerede olduğunu sordum.

私は、彼にどこにいたのだと尋ねた。

Ben ona adını sordum.

彼に何という名前かを尋ねた。

Doktora bazı sorular sordum.

私は医師に少し質問した。

Onun halini hatırını sordum.

私は彼の安否をたずねた。

Mektubumu alıp almadığını sordum.

私は彼に手紙を受け取りましたか、と尋ねた。

Ona nereye gittiğini sordum.

- 私は彼にどこへ行くところなのかとたずねた。
- 私は彼にどこは行くところなのかとたずねた。

Polise yol tarifi sordum.

私は警官に方向を尋ねた。

Tom'a ne okuduğunu sordum.

トムに何を読んでいたのか聞いた。

Onun nerede yaşadığını sordum.

私は彼女がどこに住んでいるのか尋ねた。

Ona bir soru sordum.

- 私は彼に質問を尋ねた。
- 私は彼に質問をした。

Emekli olan eski profesörüme sordum,

それでボブ・オスティーンと言う 私の恩師で

Arabaya binmeyi isteyip istemediğinizi sordum.

車に乗るかどうか聞いたのです。

Ona yeni adresi için sordum.

彼女の住居を尋ねました。

Ona adının ne olduğunu sordum.

- 私は彼に名前を尋ねた。
- 彼に何という名前かを尋ねた。

Ona zor bir soru sordum.

私は彼女に難しい質問をした。

Ona onları okuyabilip okuyamayacağımı sordum.

私は彼に私がそれらを読めるかどうかたずねた。

Tom'a Mary'yi niçin sevmediğini sordum.

トムにさ、何でメアリーのことが嫌いなのか聞いたんだ。

Hasta arkadaşımın sağlık durumunu sordum.

- 私は病気の友人を見舞った。
- 私は病気の友人の容態を聞いた。

Ona kitabı okuyup okuyamayacağımı sordum.

私は彼女に私がその本を読めるかどうかどうかをたずねた。

Ona partiye gidip gidemeyeceğini sordum.

私は彼女にそのパーティーに行けるかどうかたずねた。

Ben onun kim olduğunu sordum.

私は彼が誰であるか尋ねた。

Ona adımı bilip bilmediğini sordum.

- 私の名前を知っていますかと彼にたずねた。
- 私の名前を知っているかどうか彼に聞いた。

Oğluma gerçekten ne istediğini sordum.

- 息子に何がほんとに欲しいのか聞いた。
- 私は息子に本当に欲しいのは何か聞いた。
- 僕は息子に本当に欲しいものを聞いた。

Onun meşgul olup olmadığını sordum.

- あなたは忙しいのですかと私は彼に聞きました。
- 彼に忙しいかどうか聞いたんだ。

Ona dışarı çıkıp çıkmayacağını sordum.

あなたは出かけるところですかと私は彼女に聞きました。

Ona kaza hakkında soru sordum.

その事故について彼に質問した。

Ben Tony'ye bir soru sordum.

私はトニー君に質問した。

Anneme oraya ne getireceğimi sordum.

私はそこへ何を持っていくべきか母に尋ねた。

Ve ona hangi bölümlerde çalıştığını sordum.

働いている部署を聞くと

"Kadınlar erkeklerde ne arar?" diye sordum.

「女性は男性に何を求めているの?」

Öğretmene hangisinin daha iyi olduğunu sordum.

どちらがよいか先生に伺いました。

Ona onun adresini bilip bilmediğini sordum.

「君は彼女の住所を知っているかい」と私は彼にたずねた。

Ona yeni kitabı hakkında soru sordum.

私は彼に彼の書いた新しい本について尋ねた。

Ben çiçeklerin çiçek açıp açmadığını sordum.

「花が咲いているか」と聞いた。

Bana yardım edip etmeyeceğini ona sordum.

- 私は彼に助けてくれるかどうかたずねた。
- 私は彼に手伝ってくれるかどうか聞いた。

Ben ona Meksika'da bulunup bulunmadığını sordum.

- 私は彼女がメキシコへ行ったことがあるかどうかたずねた。
- 私は彼女がメキシコへ行ったことがあるかどうか聞いた。

Anneme kahvaltının hazır olup olmadığını sordum.

- 私は母に朝食の準備ができているかたずねた。
- 母に朝食の用意ができているか聞いた。

Onun da gidip gitmeyeceğini ona sordum.

私は彼も来るかとたずねた。

Öğretmenime daha sonra ne yapacağımı sordum.

- 私は次に何をしたらいいか先生に尋ねた。
- 次に何をすればいいのか先生に聞いた。

Tom'a yeni kitabı hakkında soru sordum.

私はトムに彼の新しい本について尋ねた。

Önceki gün ona eğlenip eğlenmediğini sordum.

昨日は楽しかったか、と私は彼に尋ねた。

Sadece senin bileceğini düşündüğüm için sordum.

あなたならわかると思ってちょっと聞いてみたまでです。

Her bir çocuğa üç soru sordum.

私はそれぞれの少年に三つずつ質問した。

Bundan sonra ne yapacağımı öğretmenime sordum.

- 私は次に何をしたらいいか先生に尋ねた。
- 次に何をすればいいのか先生に聞いた。

Ekoloji hakkında ona birçok soru sordum.

私は生態学について彼に多くの質問をした。

Ann'in bir öğrenci olup olmadığını sordum.

私はアンに、君は学生ですかと尋ねた。

Ona bir saat isteyip istemediğini sordum.

- 時計が欲しいのですかと私は彼に言った。
- 私は彼に時計が欲しいかどうか聞いた。

Ben Tom'a nereye gitmek istediğini sordum.

- トムにどこに行きたいか聞いてみたんだ。
- トムに行きたいところを聞いてみたよ。

Ve sordum "Sizinle çalışmak için ne yapmalıyım?"

「そちらの会社で採用されるには 何が必要ですか?」と聞きました

Otobüsten nerede ineceğimi bilmediğim için sürücüye sordum.

どこでバスを降りたらよいのかわからないので、私たちは運転手に尋ねた。

Ona arabamı nereye park etmem gerektiğini sordum.

私は彼にどこへ駐車したら良いか尋ねた。

Ona ertesi gün oraya gidip gitmeyeceğini sordum.

私は彼に翌日そこへ行くかどうかと聞いた。

Ona neden bu kadar üzgün olduğunu sordum.

なぜそんなに悲しんでいるのか、と私は彼に尋ねた。

"Korsan taksicilik mi yapıyorsun?" diye sordum ona.

「これは白タク?」わたしは彼に尋ねた。

Çok kötü bir sporcu olan oğluma şöyle sordum

息子は運動選手としては 酷いものです

Ona beyaz şapka giyen adamın kim olduğunu sordum.

「白い帽子をかぶっている男の人は誰ですか」と私は彼女に言った。

Ona şimdi ne yapmak istediğini sordum ve dedi ki,

彼女に これから 何がしたいのか 聞きました

Mağazayı pek çok kişiye sordum, ancak kimse onu duymamıştı.

私はその店のことを多くの人に尋ねたが、聞いたことがある人はだれもいなかった。

Mağaza hakkında birçok insana soru sordum ama hiç kimse onu duymamıştı.

私はその店のことを多くの人に尋ねたが、聞いたことがある人はだれもいなかった。