Translation of "Gitmişti" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Gitmişti" in a sentence and their japanese translations:

Adrenalin gitmişti.

アドレナリンもありませんでした

O yatmaya gitmişti.

彼女は寝てしまった。

O akşam konsere gitmişti.

その夜、彼女はコンサートへいった。

Babam düşünceye dalıp gitmişti.

私の父は物思いにふけっていた。

İstasyona vardığımda, tren çoktan gitmişti.

駅に着いてみると、汽車はすでに出てしまっていた。

İstasyona vardığımızda, tren çoktan gitmişti.

私達が駅に着いた時に列車はもう出てしまった後だった。

Ben vardığımda, o çoktan gitmişti.

私が着いたころには、彼はすでに出発してしまっていた。

Neredeyse herkes zaten eve gitmişti.

ほとんど全員が既に帰宅した。

Ben vardığımda o zaten gitmişti.

私が着いたとき彼女はもう出た後だった。

On yıl önce oraya gitmişti.

彼女はその10年前にそこに行っていた。

Ben durağa vardığımda otobüs zaten gitmişti.

バス停に着いた時、バスはすでに出ていた。

Onlar istasyona vardığında tren zaten gitmişti.

- 彼らが駅に着いたとき列車はすでに出ていた。
- 彼らが駅についた時、列車はすでに出発していました。

O, istasyona vardığında, tren çoktan gitmişti.

彼が駅へ着いたら汽車は出た後だった。

O, odasına döndüğünde elmas yüzük gitmişti.

彼女が部屋に帰ってみると、ダイヤの指輪は消えていた。

Onlar İstasyona varmadan önce tren gitmişti.

列車は彼らが駅へ着く前に出てしまった。

Biz oraya varmadan önce, gemi gitmişti.

私たちがそこへ着く頃までには船は出ていた。

Biz oraya varmadan önce, o gitmişti.

私たちがそこへ着くまでに彼は行ってしまった。

Ben istasyona vardığımda tren çoktan gitmişti.

- 私が駅に着いたとき汽車はもう出てしまっていた。
- 私が駅に着いたときには汽車はもう出てしまっていた。
- 私が駅についたときには列車はすでに出発していました。

Onlar oraya iki gün önce gitmişti.

彼らは二日前にそこへ行っていた。

Otobüs durağına vardığımda son otobüs zaten gitmişti.

私が停留所に着いたときには、最終バスはもう行ってしまっていた。

Ben istasyona varmadan önce tren zaten gitmişti.

駅についたら列車はもうすでに出ていた。

Mary otobüs durağına vardığında, son otobüs zaten gitmişti.

メアリーがバス停に着いたときは最終バスはすでに出ていた。

Dört gün içinde Napolyon Vilnius'a vardı, ama Barclay gitmişti.

4日後にナポレオンはヴィルニュスに到達したが バルクレイはいなかった

Bu sabah uyandığımda, ebeveynlerimin her ikisi de işe gitmişti.

今朝目がさめたときは両親はもう仕事に出かけていました。

Kraliyet Tiyatrosu'nda akşam performansı sona ermişti, ve seyirci eve gitmişti.

ロイヤル・シアターの夜の部の公演が終わり、観客たちは帰って行った。

Ben akşam saat on birde onu aradığımda o zaten yatmaya gitmişti.

私が午後十一時に電話したとき、彼女はすでに床についていた。

Daha iyi maaş ve daha iyi çalışma koşulları için temizlik emekçileri grevine barış içinde yardım etmek için oraya gitmişti.

彼は、清掃の仕事に従事する人たちが平和的に賃金と労働条件の改善を要求するストライキをするのを支援するためにそこに行っていた。