Translation of "Gelmesi" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Gelmesi" in a sentence and their japanese translations:

Onun gelmesi gerekiyordu.

- 彼はくるものと思われていた。
- 彼は来るはずでした。

Tom'un öğleyin gelmesi bekleniyor.

トムは正午に来るはずだ。

Onun yarın gelmesi bekleniyor.

彼は明日着く予定だ。

Yakında eve gelmesi bekleniyor.

彼はもうそろそろ帰るはずだ。

Onun buraya gelmesi şaşırtıcı.

彼がここに来るなんて驚きだ。

Onun gelmesi olası değildir.

彼女は来そうにない。

Onun gelmesi şartıyla giderim.

彼女が来るのなら私も行きます。

Baharın gelmesi için sabırsızlanıyorum.

私は春の到来を待ちわびている。

Onun yasaya karşı gelmesi aptallıktı.

その法を犯したとは彼は馬鹿なことをしたものだ。

O, onun gelmesi için heveslidir.

- 彼は彼女が来る事を切望している。
- 彼は彼女がくることを熱望している。

Onların geç gelmesi benim hatamdı.

彼らが遅れてきたのは私の責任だ。

Onun bizim partiye gelmesi olasıdır.

彼は私たちのパーティーに来るかもしれない。

Eve gelmesi için ona yalvardı.

彼は彼女に帰ってくるよう懇願した。

Gelmesi çok düşük bir ihtimal.

彼が一番やってきそうにない。

Onun geç gelmesi nedeniyle planlarımız değişti.

彼女が遅刻したため、計画を変更した。

O, onların zamanında gelmesi gerektiğini vurguladı.

彼は彼らに時間厳守で到着するように強調した。

Saat 9:00 buraya gelmesi gerekli.

彼は午後9時にここへ来る事になっています。

Erken gelmesi istendiği için, erken geldi.

彼は言われたとおりに早く来た。

Saat 21.00'de buraya gelmesi gerekir.

彼は午後九時にここへ来る事になっている。

Trenin zamanında gelmesi pek mümkün görünmüyor.

列車は定時に到着しそうに思われない。

Öğrenciler yaz tatilinin gelmesi için sabırsızlar.

学生たちは夏休みが来るのが待ち遠しい。

Derhal gelmesi için ona telefon ettim.

すぐ来るようにと彼に電話で話した。

- Yarın senin ya da onun gelmesi bekleniyor.
- Ya senin ya da onun yarın gelmesi gerekiyor.

明日は君か彼が来ることになっている。

özsaygının da bununla beraber gelmesi gerektiğini öğretti.

承認や自己肯定も 内面から生まれなければならないと

Dana'nın bu tarafa gelmesi çok mantıklı olurdu.

論理的には こっちに来た

- O buraya gelmemeli.
- Onun buraya gelmesi gerekmiyor.

- 彼はここに来るはずはない。
- 彼はここに来るまい。

Karanlığın gelmesi nedeniyle çocuklar eve geri döndü.

暗くなってきたので子供たちは家に帰った。

Onun geç gelmesi gerekiyorsa, konferansa onsuz başlayabilirsin.

もし彼が遅れてくるようなら、彼がいなくても会議を始めてよい。

Onun gece eve çok geç gelmesi tuhaf.

彼女があんなに夜遅く帰宅したとは不思議だ。

Trafik kazalarının yağışlı günlerde meydana gelmesi olasıdır.

交通事故は雨の日に起こりやすい。

Onun geç gelmesi ya da gelmemesi önemli değil.

彼の来るのがおくれようとおくれまいとかまわない。

Kışın gelmesi ile, dağlar yakında karla kaplı olacaktır.

冬が近づいてきたので、山々はまもなく雪に覆われるだろう。

Onun bu havada gelmesi hakkında bazı şüphelerim var.

こんな天気にかれが来るかどうかおぼつかないと思う。

- Nick'in ofisime gelmesine gerek yok.
- Nick'in büroma gelmesi gerekmez.

ニックは私の会社に来る必要はない。

Tesadüfen buraya gelmesi gerekirse ona bu belgeyi vermeni istiyorum.

万一彼が来たら、この書類を渡して欲しい。

Onun işe genellikle geç gelmesi yeterince kötüydü fakat sarhoş gelmesi bardağı taşıran son damlaydı ve ben onun işine son verdireceğim.

ただでさえ奴は普段から仕事に遅れて来るくせに、酒まで飲んで来るなんて堪忍袋の緒が切れた。もう会社を辞めてもらうしかない。

Bu yalnızlık biçiminin üstesinden gelmesi için ilk adım atılmış oluyor.

このような孤独を克服する 最初のステップが作られます

- Onun kocasının onu Paris'ten bir geceliğine cumartesi gecesi onu ziyaret etmek için gelmesi gerekiyordu.
- Kocasının, cumartesi gecesi tek geceliğine Paris'ten onu ziyarete gelmesi gerekiyordu.

- 土曜の晩には、パリから、一晩泊りで彼女の夫が来る筈になつてゐるのです。
- 土曜の晩には、パリから、一晩泊りで彼女の夫が来る筈になっているのです。

Bu olaydan beni en çok şaşırtan, avukatların olay yerine o kadar hızlı gelmesi.

その事故について私が最も驚いたのは、いかに早く弁護士が現場に駆けつけたかということだ。