Translation of "Gündüz" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Gündüz" in a sentence and their japanese translations:

Köpeğine gündüz halası bakıyor.

彼の叔母が日中彼の犬の世話をしている。

O, gece gündüz çalışıyordu.

- 朝から晩まで忙しく働いていた。
- 朝から晩まで、忙しく動き回っていたからなあ。

Gündüz vakti okumayı severim.

僕は日の光で本を読むことが好き。

Gece gündüz piyano çalışıyor.

彼女は昼も夜もピアノを練習している。

O, gece gündüz çalışır.

彼は四六時中勉強している。

Gece gündüz onu düşünüyorum.

私は昼も夜も彼女のことを考えている。

Ekvatorda gece ve gündüz eşittir.

‎赤道では 昼と夜は同じ長さ

Artık gündüz vardiyası işbaşı yapabilir.

‎やっと昼の生活に戻れる

Çoğu kuşlar yalnızca gündüz görebilir.

たいていの鳥は昼間しか目が見えない。

Onlar gece gündüz çok çalıştılar.

彼らは昼夜一生懸命働いた。

O gündüz uyur, gece çalışır.

彼は昼眠って夜働く。

Babam gece gündüz çok çalıştı.

- 父は不眠不休で働いた。
- 父は身を粉にして昼も夜も働いた。

Gece gündüz çok çalışmak zorundaydı.

彼は昼も夜も一生懸命働かなけばならなかった。

O, gece ve gündüz çalışıyor.

彼女は昼も夜も働いている。

Gece ve gündüz kadar farklılar.

月とすっぽん。

Biz gündüz çalışırız ve gece dinleniriz.

我々は、昼は働き夜は休む。

Onlar deneye gece gündüz devam ettiler.

彼らは昼も夜も実験を続けた。

Eğer gece gündüz çalışırsanız, sağlığınızı kaybedersiniz.

- 昼夜兼行で働くと身体を壊すよ。
- 昼も夜も働いたら、体を壊すよ。

Güneş gündüz parlar; ay ise gece.

太陽は昼に輝き、月は夜に輝く。

Gündüz bir arkadaşım beni görmeye geldi.

昼間、友人が私に会いに来た。

Bir avukat olma düşüncesiyle gece gündüz çalıştı.

彼は弁護士になるために日夜勉強に励んだ。

Çitalar, gündüz gözüyle avlanan... ...yalnız avcılar olarak bilinir.

‎チーターは昼間に ‎単独で狩りを行う動物だ

Su aygırları serinlemek için gündüz sıcağında suda durur.

‎カバは日中は水中で ‎体を冷やし‎―

Gündüz uyuyan ve gece çalışan bazı insanlar vardır.

- 昼寝て夜働く人もいる。
- 昼間寝て夜働く人もいる。

"Gece gündüz çalışmaya alışkın değilim." "Yakında buna alışacaksın."

「私は昼も夜も働くのにまだ慣れてない」「すぐに慣れるよ」

Benim kuralım her zaman gündüz günün işini yapmaktı.

私の規制は常にその日の仕事は、その日になすことであった。

Gece gündüz. Tatillerde. Fabrikayı işe yarar hale getirmek için

昼も夜も休日も働き

Vahşi düz kürklü su samurları gündüz aktif olsa da...

‎野生のビロードカワウソは ‎昼行性だが‎―

Ailesi konfor içinde yaşayabilsin diye gündüz ve gece çalıştı.

- 彼は自分の家庭が楽に暮らせるように日夜働いた。
- 彼は自分の家族が楽に暮らせるように日夜働いていた。

Bir sürü araba bu yolda gece gündüz hız yapıyor.

昼も夜もたくさんの車がこのハイウェーを高速でつうかする。

Üstün görüş ve manevra kabiliyeti... ...şahin ve doğanlara gündüz avantaj sağlıyor.

‎明るいうちは抜群の視力と ‎機動性を持つ鳥が有利だ

Uzun, susuz ve sıcak bir mevsimin sonuna gelinmiş. Gündüz sıcaklıkları 40 dereceyi aşıyor.

‎長くて暑い乾期の終わりだ ‎日中の気温は40度以上

Ama deniz biyoloğu Richard Fitzpatrick öfkeli bir denizkestanesinin saldırısına uğradığında gündüz vakti işini yapıyordu.

しかし海洋生物学者の フリッツパトリックは昼間に このウニにやられました

Yani mercan kayalıklarında yürüyen bir insan bile, gündüz vakti avcılardan saklanan bir tanesinin üstüne basabilir.

だから昼間 サンゴ礁を歩いてる時に 隠れてるのを 踏む人もいるんだ

İş cuma günü gündüz on birde bitirilmedi, bu yüzden onu önümüzdeki pazartesiye ertelemeye karar verdiler.

仕事は金曜日の11時に終わらなかったので、次の月曜日に持ち越すことにした。

Ayılar gün içinde gece uyuduklarından daha çok uyurlar, ne var ki bu yazları, yirmi dört saat boyunca gündüz olduğundan geçerli değildir.

熊はまた、24時間明るい夏は当てはまらないが、夜よりも昼に寝る傾向がある。夜活動するのはアザラシの行動と関係があるだろう。