Translation of "Göze" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Göze" in a sentence and their japanese translations:

Karşılaşma riskini göze alamıyorlar.

出会うリスクを冒したくないかもしれません

O evlenmeyi göze alamaz.

彼には結婚するゆとりはない。

Ben zamanı göze alamam.

私にはその時間の余裕がない。

Ben beklemeyi göze alamam.

ブラブラして待っているような余裕はないんだ。

Tenis oynamayı göze alamam.

私はテニスをする余裕がありません。

Onu göze alabilir misin?

買える余裕あるの?

Göze göz, dişe diş.

目には目を、歯には歯を。

Güzelliği sınıfta göze çarpıyordu.

彼女の美しさはクラスの中でも目立って見えた。

- Gerçekten bir şey göze çarpmıyor.
- Gerçekten hiçbir şey göze çarpmıyor.

似たりよったりだな。

Bu tarantulanın kaçmasını göze alamayız.

タランチュラは逃がせない

Karanlığa rağmen... ...uyumayı göze alamazlar.

‎夜でも‎― ‎眠るわけにいかない

Kaza geçirme riskini göze aldı.

彼は事故にあうほどの危険をおかした。

Ben onu almayı göze alamam.

私には買えない。

Bir araba almayı göze alamam.

僕には車を持つ余裕がない。

Onu satın almayı göze alamam.

- 私には買えない。
- 高くてとても手が出ないよ。
- 買える余裕なんてないよ。

El sıktığımız zaman göz göze gelmeliyiz.

握手をする時には、視線を合わすべきだ。

O kadar çok ödemeyi göze alamam.

- 僕にはそんな金は出せない。
- 僕にはそんなに金は出せない。
- そんなに金は出せない。
- ぼくにそんなに金は出せない。

Tommy, işini kaybetme riskini göze almadı.

トミーは職を失う危険を冒したくなかった。

O bir tatil yapmayı göze alamaz.

彼は休暇をとる余裕がない。

Parktaki yeşil yapraklar göze hoş geliyor.

公園の緑は私たちの目を慰めてくれる。

Takım elbise giydiği için göze battı.

スーツを着て彼は目立っていた。

Bir bisiklet satın almayı göze alamadım.

僕には自転車を買う余裕なんかなかった。

Yeni bir araba almayı göze alamam.

私には新車を買う余裕はないんです。

Ben onu satın almayı göze alamam.

高すぎて手が出ませんよ。

Göze çarpmamak için arka kapıdan geldi.

彼女は見つからないように裏口から入ってきた。

Pahalı bir araba almayı göze alamam.

私には高価な車を買う余裕がない。

Yakalanma ve tutuklanma riskini göze aldı.

彼は逮捕投獄される危険を冒した。

Ben bir araba almayı göze alamam.

- 車を買う余裕なんてないよ。
- 私にはとても車を持つ余裕はない。

Kaybetmeyi göze alabileceğim bir giysi parçası almalıyım.

服の1部を使うよ 正気は失ってない

Eğer bir deveye yaklaşırsanız, ısırılmayı göze alırsınız.

ラクダに近づくと、噛み付かれる危険があるよ。

Öyle bir şeyi satın almayı göze alamam.

そんなものを買う余裕はないよ。

- Biz bunu göze alamayabiliriz.
- Buna paramız yetmeyebilir.

その余裕がないかもしれないから。

Ben yeni bir palto almayı göze alamam.

私は、とても新しいコートは買えない。

O, yeni bir araba almayı göze alamaz.

彼は新しい車を買う余裕がありません。

Böylesine pahalı bir arabayı almayı göze alamam.

そんな高い車を買う余裕はありません。

İstediğim her şeyi satın almayı göze alamıyorum.

欲しいもの全部買える余裕はないよ。

Tom, bir ev satın almayı göze alamaz.

トムには家を買うだけの余裕はない。

Onlar düşman tarafından vurulma riskini göze almaya hazırdılar.

敵に撃たれる危険を冒す覚悟だった。

Ben bir kitap için 40 doları göze alamam!

一冊の本に40ドルも支払えない。

Peki onlardan biriyle göz göze gelecek olursanız ne olacak?

しかし実際に ヒョウと遭遇したら?

- Diğerlerinden sıyrılıyor.
- Diğerlerinin arasında sivriliyor.
- Diğerleri arasında göze çarpıyor.

彼女抜群ですよ。

Ona yardım etmek için işimi kaybetme riskini göze alıyorum.

彼女を助けるために危うく仕事を失うところだった。

- Her olasılığı göze aldılar.
- Her olasılığı göz önünde bulundurdular.

彼らはあらゆる可能性を考慮に入れた。

Bu hafta sonu kaplıcaya gitmeyi göze alamam. Ben meteliksizim.

今週末は温泉に行く余裕はないね。すっからかんだ。

Ben böylesine pahalı bir restoranda yemek yemeği göze alamam.

- 私にはこんな高級レストランで食事をする余裕はない。
- こんな値段の高いレストランで食事する余裕はない。

O, bir araba satın almak istiyor fakat göze alamıyor.

彼女は車を買いたいのですが、買う余裕がないのです。

Eğer George sigara içmeyi bırakmazsa akciğer kanseri gelişme riskini göze alır.

たばこをやめないとジョージは肺ガンにかかる危険を冒すことになる。

- Ziyan edecek tek kuruşum yok.
- Tek bir yeni boşa harcamayı göze alamam.

1円たりとも無駄使いはできない。

Bu, tehlikeyi göze almak anlamına gelse bile, o oraya gitmeye karar verdi.

彼は危険を冒してもそこへ行く決心をした。

- Tom'un konsere gitmek için yeterli parası yoktu.
- Tom konsere gitmeyi göze alamadı.

トムはコンサートにいくお金がなかった。

Yeni bir araba bir yana, kullanılmış bir araba almayı bile göze alamam.

私は中古車を買う余裕などなく、ましてや新車などはもってのほかだ。

- Yeni bir bisiklet almayı göze alamam.
- Yeni bir bisiklet almaya bütçem elvermez.

私には新しい自転車を買う余裕がない。

- Yeni bir arabayı göze alamam.
- Yeni bir arabaya gücüm yetmez.
- Yeni bir arabaya param yetmez.

- 私には新車を買うゆとりは無い。
- 私は新車を持つ余裕なんて無い。

Yeni bir bisiklet almayı göze alamıyorum, bu yüzden bu eski bisikletle idare etmek zorunda kalacağım.

新しいバイクは買えないのでこの古いやつでなんとか間に合わせなくてはならないだろう。

- Jack, yeni bir bisiklet satın almayı göze alamaz.
- Jack'in yeni bir bisiklet satın almak için parası yok.

ジャックには新しい自転車を買う余裕がない。

- Yeni bir araba almayı göze alamam.
- Yeni bir araba almaya gücüm yetmez.
- Yeni bir araba almak için param yok.

- 私には新車を買うゆとりは無い。
- 私には新車を買う余裕はないんです。
- 新車を買う余裕なんてないよ。