Translation of "Oynamayı" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Oynamayı" in a sentence and their japanese translations:

- Basketbol oynamayı severim.
- Basketbol oynamayı seviyorum.

僕はバスケットボールをすることが好きだ。

Basketbol oynamayı seviyorum.

僕はバスケットボールをすることが好きだ。

Tenis oynamayı bilir.

彼はテニスをすることができる。

Golf oynamayı bilmiyor.

彼はゴルフのやり方を知りません。

Satranç oynamayı severim.

私はチェスが好きです。

Kumar oynamayı bırakmalısın.

- ギャンブルはやめなさい。
- 賭け事はやめなさい。

Beyzbol oynamayı severim.

私は野球をするのが好きです。

- Lucy tenis oynamayı seviyor.
- Lucy tenis oynamayı sever.

ルーシーはテニスをするのが好きです。

- Tom gine domuzlarıyla oynamayı reddetti.
- Tom hint domuzlarıyla oynamayı reddetti.
- Tom kobaylarla oynamayı reddetti.

- トムはモルモットと遊ぶのを拒んだ。
- トムはモルモットと遊びたくないって断ったんだ。

- Sana satranç oynamayı öğreteceğim.
- Ben sana santranç oynamayı öğreteceğim.

チェスのやり方を教えますよ。

Geçen sezon oynamayı bıraktı.

彼は昨シーズンで野球をやめました。

Mike basketbol oynamayı seviyor.

マイクはバスケットボールをすることが好きです。

Mahjong oynamayı biliyor musun?

麻雀のやり方を知ってる?

O, tenis oynamayı sever.

彼はテニスをするのが好きだ。

O, futbol oynamayı sever.

- 彼はサッカーをするのが最も好きだ。
- 彼はサッカーをするのが好きです。

Kediler güneşte oynamayı severler.

猫は日なたで遊ぶのが好きだ。

Bana oyun oynamayı kes!

悪ふざけもほどほどにしてほしいな。

Lütfen şapkanla oynamayı bırak.

- 帽子を弄り回すのはやめなさい。
- 帽子で遊ぶのはやめなさい。

Çocuklar sahilde oynamayı severler.

子供達は浜辺で遊ぶのが好きだ。

Onlar karda oynamayı seviyorlar.

彼らは雪の中で遊ぶのが好きです。

Ben tenis oynamayı seviyorum.

- 私はテニスをするのが好きです。
- 私はテニスが好きだ。
- テニスが好きです。

Kumar oynamayı bırakmak zorundasın.

ギャンブルはやめなさい。

Tenis oynamayı göze alamam.

私はテニスをする余裕がありません。

Çocuklar dışarıda oynamayı severler.

子供は外で遊ぶのが好きだ。

Ben golf oynamayı severim.

- 私はゴルフが好きです。
- ゴルフをするのが好き。

Ellen'da tenis oynamayı seviyor.

エレンもテニスをするのが好きです。

Çocuklar sahilde oynamayı seviyorlar.

子供たちは浜で遊ぶのが大好きです。

İskambil oynamayı sever misin?

トランプは好きですか?

Yüzmeyi ve basketbol oynamayı severim.

水泳とバスケットボールが好きです。

O golf oynamayı çok sever.

彼はまったくのゴルフ狂だ。

Hafta sonunda tenis oynamayı sevdim.

私は週末はテニスをして楽しんだ。

Çocuklar çalışmaktan çok oynamayı severler.

子供達は勉強することよりも遊ぶことの方が好きである。

Dersten sonra futbol oynamayı düşünüyorum.

私は放課後サッカーをするつもりです。

Geçen sezon beyzbol oynamayı bıraktım.

私は昨シーズンで野球を辞めた。

Yüzmektense tenis oynamayı tercih ederim.

私は泳ぐよりもむしろテニスをしたい。

Bana satranç oynamayı öğretebilir misin?

私にチェスを教えてくれない?

Genelde çocuklar açık havada oynamayı sever.

一般的に言って、子供は戸外で遊ぶのが好きだ。

İsterseniz, ben size satranç oynamayı öğretirim.

- よろしかったら、チェスのやり方をお教えしますよ。
- 良ければ、私はチェスを遊ぶんで教える。

Yüzmeye gitmektense futbol oynamayı tercih ederim.

水泳に行くよりは、むしろフットボールをしたい。

Tom profesyonel beyzbol oynamayı hayal ederdi.

トムはかつてプロ野球の選手になることを夢見ていた。

Tuvalette gizlenerek oyun oynamayı durdurabilir misin?

トイレにこもってゲームするのやめてくれないかな。

Sen kumar oynamayı sevmezsin, değil mi?

- あなたは賭事が好きではないのですね。
- ギャンブルは好きじゃないんでしょ?

Çocuklar plajda oynamayı gerçekten çok seviyorlar.

子供は本当に汀線で遊ぶのは大好きだ。

Tom bana tenis oynamayı öğreten kişiydi.

トムもテニスを教えてくれたよ。

Neredeyse bütün Japon erkekleri beyzbol oynamayı sever.

ほとんどの日本の男の子は野球をするのが好きだ。

Pazar günleri onunla tenis oynamayı prensip ediniyorum.

私は毎週日曜に彼とテニスをすることにしている。

Ve benim gerçekliğimden ve oynamayı hayal ettiğim rollerden

実際の私とは かけ離れていたし

Video oyunu oynamayı seven bir kızla evlenmek istiyorum.

- 私はビデオゲームの好きな女性と結婚したい。
- ビデオゲームの好きな女の子と結婚したい。

- Mahjong oynamayı biliyor musun?
- Mahjong nasıl oynanır biliyor musun?

麻雀のやり方を知ってる?

Hem babam hem de erkek kardeşim kumar oynamayı severler.

私の父も兄もどちらも賭事が好きです。

Kedinin fareyle oynadığı gibi benimle oynamayı bırak ve bana haberleri aktar.

じらさないで、そのニュースを私に聞かせてくださいよ。

- Satranç oynamayı biliyor musun?
- Satrancı nasıl oynayacağını biliyor musun?
- Satrancın nasıl oynandığını biliyor musun?

あなたはチェスの仕方を知っていますか。

- Nasıl softbol oynanacağını biliyor musun?
- Softbol oynamayı biliyor musun?
- Softbol nasıl oynanır biliyor musun?

- ソフトボールのやり方、知ってる?
- ソフトボールの仕方って分かる?